Written by 10:04 ÇALIŞMA YAŞAMI

1 Mayıs 2023: İnsanca bir yaşam için dayanışmayı büyütelim

Alman Sendikalar Birliği (DGB) ve ona bağlı sendikalar bu yıl 1 Mayıs’ı “Kesintisiz dayanışma” (Ungebrochen Solidarisch) sloganıyla kutlayacak. Büyük küçük yüzlerce kentte yapılacak kutlamalarda sendika yöneticileri içinden geçtiğimiz zor dönemde dayanışmanın önemine dikkat çekecek. Merkezi gösteri Köln’de yapılacak.

Dünya genelinde işçi sınıfı ve emekçiler bir kez daha işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta alanlara çıkmaya hazırlanıyor. Kapitalist-emperyalist sistemin yarattığı sorunlar her bakımdan işçi sınıfı ve emekçilerin yaşamını her geçen gün biraz daha zorlaştırıyor. Dünya genelinde yaşanan pandemi, ardından başlayan Ukrayna savaşı ve yüksek enflasyon, işçi sınıfı ve emekçilerin reel ücretlerinin düşmesine, daha fazla yoksullaşmasına yol açarken sermaye ise her geçen yıl toplumsal zenginliğin daha fazlasına el koyuyor. Yapılan pek çok araştırmada dünya genelinde sınıflar arası çelişkiler sürekli derinleşmeye devam ediyor. Oxfam tarafından kısa bir süre önce yayınlanan araştırmaya göre dünyadaki yüzde 1’lik azınlık toplam servetin üçte ikisine el koyuyor. Buna karşılık 1,7 milyar işçi için temel gıda mallarının fiyatı ücretlerden daha fazla arttı. Bu nedenle geride bıraktığımız dönemde zenginler daha da zenginleşirken, işçi sınıfı ve emekçiler de daha fazla yoksullaştı.

EMEKÇİLER MÜCADELEYE HAZIR OLDUĞUNU GÖSTERDİLER
Almanya’da son bir yıl içinde başta enerji ve temel tüketim malları olmak üzere birçok ürüne yapılan zamlar enflasyon artışına yol açarken, sendikaların enflasyona denk gelecek ücret artışı talepleri ise çoğunlukla yerine getirilmedi. Bunda sendikaların uzlaşmacı tutumu büyük bir rol oynadı. Yüzbinlerce metal işçisini ilgilendiren toplu sözleşme döneminde bir milyona yakın işçi uyarı grevlerine çıkarak, ücretlerin enflasyon altında ezilmemesi için mücadeleye hazır olduğunu ilan etti. Tabandan gelen baskının farkında olan sendika yöneticileri bir taraftan sonuna kadar mücadele edeceklerini ifade ederken diğer taraftan kapalı kapılar arkasında ücretlerin enflasyon altında ezilmesine yol açan anlaşmaların altına imza attılar. Sonra da bunun işçilere matematik oyunlarıyla bir kazanım olduğunu anlatmaya çalıştılar.
2,4 milyon kamu çalışanını ilgilendiren toplu sözleşme süreci ise henüz bitmiş değil. Özellikle 27 Mart’ta Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) ile Demiryolu İşçileri Sendikası (EVG) tarafından çağrısı yapılan bir günlük grev çağrısı, işçi sınıfı ve emekçilerin gücünü bir kez daha gösterdi. Şalterler indiğinde hayatın durabileceği görüldü. Son bir yıl içinde ücret artışı temelinde yapılan TİS görüşmeleri öncesinde gerçekleştirilen uyarı grevleri, Almanya’da işçi sınıfı ve kamu emekçilerinin daha iyi ve insanca bir yaşam için mücadeleye hazır olduğunu gösterdi. Ancak, sendika bürokrasisi sermayeye ile karşı karşıya gelmeye, dişe diş bir mücadeleye hazır olmadığını gösterdi. Bu nedenle ülkenin mücadeleci sendikalara ve sendikacılara ihtiyaç duyduğu bir kez daha görüldü.

KESİNTİSİZ DAYANIŞMA, PEKİ NASIL OLACAK?
Alman Sendikalar Birliği (DGB) ve ona bağlı sendikalar bu yıl 1 Mayıs’ı “Kesintisiz dayanışma” (Ungebrochen Solidarisch) sloganıyla kutlayacak. Büyük küçük yüzlerce kentte yapılacak kutlamalarda sendika yöneticileri içinden geçtiğimiz zor dönemde dayanışmanın önemine dikkat çekecek. Merkezi gösteri DGB Başkanı Yasmin Fahimi’nin katılımıyla Köln’de yapılacak.
İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele gününde “dayanışmanın” öne çıkması elbette önemli ve anlamlı. Ancak, bunun içeriğinin nasıl ve ne kadar doldurulduğu da o kadar önemli. Geride bıraktığımız dönemde başta DGB yönetimi olmak üzere, sendikaların artan hayat pahalılığına karşı olması gerektiği gibi davranmadığı açıktır. İşçi ve emekçiler arasında hayat pahalılığına, savaşa ve silahlanmaya karşı yükselen tepkilere tercüman olma yönğnde bir çaba gösterilmedi. Ver.di tarafından ekim ayında çağrısı yapılan “Dayanışmacı Sonbahar” eylemlerinde bu sendika diğer sendikalar tarafından tam anlamıyla yalnız bırakıldı. Gerekli dayanışma gösterilmedi, eylemlere katılınmadı. Ancak aynı DGB yönetimi, sermaye ve hükümetle “dayanışma” içinde olduğunu göstermek için “Uyumlu Eylem Planı” (Konzentrierte Aktionsplan) hayata geçirdi. Emekçi sınıflar arasında yükselen tepki ve hoşnutsuzluğu bastırmak için devreye konulan “eylem planı”, sermayenin sendikalara ihtiyacı kalmayınca da dağıtıldı. Böylece “sarı sendikalar” bir kez daha üzerlerine düşenleri yapmış oldular. Hükümet, devreye koyduğu bir seferlik yardımlar ya da sadece belli kesimleri kapsayan bir kerelik ödemelerle tepkileri yatıştırma yoluna gitti.

SORUNLAR ANCAK GERÇEK DAYANIŞMAYLA AŞILIR
Özellikle son iki yıldır dünya genelinde işçi sınıfı ve emekçilerin karşı karşıya olduğu büyük ve önemli sorunlar ancak, emekçilerin birliği ve dayanışmasıyla aşılabilir. Gelişmeler sermayenin emekçileri yedekleyerek sorunları ertelediğini gösteriyor. Ancak bu, sorunları çözme bir yana daha da ağırlaştırmaya devam ediyor. Artan hayat pahalılığına, yoksulluğa karşı gelinen aşamada mücadeleden başka bir yol kalmamıştır. Farklı uluslardan işçi ve emekçilerin kendi talepleriyle katılacağı güçlü bir 1 Mayıs, hayat pahalılığına, yoksulluğa, savaşa ve ayrımcılığa karşı en önemli mesaj olacaktır. Bu nedenle her zamankinden daha güçlü bir 1 Mayıs 2023 için herkesin bugünden harekete geçerek daha fazla işçi ve emekçiyi 1 Mayıs’a katması her zamankinden çok daha büyük bir önem taşıyor. (YH)

DİDF: 1 Mayıs yürüyüşlerine taleplerimizle katılalım!

Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) yaptığı açıklamada Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli işçi ve emekçileri 1 Mayıs gösterilerine katılmaya çağırdı. Yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Ücretlerin değer kaybı nedeniyle, işçilerin, emekçilerin sofrasından ekmeği, cebinden parası her geçen gün daha da azalırken, 2022 yılında Alman borsa tekelleri, silah tekelleri rekor karlar elde ettiler. Reel ücret kaybına karşı ek zam ve ücret artışları talebimizi 1 Mayıs alanlarına taşıyalım. Patronların, tekellerin azami kar hırsını doyurmak için taşeronlaşma, kiralık işçilik çığ gibi büyüdü. Vardiya sistemleri, karşılığı ödenmeyen fazla mesailer ve esnek çalışma uygulamalarıyla çalışma şartları ağırlaştı. İşçilerin ne sosyal yaşamı kaldı ne de dinlenmeye zamanları ama sermaye büyüdü, tekellerin zenginlikleri arttı. Tam ücret karşılığı 4 günlük iş haftası talebimizi 1 Mayıs alanlarına taşıyalım.
14 aydır batılı emperyalistler ve NATO ile Rusya arasında Ukrayna’da süren savaşın acı reçetelerini savaşa dahil olan ve olmayan bütün ülkelerdeki emekçiler yaşıyor. Savaşa ve silahlanmaya ayrılan bütçeler olağanüstü büyürken, sosyal alanlara yatırımlar kısıtlanmakta, halklar arasında ırkçılık ve düşmanlaştırma bilinçli bir şekilde körüklenmektedir. Bunun için savaşın ve silah satışlarının durdurulması, 100 milyar euroluk özel fonunun iptal edilmesi talebimizi 1 Mayıs alanlarına taşıyalım!”

Close