Federal hükümet imalat sanayisinin elektrik vergi yükünü yok denecek (1/20 cent) düzeye düşürdü. Ayrıca çok enerji (350) ve aşırı enerji harcayan (90) şirketlere önümüzdeki beş yıl daha fazla sübvansiyon verilecek. Vatandaşın enerji harcamalarını düşürmek içinse hükümet ek ödeme yapmak bir yana doğalgaz vergisini yüzde 7’den 19 çıkararak daha da artırıyor! IG Metall ve IG BCE sendikaları hükümetin, sermayeye vermeyi planladığı sübvansiyonları “yetersiz” olarak eleştiriyorlar! Aynı sendikalar işçi ve emekçilerin enerji harcamalarının yükselmesini ise gündemlerine bile almadılar!
SERDAR DERVENTLİ
9 Kasım Almanya tarihi açısından önemli günlerin başında geliyor. 9 Kasım 1918’de Kiel’deki bahriyelilerin ayaklanmasıyla “Kasım devrimi” yaşandı ve Alman İmparatoru Kayzer II. Wilhelm tahtan çekildi. Beş yıl sonra 9 Kasım 1923’te Hitler’in Bavyera’daki başarısız darbe girişimi yaşandı. Bundan 15 yıl sonra, tekelci burjuvazi tarafından 1933 başında iktidara getirilen Hitler 9 Kasım 1938’de Yahudilere karşı, daha sonra “pogrom” olarak tarihe geçecek soykırımı başlatmıştı. 9 Kasım 1989’da ise revizyonist DDR’in (Demokratik Alman Cumhuriyeti) çöküşünün resmen başladığı gün olarak tarihe geçti.
TARİHE GEÇECEK BİR 9 KASIM DAHA!
Federal hükümetin, tekelci burjuvaziye ciddi destek çıkma kararını 9 Kasım günü karar altına almasının özel bir nedeni olup olmadığı bilinmiyor. Ama alınan kararla bu 9 Kasım da tarihe geçmeyi hak ediyor artık!
Koalisyon hükümeti, Almanya’nın üretim merkezi olarak korunması ve rekabet gücünün artırılması için 9 Kasım günü sanayi elektriği fiyatına uygulanan vergiyi kilovat başına 2 centten 0,05 cente düşürdü. Bir başka deyişle mevcut verginin 40’ta birine düşürdü!
Kararın ajanslara düşmesiyle birlikte hisseleri ülkenin değişik borsalarında (DAX, MDAX ve SDAX) işlem gören BASF, Covestro, Evonik, Wacker Chemie ve Lanxess gibi kimya şirketlerinin yanı sıra çelik devleri ThyssenKrupp, ArcolorMittal, Salzgitter AG, Klöckner & Co, bakır üreticisi Aurubis ve Wafer* üreticisi Siltronic 9 Kasım 2023’ü kazançla kapadılar.
SÜBVANSİYONLAR İÇİN HİÇBİR KOŞUL YOK!
Hükümet kararlaştırdığı “elektrik fiyat paketi” ile imalat sanayisindeki şirketleri (faydalanacak şirket sayısı 635 bin) 2024 yılından itibaren üç yıl boyunca “rahatlatmak” istiyor. Hükümetin perşembe günü yaptığı açıklamasında, 2026 ila 2028 yılları için federal bütçenin “federal bütçede karşı finansman sağlayabilmesi” halinde, pakette yer alan elektrik vergisindeki indirimin iki yıl daha, yani toplam beş yıl boyunca geçerli olacağı duyuruldu. Koalisyon partilerinin planlarına göre paket “mümkün olan en kısa sürede” uygulamaya konulacak.
Hükümetin paket kapsamında kararlaştırdığı önlemler özellikle, şebeke ücretleri için kararlaştırılan yıllık 5,5 milyar euroluk sübvansiyona ek olarak, tüm imalat şirketleri için elektrik vergisinin AB’de izin verilen minimum seviyeye indirilmesini öngörüyor. Bu şekilde, aslında yıl sonuna kadar sınırlı olan “pik dengeleme” (“Spitzenausgleich”) uzatılmış olacak.
Buna ek olarak, İklim ve Dönüşüm Fonu’na dahil edilen elektrik fiyatı telafisi için muafiyet – AB emisyon ticaretinden kaynaklanan maliyetlerin paylaştırılması – artık “uluslararası rekabete en çok maruz kalan” yaklaşık 350 şirket için geçerli olmayacak. Kısacası büyük tantanayla oluşturulan ve “geleceğe yatırım” olarak lanse edilen İklim ve Dönüşüm Fonu’na bu tekeller artık tek cent dahi ödemeyecekler. Şimdiye kadar bu şirketlerden cüzi düzeyde de olsa “katkı payı” adı altında bir miktar ödeme alınıyordu.
Karardaki önemli bir “ayrıntı” ise Almanya’da kalması istenilen söz konusu şirketlere bu yönde bir koşul getirilmiyor olması. Sağlanan vergi indirimi ve sunulan diğer sübvansiyonlar için hükümet, üretim merkezinin güvence altına alınması, TİS’lere bağlı ücret ödenmesi ya da enerji tasarrufu sağlayan ekipmanlara yatırım yapılması gibi koşulların yerine getirilmesini istemiyor.
Hükümet yetkililerine göre “ortalama bir fırın” bu uygulamadan yıllık 30 bin euro tasarruf edecek. Çok enerji harcayan büyük bir alüminyum döküm fabrikasının ise yılda 150 – 250 milyon euro arası tasarruf edebilecek. Basın toplantısında bir gazetecinin “ortalama fırınların çoğu doğalgaz ile ısıtılıyor, bunlar nasıl tasarruf edecek” sorusuna, “gaza bir indirim sözkonusu değil” diye yanıt verildi.
Hükümetin planlarına göre sermaye için hazırlanan “elektrik fiyat paketinin” 2024 yılındaki toplam maliyeti 12 milyar euro olacak. Bu miktarın 2,75 milyarı federal bütçeden finanse edilecek geri kalan asıl meblağ ise “gölge bütçe” olarak anılan İklim ve Dönüşüm Fonu’ndan finanse edilecek.
Federal hükümetin hesaplamalarına göre “elektrik fiyat paketinin” 2028 yılına kadar toplam maliyeti 28 milyar euroya çıkabilecek. Kararın alınmasının ardından değişik kurumlar bu miktarın 35 milyar euroya kadar çıkabileceğini ileri süren açıklamalar yapmışlardı. Ancak bu miktara nasıl ulaşıldığı konusunda hiçbir taraftan bir açıklama gelmemişti.
“ACABA YETER Mİ?”
Hükümetin önlemleri Alman Sanayicileri Birliği’nin (BDI) de onayını aldı. BDI Genel Müdür Tanja Gönner, “Federal hükümetin elektrik fiyat paketiyle, imalat sektörü için elektrik vergisinde yapılan indirimle rahatlama sağlayacak olmasını BDI memnuniyetle karşılamaktadır. Durumdan özellikle etkilenen enerji yoğunluklu şirketlere uluslararası rekabette yardımcı olunacak olması da sevindiricidir. Ne yazık ki enerji yoğun şirketler grubu yaklaşık 350 şirketle çok dar bir şekilde tanımlanmıştır, bu da birçok şirketin ve geleceğin teknolojilerinin dışarıda bırakılması anlamına gelmektedir” dedi.
Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DIHK) de paketten genel olarak memnun. DIHK Başkanı Peter Adrian, “İyi bir adım ama paketin tüm sektör için rekabetçi elektrik fiyatlarını güvence altına almaya yetip yetmeyeceği konusunda şüpheliyim” dedi.
PARTİLERDEN ‘İLGİNÇ’ TEPKİLER
Hükümetin paketiyle ilgili federal parlamentodaki “muhalefet” partilerinden ilginç tepkiler geldi. CDU/CSU parlamento grubu ekonomi politikası sözcüsü Julia Klöckner, “Biraz ışık ve çokça gölge – federal hükümetin önerisi böyle görünüyor” dedi. Koalisyonun bir yıldan fazla tartıştığına dikkat çeken Klöckner, “buna karşılık mini indirim çok geç geldi ve sonuç Habeck’in köprü elektrik fiyatıyla ve Başbakan Scholz’un seçim kampanyası sırasında propagandasını yaptığı 4 centlik sanayi elektriği fiyatından kesinlikle çok uzak” dedi.
AfD’nin ekonomi ve maliyeden sorumlu sözcüleri yaptıkları ortak açıklamada, “doğru yönde atılmış yetersiz adımdan” söz ettiler. Sözkonusu vergi indiriminde şirketlerin sadece bir kısmının faydalanacağını söyleyen politikacılar, “peki diğerleri ne olacak? Vatandaşa neden indirim yok” dediler.
Sol Parti parlamento grubunun mali politika sözcüsü Christian Görke, sanayicilerin rahatlatılmasını memnuniyetle karşıladığı açıklamasında, paketin kapsamının genişletilmesi talep etti. Görke, “Anlaşma gecikmişti çünkü ekonomide büyük bir belirsizlik var. Ancak elektrik vergisindeki indirim tüm şirketler ve tüketiciler için geçerli olmalıdır. Ne yazık ki bu olmadı, varılan uzlaşma onları soğukta bıraktı” dedi.
SENDİKALAR PAKETİ BEĞENMEDİ
Bir yıldan fazla bir süre değişik sermaye kuruluşlarıyla birlikte hareket eden DGB’nin yanı sıra IG Metall ve IG BCE sendikaları hükümetin sunduğu pakete mesafeli yaklaşıyorlar. IG Metall İkinci Başkanı Jürgen Kerner, yaptığı açıklamada, “Şu anda sunulan paket yetersiz kalmaktadır ve bu nedenle en iyi ihtimalle sadece bir başlangıç olabilir” dedi. “Bu önlemler herhangi bir iyileşme sağlamayacak, ancak daha fazla kötüleşmeyi önleyecektir” diye açıklamasını sürdüren Kerner, “Bu tedbirlerle 6 centlik bir fiyatın nasıl elde edileceğini anlayamıyoruz. Bu nedenle federal hükümetin uzmanlarıyla diyalog halindeyiz” dedi.
“Enerji yoğunluklu sanayi için ek rahatlatıcı önlemler alınmazsa, daha fazla yatırım yurtdışına kayacak ve burada istihdam kaybedilecektir” diye konuşan Kerner’in bu sözlerinden, IG Metall’in daha fazla sübvansiyon için hükümete daha fazla baskı yapmaya hazırlandığı anlaşılıyor.
IG BCE Başkanı Michael Vassiliadis de meslektaşı Kerner gibi hükümetin planlarına temkinli yaklaşıyor. “Elektrik fiyat paketi ile federal hükümet ilk kez yerli sanayi için çok merkezi olan bu maliyet faktörü konusunda harekete geçilmesi gerektiğini kabul etti” diye konuşan Vassiliadis, “Ancak önlemler paketi, özellikle enerji yoğunluklu sektörlerin gelecekleriyle ilgili sorunlarına henüz kapsamlı bir şekilde yanıt vermiyor. Ekonomi bakanı şu anda sunulan pakete dayanarak 2025’ten itibaren imalat sanayisi için kilovat saat başına altı centten daha düşük bir elektrik fiyatı beklentisi içinde. Ancak biz IGBCE olarak bunu başarmak için daha spesifik önlemlerin gerekli olduğuna inanıyoruz. Başbakanın, ekonomi ve maliye bakanının ortak girişimi, rekabetçi elektrik fiyatlarına giden yolda önemli bir ilk adımdır. Ancak ihtiyaç sahibi, özellikle de enerji yoğun şirketler için mevcut ilaç tedavisi onları yoğun bakımdan çıkarmak için yeterli değil” dedi.
DGB’den ise henüz bir açıklama yapılmazken daha önce diğer iki sanayi sendikasıyla birlikte hareket eden IG BAU sendikasının son haftalarda bu konuda aktif bir tutum almaması ve sessizliğe bürünmesi dikkat çekiyor.
Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di Genel Başkanı Frank Werneke ise daha önce sanayi elektrik fiyatının düşürülmesi önerisi reddetmişti. Werneke geçtiğimiz ay Redaktionsnetzwerk Deutschland’a verdiği bir demeçte, “Siyasi aktörlere sadece saf bir sanayi elektrik fiyatı indiriminden vazgeçmelerini tavsiye ederim. Yasal asgari ücretle kıt kanaat geçinen bir vatandaş elektrik için kilovat saat başına 35 cente yakın bir fiyat öderken, büyük ölçekli sanayinin devlet sübvansiyonları sayesinde sadece beş ya da altı cent ödemesi son derece yıkıcı olur” demişti.
VATANDAŞ NE OLACAK?
Sanayi için daha ucuz enerji talep eden ve onlarca gösteri yapan sendikalar, başta kendi üyeleri olmak üzere geniş emekçi kitleleri için ucuz enerji fiyatı talep etme niyetleri yok. Hatırlanacağı gibi bütün sendikalar toplu sözleşme döneminde reel ücretlerin ciddi bir şekilde artırılmasını isteyen üyelerine, “Sendikalar olarak enflasyonun sonuçlarına karşı bir şey yapamayız. TİS görüşmelerinde enflasyonu telafi etme talebini ileri sürmek doğru olmaz” demişlerdi. Buna rağmen birçok sendika üyesi, “işletmelere daha ucuz enerji için sokağa çıkılıyor, kendimiz için ne zaman sokağa çıkacağız” diye soruyorlar.
Federal Bakanlar Kurulu 18 Ekim günü aldığı bir kararla elektrik ve doğalgaz fiyat frenini Nisan 2024 sonuna kadar uzatmaya karar verdi. Ancak bunun yürürlüğe girmesi için AB Komisyonu’nun o tarihten önce harekete geçmesi gerekiyor. Bu karardan bir hafta önce ise hükümet doğalgaz için kesilen katma değer vergisini yüzde 7’den tekrar yüzde 19’a yükseltme kararı aldı.
Vatandaşın kullandığı doğalgaz KDV’sini yükseltme ve enerjiye uygulanan fiyat frenini Nisan 2024’te sona erdirme kararıyla sermayeye verilen sübvansiyonlara “kaynak” bulunmuş oldu!
Tüketici Danışma Merkezi, hükümetin elektrik fiyat paketinde tüketicilere ilişkin bir madde olmamasını eleştirdi. Tüketici danışma merkezlerinin çatı örgütü olan VZBV adına açıklama yapan Ramona Pop, “Hükümet elektrik fiyat paketinde elektrik vergisini tüketiciler için de Avrupa’daki asgari düzeye indirilmeliydi” dedi. “Federal hükümet tüketicileri dikkate almıyor” diye konuşan Pop, “Sanayi şirketleri yüksek elektrik fiyatlarının yükünden kurtarılırken ve tüketicilerin unutulması kabul edilemez” dedi.