Written by 15:05 ÇALIŞMA YAŞAMI

Opel’de gelecek hepimizin mi?

Opel uzun yıllardır sürdürdüğü daha az işçiyle daha fazla kar politikasındaki ısrarcı tutumunu sürdürüyor.

Bir zamanlar 45 bin emekçinin çalıştığı Opel’in Rüsselsheim’daki fabrikasında şu an 10 bin civarında işçi çalışıyor. Uzun yıllar içine girdigi krizden çıkamayan Opel, bağlı bulundugu General Motors tarafından 2017 yazında PSA grubuna satıldı. Satış sürecinde işçiye krizden çıkma vaadinde bulunan PSA yöneticisi Tavares hazırladığı ilk yüz günlük eylem planı çerçevesinde işçi çıkarmayla işe başladı. Son zamanlarda Ar-ge bölümünü ‚Sequle‘ adlı bir Fransız firmasına devreden Opel, bu bölümde çalışan işçileri Sequle’e geçmeye mecbur etti. Ardından piyasaya yedek parça sağlayan bölümü kapatan Opel, bu bölümde işten çıkaramadığı işçileri farklı bölümlere güvencesiz ve geçici bir süreliğine dağıttı.

Son eylem planı dahilinde 2021’in sonuna kadar sosyal plan çerçevesinde 2100 kişinin işine son vermeyi planlayan firma yönetimi, gönüllü başvuru olmadığı takdirde çeşitli baskı yöntemleri uygulayarak hedefine ulaşmak istiyor. İki yılı aşkın bir süredir kısa çalışmada olan Opel, 10-12 gün ve sadece sabah vardiyasında üretim yapmakta. Gerek satış esnasında gerekse sonraki süreçte işçi temsilcilerini dışlayan ve birlikte karar verme ilkesini sürekli ihlal eden PSA, işçiye resmen savaş ilan eden bir tutum içerisinde.

Geçtiğimiz dönemde Fiat grubuyla da birleşen firma, dünyadaki pazar payını büyük ölçüde büyütürken kendi bünyesi içine aldığı firmalar arasındaki rekabeti de sürekli körüklüyor. Geçmişte yaşanan tüm bu olumsuzluklara yenisini eklemek isteyen firma şimdi de yeni yöntemlerle bu baskılarını sürdürmenin peşinde. Opel’in sunduğu işyeri emekliligini (Betriebsrente) kaldırmak, 12 saatlik vardiye ve 6 günlük iş haftası planlarının yanı sıra bazı bölümlerle ilgili belirsizlikler artarak sürüyor.

“Gelecek hepimizindir” (Zukunft gehört uns alle) sloganıyla tüketiciye ulaşmaya çalışan Opel`de maalesef işçinin gelecegi yok!

Tüm bu yaşananları protesto etmek için sendikanın öncülüğünde 26 Mayıs’ta vardiya çıkışında bir protesto mitingi düzenledi. Mitinge katılımı engellemek için bütün bir haftayı kısa çalışma ilan eden Opel yönetiminin bu çabasına rağmen 500’ün üzerinde işçi yoğun yağmura rağmen coşkulu bir miting yaptı. İşyeri işçi temsilcisi Wolfgang-Schäfler-Klug ve IG Metall Darmstadt’tan Ulrike Obermayr´ın yanı sıra SPD ve Sol Parti adına yerel politikacıların da katıldığı miting Radyo Rüsselsheim tarafından canlı olarak yayınlandı. İşvereni şeffaf olmaya ve kazanılmış haklara saldırıdan vazgeçmeye çağıran konuşmacılar, PSA’nın Opel´i satın aldığı zaman verdiği sözlerin arkasında durmaya davet ettiler. İşverenin oyununa ve yağmura rağmen coşkunun hakim olduğu miting önümüzdeki süreçte daha güçlü eylem ve protestoların yaşanacağının bir göstergesiydi.

Opel’den bir işçi

Close