Written by 14:31 HABERLER

Türkiye vatandaşlarının yüzde 24’ü tam gün çalıştığı halde yoksul

Hans Böckler Vakfı’na bağlı Ekonomik ve Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün (WSI) kısa bir süre önce yayınladığı “Alt Ücret Raporu” (Der Untere Entgeldbericht) hazırlayan Eric Seils, Türk vatandaşlarının aldığı maaşları gazetemiz için inceledi. Buna göre özellikle 15-25 yaş grubunda olan Türk vatandaşı gençlerin önemli bir bölümü düşük maaşlarla çalışmak zorunda kalıyor.

Hans Böckler Vakfı’na bağlı Ekonomik ve Sosyal Bilimler Enstitüsü (WSI) tarafından kısa bir süre önce yayınlanan “Alt Ücret Raporu” (Der Untere Entgeldbericht) ülkede tam gün çalıştıkları halde yoksulluk içinde yaşayan emekçilerin durumunu gözler önüne sermişti.

WSI uzmanları Eric Seils ve Helge Emmler tarafından Federal Çalışma Ajansı‘nın (BA) ücret istatistiklerine dayandırılarak hazırlanan raporda, tam zamanlı çalışmasına rağmen aylık ortalama brüt maaşın üçte ikisinden daha azını alan çalışanlar yoksul olarak kabul ediliyordu. Bu miktar 2020’de brüt 2284 euroya denk geliyordu. Bundan az brüt maaşa sahip olanlar BA tarafından “düşük ücret aralığı” kategorisinde değerlendiriliyor.

Araştırmaya göre Almanya genelinde sosyal sigortalı çalışanların yüzde 18,7’si düşük ücretliler grubunda yer alıyor. Tam gün çalışan yoksullar oranı Doğu Almanya’daki eyaletlerde ortalamadan 10 puan yüksek ve yüzde 29,1 olarak tespit edilmiş. 2011’de ise Doğu Almanya’da bu oran yüzde 39,9 idi. Araştırmayı yapan Eric Seils ve Helge Emmler, ülkedeki durumu “Düşük ücret aralığının sosyal güvenlik primlerine tabi 10 tam zamanlı çalışandan dördünden fazlası Doğu Almanya‘da“ şeklinde ifade ediyor. Tam zamanlı çalıştıkları halde yoksulluğun en yüksek olduğu Doğu Almanya’daki kentler şunlar: Erzgebirgskreis (yüzde 43,2), Görlitz (yüzde 42,5), Saale-Orla-Kreis (yüzde 41,2), Batı Pomeranya-Rügen (yüzde 40,8) ve Vogtlandkreis (yüzde 40,2).

KADIN-ERKEK VE GÖÇMENLER FARKI

Raporda Almanya’daki tam tam zamanlı işlerde çalışan kadınların yüzde 25,4’ü düşük ücretliyken, bu oran erkeklerde yüzde 15,4. Cinsiyet adaletsizliğinin daha da çarpıcı olduğu kentlerin başında Heilbronn geliyor. Baden-Württemberg’de bulunan kentte erkekler için bu oran yüzde 8,1, kadınlar için yüzde 24,1.

Göçmen kökenliler arasında da tam gün çalışmaya rağmen yoksulluk ortalanın çok üzerinde. Alman pasaportu olmayan yabancılar arasında tam zamanlı çalışanlar arasında düşük ücretlilerin oranı yüzde 36,9. Bunda yabancıların en fazla çalıştığı sektörlerdeki çalışma koşullarınında payı büyük. Verilere göre düşük ücretli işlerin en fazla yaygın olduğu sektörlerin başında gastronomi geliyor. Bu alanda çalışanların yüzde 68,9 düşük ücretli. Göçmenlerin az çalıştığı kamu sektöründe ise tam gün çalışanlar arasında düşük ücretli çalışanların oranı sadece yüzde 2,5.

TÜRKİYE VATANDAŞLARININ YÜZDE 24’Ü TAM ZAMANLI ÇALIŞAN YOKSUL

Yayınlanan raporda yer almayan ancak araştırmayı yapan Eric Seils tarafından gazetemiz için incelenen verilere göre, Türk vatandaşlığına sahip olanların yüzde 24’ü tam zamanlı bir işte çalıştığı halde düşük maaş alanlar grubunda yer alıyor.

Bu oran ülke genelinin üzerinde. Ancak toplam yabancılar arasındaki orandan ise düşük. Alman vatandaşlığına geçen Türkiye kökenlilerin bu oran içinde olmadığını ve bu konuda bir verinin bulunmadığını ifade eden Seils, Türk vatandaşları arasında ücretlerin düşük olmasının başlıca nedenin birçok alanda “yardımcı işçi” olarak çalışmaları olduğunu söylüyor. Fazla vasıf gerektirmeyen işlerde çalışanlar arasında Türk vatandaşlarının oranının yüzde 35,3 olduğunu, bunun da genel olarak Türk vatandaşlarının alt ücret grubunda yer almalarında büyük bir rol oynadığını ifade den Seils, küçük işletmelerde çalışanlar arasında düşük maaşla çalışanların sayısının çok daha fazla olduğuna da dikkat çekiyor.

Resmi kayıtlarda Türk vatandaşları arasında aylık ortalama ücretin brüt 3081 euro olduğunu ifade eden Seils, Türk vatandaşları arasında ortalama ücretlerin diğer ülke vatandaşlarından daha yüksek olmasının asıl nedeninin uzun süre ülkede yaşamaları olduğunu ifade ederek, genellikle yeni gelen, dil bilmeyen, meslek eğitimi olmayan yabancıların daha düşük ücretlerle çalıştıklarını da araştırma sırasında gördüklerini belirtti.

Buna rağmen Türk vatandaşları arasında 15-25 yaş gurubu gençlerde ortalama ücreti 2410 euro, 25-55 yaşları arasındaki grupta 3122 euro, 55-65 yaşları arasındaki gruptaysa 3229 euro olarak belirleyen WSI uzmanları, Türk vatandaşı gençler arasında ortalama ücretlerin oldukça düşük olmasını iyi bir meslek eğitimine sahip olmamasına bağlıyorlar. Özellikle okulu bitirmeden ayrılanlar bu grupta yer alıyor. Seils, Türk vatandaşı olup da meslek sahibi olmayan Türk vatandaşı gençlerin çoğunun pizza, paket dağıtımı, depo ve diğer alanlarda ihtiyaç duyulan yardımcı işçi konumunda olduğa işaret etti.

Almanya geneli için 15-25 yaşları arasında çalışanların ortalama 2524 euro ücrete sahip oldukları gözönünde bulundurulduğunda küçük de olsa bir farkın olduğu görülüyor.

KADINLARIN DURUMU

Genel olarak Türk vatandaşı kadınlar arasında yarım gün ve kısa süreli işlerin olduğu bilinirken, tam gün çalışan Türk vatandaşı kadınların yüzde 38,3’ü düşük ücrete sahip.

Seils, Almanlar arasında erkeklerin kadınlara göre daha fazla tam gün işlerde çalıştığını Türk erkeklerin çoğunun üretimde ve sanayide, kadınların ise hizmet sektöründe çalıştığını, bunun da ücretlere yansıdığını vurguladı.

Tam gün çalışan Türklerin büyük bir bölümünün ücretlerin düşük olmadığı branşlarda çalıştığını, bunun da ortalamayı arttırdığını belirten Seils, yoksulluk ve düşük ücretlerden en fazla ülkeye yeni gelenlerin etkilendiğini, bu nedenle Türk vatandaşlarının eskisi gibi “en alttakiler” olmadığına da işaret etti.

ASGARİ ÜCRETİN ARTTIRILMASI

Düşük ücret grubunda olanların durumunun asgari ücretin 12 euroya çıkarılmasıyla değişip değişmeyeceği yönündeki sorumuza ise Eric Seils şu şekilde yanıt verdi: “Kısmen yardımcı olabilir. Daha fazla ücret ellerine geçebilir bu durumda. Ancak bu, alt gelir grubunda çalışanların sayısını değiştirmeyecek diye düşünüyorum. Çünkü tam gün çalıştığı halde saat başı 12 euro maaş alanlar alt ücret grubundan çıkmıyorlar. Miktar çok az. Bu nedenle hazırladığımız raporda ücretlerin toplu sözleşmeye bağlanması gerektiğini ifade ediyoruz. Toplu sözleşmenin olduğu işletmelerde ücretler çok daha yüksek ve düşük ücret alanlar oldukça az. Burada sendikalara olduğu gibi işverenlere de büyük sorumluluk düşüyor.” (YH)

Close