Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) direktifleri doğrultusunda sağlık sistemini tümden özelleştirme kararı alan hükümete karşı tepkiler artıyor.
Aralık sonunda sağlık reformuyla ilgili yasayı imzalarken Liberal Demokrat Partili (PDL) Romanya Devlet Başkanı Traian Basescu, “Benim asıl hedefim bütün hastaneler arasında gerçek bir rekabetin olmasını istiyorum” diye hükümetin niyetini ortaya koymuştu.
Yeni yasanın yürürlüğe girmesiyle bütün sağlık sistemi serbest rekabete açılacak. Sağlık sigortalarının hizmetleri olabildiğince sınırlandığı gibi bütün hizmetlere katkı payı ödenecek. Doktor muayenelerinin de paralı hale getirildiği Romanya’da bundan böyle acil servis başvuruları da paralı olacak. Yani ilk yardım aracı çağrıldığında hemen paranın ödenmesi gerekiyor. Para yoksa (acil) serviste yok!
“Bu yasa sağlık sistemini tahrip etmek için hazırlanmıştır. Bu nedenle yasayı onaylamıyorum” diye açıklama yapan sağlıktan sorumlu devlet müsteşarı ve Acil Servisler Müdürü Raed Arafat, derhal hükümetin hedefi haline getirildi. Basescu “sağlık sisteminin düşmanı” ilan ettiği Arafat’ı istifaya çağırırken, “Eğer yasayı onaylamıyorsa o zaman gider” dedi. Bir hafta sonra ise Arafat istifa ettiğini açıkladı.
IMF’DEN ÖVGÜ – HALKTAN TEPKİ!
Arafat’ın istifa haberleriyle birlikte IMF’in, hükümetin planlarıyla ilgili övgü dolu haberleri yayınlandı. Hükümetin zor bir dönemde çok zor kararları hayata geçirdiği bildirilen IMF açıklamasında, “Ülke tarihinin en kapsamlı reformlarının parlamentodan bu kadar hızlı ve rahat geçmesi ülke yöneticilerinin kararlılığını gösteriyor” denildi.
Hükümet daha önce de aldığı kararlarla emeklilik yaşını yükselttiği gibi ücretleri ve emekli maaşlarını ciddi bir oranda düşürmüş, işçilerin sendikal haklarını gasp etmişti. Diğer yanda ise yine IMF’nin direktifleri doğrultusunda besin maddelerine, elektrik ve suyun fiyatları düzenli olarak yükseltildiği gibi katma değer vergisi de yükseltildi.
Arafat’ın istifası üzerine 14 Ocak günü bütün ülkede sağlık sistemini protesto ve Arafat ile dayanışma eylemleri yapıldı. Özellikle Başkent Bükreş’te yapılan eyleme saldıran polis onlarca göstericinin yaralanmasına neden olurken 29 emekçiyi de tutukladı. Pazar günü açıklama yaparak göstericileri kınayan Cumhurbaşkanı Basescu’nun, “Bu halk bizim gibi liderleri hak etmiyor” demesi halk içindeki tepkilerin artmasına neden oldu.
Aynı gün Bükreş’te toplanan 4 bin civarındaki emekçi, Cumhurbaşkanı Basescu ve Başbakan Emil Boc’un istifasını talep etti. Döviz ve pankartlarda, “Kâr değil – Özgürlük istiyoruz”, “IMF diktatörlüğüne hayır” gibi talepler yer aldı. Polisin saldırması ve göstericileri tutuklamaya başlaması üzerine altı kilometrelik bir alanda çok sayıda barikat kuruldu ve çatışmalar gece yarısına kadar devam etti.
Gösteriler başkentle sınırlı kalmadı. Ülkenin onlarca bölgesinde irili ufaklı birçok gösteri yapıldı. Kırsal kesimde jandarmanın müdahalesiyle karşılaşan emekçiler buna karşın protestolardan vazgeçmediler. Bazı bölgelerde vatandaşların toplu taşıma araçlarına binmelerine engel olunurken bazı bölgelerde ise trenler ve otobüsler tevkif evi olarak kullanıldı!
Hükümetin saldırı politikalarından vazgeçmeyeceği ise Pazartesi günü yapılan açıklamalarla ortaya çıktı. PDL resim internet sitesinde partinin milletvekillerinden İulian Urban’ın, “Sokaktakiler bizim için solucandır. Bunların hepsi, sağlık reformuna karşı geldikleri için hastanelerde erkenden ölmeyi hak ediyorlar” demesi hükümetin tutumunun bundan sonra nasıl olacağına dair bir işarettir. (YH)
