Almanya’da normal koşullarda önümüzdeki yıl eylülde yapılması planlanan seçimlere yaklaşık 11 ay kalmasına rağmen, partiler şimdiden seçim hesaplarını yapmaya başladılar. Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) partilerinin hızlı bir şekilde CDU Genel Başkanı Friedrich Merz’in başbakan adaylığı üzerinde anlaşmaya varmasından sonra diğer partiler de stratejilerini belirlemeye başladı. Birlik 90/Yeşiller partisi, bütün hesaplarını anketlerde sandıktan birinci çıkan CDU/CSU ile koalisyon ortaklığı üzerine kuruyor. Bu nedenle başta göç ve mülteciler olmak üzere pek çok alanda muhafazakarlara uyumlu olacağı mesajları veriyor. Bunun bir gereği olarak da partinin sol kanadından gelen eleştiriler hemen bastırılarak susturuluyor.
Yeşiller’in Birlik partileriyle ortaklığın en büyük engeli ise sadece Bavyera’da örgütlü bulunan CSU Başkanı ve Bavyera Başbakanı Markus Söder. Söder, daha önce yaptığı bir çok açıklamada Yeşiller ile ortaklığa karşı olduğunu söylemişti. Koşullar değiştiği için basında son haftalarda Söder’e bu tutumunu değiştirmesi yönünde telkinler yapılıyor. Zira seçimlerde CDU/CSU’nun tek başına hükümet olmayacağı ortada. Yeşiller’in devre dışı bırakılması durumunda tek koalisyon seçeneği olarak SPD görünüyor. CDU/CSU’nun en fazla istediği FDP’nin yüzde 5 barajını geçmeyeceği tahmin ediliyor. AfD ve BSW’nin Doğu Almanya’da olduğu gibi ülke genelinde de oyunu artırarak meclise girmesi bekleniyor.
Bütün bu tartışmaların ortasında mevcut koalisyon hükümetinin büyük ortağı SPD, anketlerde yüzde 16-17 görünen oyunu artırmak için ‘sol’ bir program ilan etti. Bir kez daha Olaf Scholz’un başbakan adaylığıyla seçimlere katılacak SPD, 1998’den bu yana 2009-2013 döneminin dışında hep hükümet ortağı oldu. Bazen büyük bazen de küçük ortak olarak ülkeyi yöneten SPD’nin sosyal hakların kısıtlanması, yoksulluğun büyümesi ve içeride-dışarıda militarist ve güvenlikçi politikanın uygulanmasında rolü büyük.
Buna rağmen bir kez daha koalisyon ortağı olabilmek için daha önce yaptıklarını yok sayarak, “sol” görünümlü bir programla seçimlere hazırlanıyor. 13-14 Ekim’de SPD yönetimi tarafından karar altına alınan bir programla seçimlere girme kararı alındı.
SPD’nin 6 sayfadan oluşan “Almanya’nın geleceği için mücadele ediyoruz: Ekonomiyi canlandırmak, istihdamı güvence altına almak, çalışanların yükünü hafifletmek” başlığı altında ilan ettiği programında yer alan başlıca maddeler şunlar:
– Vergi reformu: SPD vergi mükelleflerinin yüzde 95’ini rahatlatacak. Gelir skalasının en üstündeki yüzde 1’lik kesimden daha fazla vergi alınacak. Bu yüzde 1’lik bölümün kimlerden oluştuğu ise belirsiz bırakıldı. Bazı SPD yöneticileri aylık brüt geliri 15 bin euronun üzerinden alanlardan yüzde 1 daha fazla vergi alınacağı açıklamasında bulundu. CDU Genel Başkanı Merz ise SPD’nin yüzde 1 daha fazla vergi alma planına, ‘orta sınıfı vuracağı’ gerekçesiyle karşı çıktı.
– “Made in Germany “ye destek: SPD, şirketlerden alınan kurumlar vergisini düşürerek Almanya’da yatırımı teşvik etmeyi hedefliyor. Ayrıca şirketler için kapsamlı süper vergi indirimleri ve vergi bonuslarıyla geleceğe yönelik endüstrilere ve iyi işlere yapılacak yatırımlar teşvik edilecek.
– E-arabalar: SPD, binlerce kişinin istihdamının tehlikede olduğu Alman otomobil endüstrisinİ desteklemek amacıyla E-arabaların satışını teşvik etmek üzere satın alma primi getirilecek. Ayrıca leasing sağlayan firmalara e-araba kotası getirerek şirket arabaları için vergi teşvikleri getirmek istiyor.
– Asgari ücret: SPD asgari ücretin “kademeli ve hızlı bir şekilde” 15 euroya yükseltilmesini istiyor. Bunun için bir takvim verilmiyor. SPD, 2021’deki seçimlere de asgari ücretin 12 euroya çıkarılacağı vaadiyle girmişti. 1 Ocak 2022’den saat başı asgari ücret 10,45 eurodan 12 euroya çıkarıldı. Ancak bu artış hayat pahalılığı karşısında bir anlam ifade etmedi. Bu nedenle şimdi de 3 euro birden yükseltme vaadi yapılıyor. Bu artışın da önceki gibi temel yoksulluk sorununu çözmeyeceği bugünden söylenebilir.
– Enerji fiyatları: Yüksek elektrik fiyatları büyük ölçüde dengelenecek. SPD, özellikle kimya ve cam sektöründe elektrik fiyatlarının telafisini destekleyecek. Şebeke ücretlerinin düşürülmesi için ilave araçlar planlanıyor. Ayrıntılar ise belirsiz.
Başta otomobil olmak üzere tekellere kepçeyle para dağıtmayı vaat eden SPD, geniş emekçi kesimlere ise asgari ücretteki artışla adeta kaşıkla verecek. Daha önceki seçimlerin ana vaatlerinden biri olan yaşlılıkta yoksullu konusu ise bu sefer gündemde yok. Emeklilik reformu konusunda hükümet partileri arasında tartışma devam ediyor.
Dış politikadaki militarist yayılma, iç politikada göçmenler ve mülteciler gerekçe gösterilerek öne sürülen iç güvenlik konusunda CDU/CSU’dan geriye kalmayan SPD, özellikle sosyal alanlarda yaratacağı farkla oyunu arttırmayı hedefliyor. Ancak bu stratejinin SPD’nin oyunu artırıp artırmayacağı belirsiz.
Alman Sendikalar Birliği (DGB), enerji yoğun sanayide üretimin yılbaşından bu yana yüzde 20 oranında düştüğü uyarısında bulunuyor. (YH)