„Dünyanın hemen her köşesinde. sokaklarda, evlerimizin içinde, işyerlerinde, nefes aldığımız her yerde, her üç kadından biri şiddete uğruyor. Ben, sen , o… Bir, iki, üç. Binlerce kadın ve kız çocuğu kadın olduğu için öldürülüyor. Tacize, tecavüze uğruyor. Kadına yönelik şiddet, kız çocuklarının yetiştirilmesinde, cinse göre meslek seçiminde, evde ki görev paylaşımında, ücret eşitsizliğinde, medya tarafından yaygınlaştırılan cinsiyetçi kadın rollerinde ya da yasaların uygulanmasında bir çok yönüyle karşımıza çıkıyor. Bizi kuşatıyor, nefes almamızı engelliyor, özgür ve eşit bireyler olarak yaşama katılmamıza engel oluyor.“
Göçmen Kadınlar Birliği, 25 Kasım şiddete karşı mücadele günü dolayısıyla yaptığı açıklamaya bu sözlerle başlıyor.
Kadına yönelik şiddetin tartışılma biçimlerinin sorunların nedenleriyle hesaplaşmanın önüne geçmekten, kadınları kuşatan toplumsal sorunlardan bağımsızmış gibi gösterilip bireyselleştirilerek gerçeklerin üzerini örtmekten, kanıksanmasına yol açmaktan başka bir işe yaramadığına değinilen açıklamada, “artık yeter” deniliyor.
Her yıl, 25 Kasım, 14 Şubat ya da 8 Mart gibi mücadele günlerinde, sığınma evlerinin yetersizliği ve gerekli bütçe ayrılmamasını protesto etmekten, yasaların istisnasız herkes için uygulanmasını istemekten, kadına yönelik şiddetin kültürel, etnik sorunmuş gibi gösterilmesinden, şiddete uğrayanların kendini açıklamak zorunda kalmasından, sorunların ırkçı ayrımcı örgütlenmelerin önyargı ve düşmanlıkları körüklemek için kullanmasından bıkıp usandıklarını ifade eden kadınlar, ”şiddetin yaşadığımız sistemden beslendiğini, ürediğini biliyoruz. Rakamların ne denli ürkütücü olduğu ortadayken, taleplerimizin yaşama geçmesinin aciliyet taşıdığı biliniyorken, bu vurdumduymazlık kadınların bile isteye şiddete maruz kalmasına davetiye çıkarmaktadır.” görüşlerine yer verdiler.
Kadınların yaşam biçimlerine karışılmasına, nasıl davranıp ne giyeceklerine, nasıl oturup kalkacaklarına, kaç çocuk doğurup doğurmayacaklarına kendi adlarına karar verilmesine de hayır diyen kadınlar, dünyanın değişik ülkelerinde kadınların talepleri için verdikleri mücadelelerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.
“Taleplerimizin ancak birlikte dile getirirsek, birleşirsek, cesaretle savunursak gerçekleşebileceğinin bilincindeyiz.“ diyen kadınlar “Ben, sen, o… Bir, iki, üç dememek için. Sokağa çık! Sesini çıkar! Cesaret et! Dayanışmayı yükselt!“ şiarıyla bütün kadınları 25 Kasım’da Almanya’nın bir çok şehrinde yapılan eylemlere, etkinliklere katılmaya çağırdılar. Açıklamanın tamamına www.migrantinnen.net linkinden ulaşabilirsiniz.
