Written by 13:30 POLITIKA

Tartışmalı ‘Güvenlik Paketi’

23 Ağustos’ta Solingen’de düzenlenen terör saldırısının ardından hükümet tarafından gündeme getirilen “güvenlik paketi”nin bir bölümü federal parlamento tarafından 18 Ekim’de kabul edildiği halde aynı gün bir bölümü Federal Konsey (Bundesrat) tarafından reddedildi.

“Terörle mücadele” adı altında hazırlanan ve hükümet partileri arasında da tartışmalara yol açan, SPD’den bazı milletvekillerinin de tepkisini çeken yasada demokratik hak ve özgürlüklere önemli kısıtlamalar yapılması öngürülüyor.

Özellikle Federal Konsey’de “yetersiz bulunarak” Bavyera ve Berlin eyaletlerinin girişimleri sonucunda reddedilen yasada, güvenlik birimlerine terörle mücadele adı altında verilen yetkilerin olağanüstü arttırılması hedefleniyordu. Reddedilen yasanın bir bölümü, güvenlik birimlerinin belirli durumlarda internet üzerinden elde edilen verilerle biyometrik verilerin karşılaştırılmasının önünü açıyor. İnernet ortamından otomatik bir uygulama kullanılarak şüpheli kişilerin yüz ve seslerinin aranmasına sadece Federal Kriminal Dairesi (BKA) Başkanı ya da temsilcisinin bir mahkeme tarafından yetkilendirilmesi durumunda izin veriliyordu. Çok yakın tehlike durumunda, BKA başkanı ya da üç yardımcısından birinin, en fazla üç günlük bir süre için yetkilendirilmesi de yasada yer alıyordu.

SERTLEŞTİRME YETERSİZ BULUNDU

Federal Konsey’de Bavyera ve Berlin temsilcileri bu planlara karşı olduklarını ifade ettiler. İtirazları yasanın sorunlu olması değil, yeterince sert olmamasıyla ilgiliydi. Bavyera Eyalet Başbakanlık Dairesi Başkanı Florian Herrmann (CSU), güvenlik makamlarının biyometrik verileri sadece en ciddi suçlar söz konusu olduğunda internet üzerinden karşılaştırabileceğini savundu.

Hermann, bu planın parçası olan bıçak taşıma yasaklarını da sembolik buldu. Buna rağmen kamusal alanlarda bıçak taşınmasıyla ilgili yasaklar da genişletilecek.

Yasa değişiklik taslağının Federal Konsey tarafından reddedilen bölümü üzerinde Federal Meclis ve Federal Hükümet’in Arabuluculuk Komisyonuna başvurma seçeneği var. Komisyon tartışmalı yasalar üzerinde bir anlaşmaya varmak için “yardımcı organ” olarak kabul ediliyor.

MÜLTECİLER AÇLIKLA SINIRDIŞI EDİLECEK

Yasanın güvenlikle ilgili bölümünü reddeden Federal Konsey, mültecilerin hızlı bir şekilde sınırdışı edilmesi, verilen yardımların kesilmesini ilgilendiren diğer bölümünü ise kabul etti. Buna göre Dublin II anlaşması kapsamında başka bir Avrupa ülkesinin sorumluluğunda olan sığınmacılar, ülkeyi terk etmeleri yasal ve fiili olarak mümkünse, devletten aldıkları sosyal yardımlarından mahrum bırakılacak. Başka bir değişle bir AB ülkesi üzerinden Almanya’ya gelip iltica ettikleri tespit edilen kişilere mültecilere verilen sosyal yardım verilmeyecek. Böylece ilk ayak bastıkları AB ülkesine gitmeleri dayatılacak. Bunu yapmayanlar ise açlıkla terbiye edilecek.

Düzenlemede çocuklar için bazı durumunda istisnalar yapılacaktır.

Güvenlik Paketi için Federal Parlamento’da yapılan oylamada 361 milletvekili “evet” ve 290 milletvekili “hayır” oyu kullanırken, 9 milletvekili ise çekimser kalmıştı.

İçişleri Bakanı Nancy Faeser, meclisteki tartışma kapsamında yaptığı konuşmada, “Güncel tehditler ışığında ülkemizin iç güvenliğini güçlendiriyoruz” diye konuştu. Güvenlik paketini öven Faeser, aldıkları yeni önlemlerin, artan İslamcılık, Yahudi düşmanlığı ve şiddet içerikli suçlara karşı “güçlü bir tepki” ve “doğru yanıt” olduğunu savundu. Faeser, tüm yeni kuralların hukuk devleti ilkesi çerçevesinde uygulanacağının altını çizdi.

Muhalefetteki muhafazakâr Hristiyan Birlik partileri ise (CDU/CSU), paketin öngördüğü değişikliklerin yetersiz olduğu görüşünü savundu. CDU/CSU meclis grubu, bazı göçmenlerin hemen sınırdan sınır dışı edilmesini öngören bir madde eklenmesi suretiyle yasa tasarısında değişiklik yapılmasını talep etti. Öneri, mecliste gerekli çoğunluğa ulaşamayınca reddedildi.

Solingen’de bir Suriyelinin düzenlediği ve üç kişinin hayatını kaybettiği bıçaklı saldırının ardından, göç ve iç güvenliğe ilişkin tartışmalar alevlenmişti. Söz konusu tartışmalara tepki olarak hazırlanan paket ile birlikte, radikal İslamcılık ile mücadelenin güçlendirilmesi, mültecilerin haklarının sınırlandırılması ve silah taşıma kanununun sıkılaştırılması öngörülüyordu. Paket kapsamında ülkeyi terk etmek zorunda olan sığınmacılara sağlanan maddi desteklerin azaltılması da planlanıyordu. (YH)

Close