Avrupa Konseyi’nin uzmanlar grubunun ilk raporu, Almanya’nın kadına şiddetin engellenmesi konusunda yetersiz kaldığını ortaya koydu.
Avrupa Konseyi, Almanya’da kadınların şiddete karşı korunması konusunda „ciddi eksiklikler“ olduğu uyarısında bulundu.
Söz konusu değerlendirmeyi, Avrupa Konseyi bünyesinde sözleşmeye taraf ülkelerin İstanbul Sözleşmesi’ne uyup uymadığını gözlemek amacıyla oluşturulan ve bağımsız uzmanlardan oluşan Kadınlara Yönelik ve Ev İçi Şiddete Karşı Eylem Uzmanlar Grubu (GREVIO) açıkladı. GREVIO’nun Strasburg’da açıklanan ilk ülkeler raporunda, Almanya’nın, İstanbul Sözleşmesi’nin öngördüğünün aksine, ulusal çapta bir eylem planına sahip olmaması eleştirildi. İstanbul Sözleşmesi, Almanya’da 2018 yılından beri yürürlükte.
Raporda, Almanya’da risk tahmininden koruyucu tedbirlere ve kadınlara yardım olanaklarına birçok konuda yetersizlik mevcut olduğu kaydedildi.
Raporda, Almanya’nın farklı eyaletleri arasında, hatta eyaletlerin kendi içindeki koruma ve yardım olanaklarının birbirlerinden çok farklı olduğuna değinildi. Bazı taşra bölgelerinde hiç yardım imkanı olmadığına vurgu yapılırken, kentlerdeki yardım merkezlerinin ise aşırı yoğun çalışmak zorunda kaldığı eleştirisinde bulunuldu. Örneğin 3,7 milyonluk nüfusa sahip Berlin’de, tecavüz mağdurları için yalnızca bir adet danışma merkezi olduğuna dikkat çekildi. Burada mağdur kadınların ilk danışma hizmeti için ortalama iki ay beklemek zorunda kaldıkları belirtildi.
Raporda ayrıca, şiddete eğilimli babalara, kadınlar ve çocukların güvenlik kaygıları yeterince dikkate alınmaksızın vesayet veya ziyaret hakkı verildiği vakalar da eleştirildi. Almanya’daki yasalar çerçevesinde, şiddetin mevcut veya eski bir partner tarafından uygulandığı durumlarda failin hafif cezalar alması da raporun eleştirdiği noktalardan biri oldu.
Bilindiği gibi Almanya göç yasasında düzenlendiğini bahane ederek eşlerinden şiddet gören göç geçmişli kadınların sorunlarına dair İstanbul Sözleşmesi maddelerine de şerh koydu.
BIK’IN TALEPLERİ
Almanya’daki İstanbul Sözleşmesi İttifakı (BIK) sözleşmenin uygulamaya girişinin 3. yılında yayınladığı alternatif raporunda Almanya’nın çekincelerini eleştirerek özetle şu talepleri öne sürmüştü: Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir. Tüm kadınlar ve kızlar her türlü şiddetten korunmalıdır.
Şiddete karşı korunmaya yönelik tüm önlemler birbiriyle bağıntılı olmalıdır. Bunun için bir devlet koordine dairesi kurulmalıdır.
Şiddete karşı koruma, ihtiyaçlara göre finanse edilen daha fazla kadın sığınma evi ve uzman danışma merkezlerine ihtiyaç duyar.
Federal hükümetin İstanbul Sözleşmesi’nde evlilikten bağımsız oturma izinlerine çekincesi (IK 59. Madde) tüm kadınların ve kızların şiddetten korunması için iptal edilmelidir.