Written by 13:00 HABERLER

TEK ADAM REJİMİ Mİ, DEMOKRATİK TÜRKİYE Mİ?

Türkiye’nin siyasi geleceği açısından dönüm noktası olması beklenen 14 Mayıs seçimine artık sayılı günler kaldı. Yüksek Seçim Kurulu’nun son verilerine göre ülke dışında 3 milyon 286 bin seçmen bu önemli seçim için oy kullanabilecek. Sonuçları Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenleri de yakından ilgilendiren seçimlerde, yarısı Almanya’dan olmak üzere yaklaşık 1,5 milyon seçmen, ‘nasıl bir Türkiye istiyorum?’ sorusuna bir yanıt verecek.

Türkiye için önemli bir dönüm noktası olacağı belli olan 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri için geri sayım başladı. Yaşam merkezi Avrupa ülkeleri olsa da yüzbinlerce Türkiye kökenli de ‘Nasıl bir Türkiye istiyorum’ sorusuna vereceği yanıtla, ülkenin siyasi kaderine belli oranda etki edecek. Sadece Almanya’da iki milyonun üzerinde insanın vatandaşlık bağı, üç milyon dolayında insanın da sosyolojik olarak ilişkili olduğu Türkiye’de nasıl bir hükümet ve parlamentonun oluşacağı, burada yaşayan insanların hayatını da ilgilendiriyor. Örneğin AKP’nin yıllardır sürdürdüğü milliyetçi ve agresif dış politika ile göçmen kökenli Türkiyeliler yaşadıkları ülkenin yerli vatandaşlarıyla kutuplaşma ve gerginlik içine itilmeye devam edecek; bedelli askerlik, dövizle emeklilik vb. gibi ‘gurbetçiyi döviz makinesi’ görme anlayışı sürecek; insanları inancına, mezhebine, etnik kökenine göre bölme ve kutuplaştırma politikaları devam edecek…Ya da inanç ve etnik kimlik sömürüsüne hayır diyen, bürokratik zorlukları vatandaş lehine gideren bir politika izlenecek.

SEÇİMLERİN TEMEL SORUSU

14 Mayıs seçimlerinin hiç kuşku yok ki en temel sorusu, tek adam rejiminin devam edip etmeyeceği olacak. Ya da başka bir ifadeyle, 20 yıldır kırıntısı bile kalmayan demokrasi, hukuk, adalet ve özgürlüklere asgari de olsa kapı aralanabilecek mi?

14 Mayıs seçimlerine 4 cumhurbaşkanı adayı ve başlıca üç ittifakla gidilirken, yukardaki soru hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerinde yapılacak tercihlerle yanıt bulacak.

Cumhur İttifakı, ‘güçlü liderlik’ kisvesi altında din ve milliyet sömürüsüyle ayakta tuttuğu tek adam rejimini devam ettirmek isterken; farklı renkten sermaye partilerinin oluşturduğu Millet İttifakı ise tek adam rejimine karşı alternatif olarak, sermayenin politikalarıyla çerçevelenmiş bir ‘restorasyon’u savunuyor. Emekçi halkın ve ezilen kesimlerin talep ve beklentileriyle uyumlu tek programa sahip olan ‘Emek ve Özgürlük İttifakı’ ise, hem tek adam rejiminin son bulması hem de Erdoğan sonrasında emekten, demokrasiden ve barıştan yana bir güçlü bir muhalefet baskısı oluşturmak için tek alternatif olarak görünüyor.

ERDOĞAN AVRUPA’DAN NE KADAR OY ALABİLİR?

21 yıldır oturduğu koltuktan kalkmamak için her bir oyun hesabını yapan AKP için, yarısı Almanya’dan olmak üzere yurt dışından kullanılacak yaklaşık 1,5 milyon oy oldukça iştah kabartıcı. Türkiye’de hemen her gün yayınlanan anketlerde yurt dışı seçmen eğilimi bulunmuyor. Ama geçmiş seçimlerdeki tablo üzerinden bakıldığında Avrupa ülkelerinin önemli bölümünde inanç ve etnik kimlik siyasetinin Türkiye’dekinden daha etkili olduğu açık. Nitekim AKP, Avrupa’da geçmiş seçimlerde, Türkiye’de aldığı oy ortalamasının yaklaşık yüzde 10 daha fazlasını almaktaydı. Avrupa’daki ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı gibi politika ve uygulamalardan da beslenerek Türkiye kökenli işçi ve emekçileri etkileme imkânı bulan AKP ve ortaklarının bu seçimde de benzer bir başarı kaydetmesi bu sefer şüpheli görünüyor. Özellikle son yıllarda artan yolsuzluk, rüşvet skandalları, Türk-İslam propagandasına rağmen aslında yandaş sermayenin rant ve sömürüsünün üstü örtülemeyecek derece kontrolsüzleşmesi; Türkiye halkını giderek yoksullaştıran enflasyon ve ağır ekonomik sorunlar; ve son olarak depremin gösterdiği üzere felakete davetiye çıkaran konut ve inşaat politikası ile iktidarın yardım organizasyonunda sınıfta kalışı gibi nedenler Avrupa’da yaşamakta olan Türkiyeli seçmenler arasında da iktidara yönelik sorgulama ve tepkileri geçen seçimlerle kıyaslandığında ciddi biçimde artıracak görünüyor. (YH)


RAKAMLARLA YURT DIŞI SEÇİMLERİ

YSK’nin aldığı karara göre yurt dışında toplam 4 bin 969 sandık kurulacak. Seçime katılımın tam olması halinde 3 milyon 286 bin 786 kişi oy verebilecek. Yüksek Seçim Kurulu, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ve 28. dönem milletvekili seçiminde yurt içinde 190 bin 736 sandık kurulacağını açıkladı. Oy kullanabilecek kişi sayısı ise 60 milyon 904 bin 499 kişi. Böylelikle yurt içi ve yurt dışı toplamda 64 milyon 191 bin 285 seçmen bulunuyor.

Yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı 3 milyondan fazla seçmen bulundukları ülkelerdeki başkonsolosluklarda veya oy kullanma merkezlerinde 27 Nisan’dan 9 Mayıs’a kadar oy verebilecek. Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması halinde yurt dışında ve gümrük kapılarında oy verme işlemi 20 Mayıs Cumartesi günü başlayacak, 24 Mayıs Çarşamba günü sona erecek.

Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Seçimi ile 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için oy kullanabilecek 75 ülke ve 156 temsilciliğe ilaveten vatandaşların yoğun bulundukları 9 ülkedeki 25 yerleşim yerinde de sandık kurulmasına karar verildi.

Sandık kurulacak ülkeler ve yerleşim yerleri şöyle:
„Almanya’da konsoloslukların olduğu kentlerin dışında ayrıca Aachen, Bielefeld, Bremen, Fulda, Limburg, Mannheim, Saarbrücken, Dortmund, Siegen, Ulm, Regensburg ve Kiel’de oy kullanılabilecek. Avusturya’da daha önce var olan kentlere Innsbruck, Linz ve Graz, Belçika’da Hasselt, Danimarka’da Aarhus, Hollanda’da Eindhoven, Fransa’da Orleans, Mulhouse ve Clermont-Ferrand eklendi. İngiltere’de Leicester, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Güzelyurt, ABD’de Long Island ve South Jersey yeni oy kullanılacak kentler oldular.“
Söz konusu yerlerde, 29 Nisan 2023 Cumartesi, 30 Nisan 2023 Pazar ve 1 Mayıs 2023 Pazartesi günü birer sandık, Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci oylamaya kalması durumunda, 20 Mayıs 2023 Cumartesi ve 21 Mayıs 2023 Pazar birer sandık kurulacak.
Oy kullanma saatleri, 09.00-18.00 olarak belirlendi.

Close