Written by 09:00 HABERLER

TALEPLER ALANLARDA

Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak genel seçimlere yaklaşık üç hafta kala parlamento dışındaki toplumsal muhalefet hareketi taleplerini haykırmak, sesini duyurmak için eylül ayı içinde sokağa çıkıyor. Pademiyle birlikte, gösteri ve yürüyüş konusunda temel hak ve özgürlükler kısıtlanmasına rağmen fırsat bulduğunda sokağa çıkan değişik toplasal dinamikler seçim öncesinde taleplerini dillendirmek için daha güçlü bir şekilde sokağa çıkıyor. Geçmiş yıllardaki genel seçimler öncesindeki toplumsal hareketlenmeyle bir kıyaslama yapıldığında bu kez merkezi gösterilerle daha geniş kesimlerin sokağa çıkmaya hazırlandığı görülüyor. Eylem çağrısı yapan birliklere bakıldığında bu daha iyi anlaşılıyor: “Wer hat der gibt” (Parası olan verecek), “#unteilbar” (Bölünemeyiz), “Mietestopp” (Fahiş Kiralar Dondurulsun), “Fridays for Future” (Gelecek için Cumalar) ve Berlin’de “Deutsche Wohnen & Co Kamulaştırılsın” referandum inisiyatifi.

Kimisi pandemi öncesinde, kimisi sonrasında kurulan bu inisiyatiflerin içinde başta sendikaların yerel ve merkezi yapıları olmak üzere Almanya’da emekten, demokrasiden, daha iyi bir yaşamdan yana çok fazla kesim yer alıyor.

4 EYLÜL: UNTEILBAR 2018’DEKİ REKORA ULAŞABİLECEK Mİ?

Seçim süreciyle birlikte ilk merkezi kitlesel gösteri 13 Ağustos’ta küresel ısınmaya karşı Fridays for Future hareketi tarafından Frankfurt’ta gerçekleştirildi. 10-15 bin göstericinin katıldığı eylemde küresel ısınmaya, çevre ve doğa katliamlarına dikkat çekildi. Her zaman olduğu gibi eylemlere katılanların büyük çoğunluğunu liseli gençlik oluşturdu. 21 Ağustos’ta ise “Wer hat der gibt” inisiyatifi tarafından 16 kentte değişik eylemler yapıldı. Tatil döneminin etkisiyle bu eylemlere katılım zayıf oldu.

Denilebilir ki; toplumsal muhalefetin gücünü göstermesi bakımından 4 Eylül’de Berlin’de “#unteilbar “inisiyatifi tarafından düzenlenecek merkezi eylem önemli bir gösterge olacak. Aylardır hazırlıkları sürdürülen eylemde ülkenin var olan bütün sorunları değişik şekillerde dillendirilecek. Daha çok Berlin ve Doğu Almanya merkezli katılımın beklendiği eylemde ırkçılığa, ayrımcılığa, sosyal elitsizliğe, savaşa, silahlanmaya, küresel ısınmaya dikkat çekilecek.

13 Ekim 2018’de Berlin’de 240 bin insanın katılımıyla dev bir gösteri düzenleyerek dikkatleri üzerine çeken #unteilbar’ın bu yıl da aynı sayıya ulaşıp ulaşmayacağı en büyük merak konularından biri. Protesto edilecek konu ve katılımcı örgütler yelpazesindeki genişlik bunun koşullarının olduğunu gösteriyor. En büyük dezavantaj ise pandemi koşulları. Kez daha önce aktif şekilde hareketin parçası olan sendikalar bu kez daha tutuk davranıyor.

11 EYLÜL: FAHİŞ KİRALAR DURDURULSUN!

Bu seçimler öncesinde ortaya çıkan bir diğer önemli toplumsal hareket ise fahiş kira politikasına son verilmesi temelinde sürüdülen mücadele oldu. Berlin’de başlayan ve zaman içinde diğer kentlere de yayılan insanca barınma hakkı temelindeki mücadele çerçevesinde geçtiğimiz yıllarda merkezi olmayan tarzda değişik eylemler yapıldı. Eylemlere katılım da yüksek oldu. Berlin’de eylemlere onbinlerce insan katılmıştı. Şimdi bugüne kadar kentler düzeyinde insanca barınma temelinde fahiş kiralara karşı verilen mücadele 11 Eylül’de merkezi bir mitinge dönüşüyor. Başta Berlin olmak üzere pek çok kentten güçlü katılım olması bekleniyor. Fahiş kiralara karşı mücadele nedeniyle özellikle SPD, Yeşiller ve Sol Parti’nin seçim programlarında konuya geniş bir şekilde yer verilmişti. Üç partinin koalisyon ortağı olduğu Berlin’de kiralara zamların beş yıl boyunca dondurulması kararının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine, ülke genelinde bu temelde bir kampanyanın örgütlenmesi gündeme gelmişti. Anayasa Mahkemesi, bir eyalet hükümetinin tek başına kiraları dondurma yetkisinin olmadığına karar vermişti. Bu nedenle 11 Eylül’de yapılacak eylem, bundan sonra işbaşına gelecek partiler için önemli bir mesaj olacak. Kiracı inisiyatiflerinin yıllardır sokakta dile getirdiği taleplere kulak tıkayan partilere karşı eylemlerin daha sonra da devam etmesi bekleniyor. Bu açından insanca barınma hakkı talebiyle Berlin’de merkezi bir eylemin düzenlenmesi büyük bir önem taşıyor.

Eylem, Berlin’de Deutsce Wohnen AG’ye bağlı konutların kamulaştırılması için 26 Eylül’de seçimlerle birlikte yapılacak referandum için de anlam taşıyor. Referandumdan kamulaştırma yönünde kararın çıkması durumunda Deustche Wohnen’e ait 100’den fazla konut belediye tarafından satın alınacak. Bu diğer eyaletler için de önemli bir mesaj olacak.

24 EYLÜL: GENÇLİK SOKAKTA

Genel seçimler öncesinde partilere son mesajı ise sokakta gençlik verecek. Bir çok kez Almanya genelinde milyonlarca gencin katıldığı gösteriler düzenleyen FFF (Gelecek için Cumalar), 24 Eylül cuma günü bir kez daha Almanya genelinde büyük gösteriler düzenleyecek. Küresel ısınma ve doğa felaketleri başta olmak üzere pek çok konuda partilere mesajların gönderileceği bu eylemlerde, özellikle küresel ısınmaya karşı somut adımların atılması talep edilecek.

Bu çerçevede maden ocaklarının ve nükleer santrallerin en kısa zamanda kapatılması talep edilecek. Ayrıca, çevreye daha az zarar veren toplu taşımanın ücretsiz hale getirilmesi de gençliğin uzun süredir dile getirdiği talepler arasında. Bu taleplerin bir kısımına olumlu yanıt veren Yeşiller Partisi bu nedenle sokağa çıkan gençlerin desteğini almıştı. İlk kez oy kullanacak olan 2,8 milyon genç, bu genel seçimlerde hangi parti ya da partilerin hükümet ortağı olacağı konusunda önemli bir rol oynayacak.

MÜCADELE SEÇİMLERDEN SONRA DA SÜRECEK

Gelişmeler pandemiye rağmen Almanya’da dinamik bir toplumsal muhalefet hareketin var olduğunu gösteriyor. 26 Eylül’den sonra kurulma potansiyeli taşıyan hükümet modellerinin hiç birisinin sokaktan yükselen mücadelenin taleplerini karşılama potansiyeli yok. Özellikle SPD ve Yeşiller’in sokaktaki mücadeleyi yedeklemek için verdikleri sözleri önemli ölçüde yerine getirmeyecekleri de biliniyor. Pandemi sürecinde daha da artan ve açık hale gelen sosyal sorunlar temelindeki bu hareketin seçimlerden sonra da varlığını sürdürmesi muhtemel görünüyor. (YH)


#UNTEILBAR – ADİL VE DAYANIŞMACI BİR TOPLUM İÇİN

Toplumsal sorunlar ve dengesizlikler geçtiğimiz yıl dramatik şekilde arttı ve geniş kesimler nezdinde daha görünür hale geldi. Almanya’da da yoksulluktan etkilenen veya geleceğine kaygıyla bakan insanların sayısı giderek artıyor. Aynı zamanda iklim değişikliğinin etkileri bütün insanlığın geleceğine yönelik, giderek büyüyen bir tehdit oluşturuyor. Milliyetçi eğilimlerin ve ırkçılığa onay verenlerin de sayısı giderek artarken, AB’nin sınırlarında da her gün insanlar ölüyor.

İşte bu koşullarda “#unteilbar olarak”, yani bölünmemize izin vermediğimizi haykırmak için sokaklara çıkmanın tam da zamanı: Toplumdaki sosyal bölünmeyi ve iklim krizinin derinleşmesini durduralım! Herkesin korkusuzca ve istediği gibi yaşayabildiği, herkesin refahını merkezine alan bir toplum için hep birlikte mücadele edelim! Seçimler öncesinde yanlış anlaşılmalara meydan vermeyecek bir şekilde bütün açıklığıyla haykırıyoruz: Sosyal adaletsizliğin, insan haklarının ve iklimin korunmasının birbirine karşı kullanılmasına izin vermiyoruz. (unteilbar.org)


Kiralar 6 ay dondurulsun!

Almanya’da sürekli daha fazla insan evini kaybetmekten korkuyor. Arsa ve kira fiyatları sarmalı acımasızca artıyor. Korona pandemisinin ortasında bile kiralar yükselmeye devam ediyor. Hem de birçok insan gelir kaybıyla uğradığı halde. Kiralar sadece metropollerde artmıyor, kırsal alanlara da sıçradı. Barınma bir insan hakkıdır ve spekülasyon alanı değil.

Hükümet, şimdiye kadar yüksek kiralardan etkilenenlere yardım etmeye yanaşmadı.

Konut alanında temel reformlar gereklidir. Reformlar zaman alır. Ancak birçok kiracının daha fazla zamanı yok! Gerekli reform ve tedbirlerin hayata geçirilebilmesi için ilk etapta ülke genelinde 6 yıl süreyle kiraların dondurulması çağrısında bulunuyoruz. Bunun için 11 Eylül’de sokağa çıkıyoruz. (mietestopp.de)

Close