Geçen yıl kapatılan Özgür Gündem gazetesi Danışma Kurulu‘nda yer aldığı gerekçesiyle tutuklanan ve dörtbuçuk ay boyunca cezaevinde kalan yazar Aslı Erdoğan ve geçtiğimiz yaz tatil için gittiği İspanya’da Türkiye’nin isteği üzerine İnterpol tarafından gözaltına alınan Alman vatandaşı yazar Doğan Akhanlı, Almanya’nın Köln kentinde düzenlenen toplantıda bir araya geldiler.
Tutuklanma nedenleri ve serbest bırakılma süreçlerini anlatan her iki yazar, içeride kaldıkları süre içerisinde dayanışmanın büyük bir etki yarattığını, bunun için de bu dayanışmayı gösteren herkese teşekkür ettiler.
Köln Belediye Başkan Yardımcısı Elfi Scho-Antwerpens’in de katılarak bir koşuma yaptığı etkinlikte konuşan Aslı Erdoğan, dışarıda olmasına rağmen halen tam olarak cezaevinden çıkmadığını ifade ederek, “Halen cezaevinden tam çıktığımı söyleyemem. Çünkü sürekli yeni insanlar içeriye alınıyor. Her bir insan içeriye alındığında ben de cezaevine geri dönüyorum. Ruhumdaki cezaevi ağırlığı sürüyor ve bunu şimdi şehirden şehre taşıyorum” dedi.
Kendisinin tutuklanmasıyla Kürtlerle dayanışma içinde olanlara gözdağı verildiğini anlatan Erdoğan, Türkiye’nin gidişatının pek olumlu olmadığını da ifade ederek, muhalif basın ve aydınların bir kısmının susturulduğunu, bir kısmının da susturulmak istendiğini belirterek, “15 Temmuz’da Türkiye bir uçurumdan aşağıya düştü. Darbe girişimi gecesi yaşananlar çok karanlık. Belki de hiç bir zaman ne olduğunu öğrenemeyeceğiz. Birileri birileriyle çatıştı ve bir taraf kazandı. Ama sonra fatura bu çatışmanın hiç bir tarafından yer almayan bizlere kesildi. Gelinen aşamada yaşananlar cunta döneminden daha kararlık bir dönemi yaşıyoruz. Ben eskiden faşizm kelimesini çok dikkatli kullanırdım. Toplama kamplarında ekmek çalan da sabotaja kalkışan da idama mahkum ediyordu. Ben kendi durumumu ekmek çalana benzettim. Gerçi ben ekmek bile çalmadığım halde hakkımda ağırlaştırılmış ceza talep edildi. Sistemin verdiği mesaj çok açık: Sınırı aşarsan cezası sonsuzdur. Bu ekmeği çalanın idam edilmesine benzer bir durum. Bence bu faşizmin dilidir” dedi.
Erdoğan, insanların önce tutuklanıp sonra da pazarlıklar sonucu serbest bırakılmasının Türkiye için utanç verici bir durum olduğunu da ifade ederek, hukuk devletinden artık söz edilemeyeceğini sözlerine ekledi.
TOPLUMU VE AYDINLARI SİNDİRMEK İÇİN BİZE SALDIRIYORLAR
Yaz tatili için gittiği İspanya‘da Türkiye’nin İnterpol’a başvurması üzerine gözaltına alınan yazar Doğan Akhanlı da aynı etkinlikte yaptığı konuşmada, etapta kendisi ve kendisine benzeyen aydınlara neden bu kadar saldırıldığını anlamakta zorlandığını belirterek, “Ben kendimi Türkiye’yi zor durumda bırakacak birisi olarak görmüyordum. Buna rağmen neden bu yapıldı. Aynı durum Aslı Erdoğan ve Osman Kavala için de geçerli. Bu tutuklamaların amacı, topluma ve aydına mesaj vererek sindirmek. Burada biz aslında objeyiz. Türkiye’de de bu etkili olmaya başladı. Erdoğan bütün konuşmalarında üç tane düşmandan söz ediyor: PKK, FETÖ ve Geziciler. Üç grubun bir cephe oluşturduğunu savunuyor. Biz büyük bir ihtimalle Geziciler cephesinde yer alıyoruz bu yüzden saldırıya uğruyoruz. Almanya’dan baktığımızda Erdoğan’ın yaptıkları belki saçma gelebilir, ama yapacak başka da şansları kalmadı. Sürekli suç işleyen bir makineye dönüştü” dedi.
DAYANIŞMAYI GÜÇLENDİRELİM
Erdoğan ve Akhanlı’nın Türkiye’deki gelişmeleri değerlendirdiği toplantıda ayrıca dayanışmanın önemine dikkat çekildi. Kısa bir süre önce Cumhuriyet Gazetesi davasını izlemek için Türkiye’ye giden tanınmış Alman yazar Günther Wallraff da etkinlikte yaptığı konuşmada, gazetecilere, yazarlara ve HDP milletvekillerine karşı açılan davaları yerinde izlemenin önemli olduğunu söyledi ve etkinliğe katılan Almanları davaları takip etmeye çağırdı. Wallraff, Deniz Yücel, Meşale Tolu, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve Ahmet Şık’ın davaları için yeniden Türkiye’ye gideceğini de açıkladı.
Almanya PEN Genel Sekreteri Carlos Collado Seidel de yaptığı konuşmada, yazarlarla dayanışmak için Almanya’da çalışmalara devam edeceğini söyledi. Tutuklu Deniz Yücel’in kız kardeşi İlkay Yücel de katıldı. (YH)
