Written by 15:44 POLITIKA

Banka iflasları yeni bir krizin habercisi mi?

YÜCEL ÖZDEMİR / Köln

10 Mart’ta Almanya’nın en ciddi sol-liberal gazetesi Süddeutsche Zeitung’da, Temmuz 1944’te ABD’nin News Hampshire eyaletinin küçük bir kasabası olan Bretton Woods’ta imzalanan anlaşmanın bitişinin 50. yılı dolayısıyla kaleme alınan yazıda “Finans kapitalizmden sonra ne gelecek?” sorusu başlığa çıkarılmıştı. Yazıda 12 Mart 1973, “devlet tarafından kontrol edilen pazar ekonomisini adım adım ortadan kaldıran finans kapitalizmin başlangıcı” ilan ediliyordu.

İkinci Dünya Savaşı’nın Hitler Almanya’sının yenilgisiyle sonuçlanacağının anlaşılmaya başlamasıyla, savaş sonrası dönemin ekonomisine dair hazırlıklara başlayan ABD, Bretton Woods’a davet ettiği 44 kapitalist ülkenin 730 delegesine, “Ülke paraları için altına endeksli sabit kur esası ve anlaşmaya katılan her ülkenin parasının değerini doları baz alınarak saptanması”nı kabul ettirmişti.

Kapitalist ülkelerin ekonomilerini dolara, dolayısıyla ABD’ye endeksleyen bu sistemin ömrü ancak 1970’li yıllara kadar sürdü. ABD, içinde bulunduğu ekonomik sorunlar ve aşırı borçlanma nedeniyle 1971 yılında doların altına dönüştürülebilirliğini kaldırmıştı. Dış ticaret açığı ve aşırı borçlanmayı buna gerekçe göstermişti.

Zira 1970’li yıllarda artan enflasyon, hayat pahalılığı, yoksulluk ve işsizlik ABD ekonomisindeki büyümeyi durdurmuş, yeni bir kriz sürecine doğru yol almıştı. Devletin piyasalara etkisinin güçlü olduğu Bretton Woods ilkelerini bir yana bırakarak tam serbest piyasacı evreye girilmesi, bir bakıma 1980’li yıllara güçlü bir şekilde kendisini göstermeye başlayan neoliberalizmin başlangıcı sayılıyor. Zenginlerden alınan vergilerin düşürüldüğü, özelleştirmelere tam gaz hız verildiği ve buna direnç gösteren sendikaların tasfiye edildiği bu dönemde tepkilere rağmen sermaye öngördüğü pek çok adımı atmayı başarabildi. Önce muhafazakarlar, sonra sosyal demokratlar eliyle sürdürülen bu politikaların emekçi sınıflar arasındaki karşılığı sosyal devletin önemli ölçüde tasfiyesi oldu. Süreç belli ölçülerde ve ülkelerde halen devam ediyor. Şu günlerde milyonların direnişiyle karşılanan Fransa’da emeklilik yaşının yükseltilmesi de bunun sonuçlarından birisi.

2008 KRİZİNDEN SONRA İLK BÜYÜK İFLAS

“Finans kapitalizm” olarak adlandırılan bu süreç ilk büyük krizi 2008’de yaşadı. Kimi ekonomistlere göre 1929’da başlayan ve 1930’lu yıllarda devam eden kriz kadar sarsıcı olan 2008’deki krizin sembolü ABD’nin büyük bankalarından biri olan Lehman Brothers’in 2008’de iflası oldu. 1850’de kurulan yatırım bankasının çöküşü ABD’den başlayarak Batılı kapitalist ülkelerdeki mali sermayede büyük bir krize yol açmıştı. Ucuza verilen konut krediler artan ekonomik sorunlar nedeniyle geri ödenmeyince kriz baş göstermişti. Büyük sarsılmalara ve dalgalanmalara yol açan “mali kriz” devletlerin halktan topladığı paraları mali sermayenin kasasına koyarak ya da bankaların zararlarını devletler üstlenerek aşıldı. Başka bir değişle içi boşaltılan bankaların borçları kamulaştırılarak fatura halka kesildi.

Geçtiğimiz cuma günü Silikon Vadisi Bankası (Silicon Valley Bank), ardından New York merkezli Signature Bank’ın iflasını ilan ederek kayyum atanması doğal olarak 2008 kriziyle benzerlikleri anımsattı. SVB’nin iflası şu şekilde gerekçelendirildi: “Banka, bilançosundaki büyük tahvil varlıklarını silmek zorunda kaldığı için yeni öz kaynak arayışına girmişti. Faiz oranlarındaki dönüş tahvillere önemli ölçüde değer kaybetti.” Böylece 2008’deki küresel mali krizinden bu yana ABD’de en büyük banka iflaslarından biri gerçekleşmiş oldu.

DOMİNO ETKİSİ KORKUSU

Arka arkaya iki bankanın iflasını açıklaması, doğal olarak bunun “domino etkisi” yaratıp yaratmayacağı tartışmasını da başlattı. Almanya’da yayınlanan ekonomi gazetesi Handelsblatt, pazartesi günü ABD’deki gelişmelerin “mali piyasalarda endişeyle karşılandığı”nı yazdı. Sektördeki uzmanlarla görüşen gazete, önümüzdeki dönemde ABD ve Avrupa’da özellikle küçük bankaların benzer bir sorun yaşayabileceğine dikkat çekiyor. Zira, paralarının küçük bankalarda güvende olmadığı duygusuna kapılan tasarruf sahipleri kısa sürede kendilerine daha güvenli banka arayışına girebilirler. Bu da özellikle adı pek bilinmeyen küçük bankaların iflasının söz konusu olabileceğini gösteriyor. İflas, hafta başında borsalarda etkisini güçlü bir şekilde gösterdi. ABD ve Almanya’da borsalarında bankaların hisselerinde sert düşüşler meydana geldi. Alman Commerzbank’ın hisselerinde iki haneli düşüş meydana geldi. Yine İsviçre bankası Credit Suisse’nin hisselerinde rekor düşüş yaşandı.

Handelsblatt’ta yer alan başka bir haberde SVB’nin iflasında kripto paranın da rol oynağına dikkat çekildi. Bankada Stablecoin’in sahibi Circle tarafından 3.3 milyar doların park edildiği belirtildi. Benzer bir durum diğer kripto paraların park edildiği başka bankalar için de söz konusu olabilir.

KAPİTALİZMİN ÇÖZÜMÜ: HALKIN VERGİLERİYLE BANKALARI KURTARMA

Gelişmeler, kapitalizmde mutlak bir istikrarın olmadığı, krizler ve iflasların her an baş gösterebileceğine işaret ediyor. Bu nedenle Süddeutsche yazarları benzer krizlerin olmaması için Bretton Woods ile “finans kapitalizm” arasında bir üçüncü yolun olup olmayacağını soruyorlar. Tam bir yanıt bulunabilmiş değiller: “Bretton Woods sisteminin merkezinde yer alan döviz kurlarıyla ilgili soru hâlâ ortada: Çözüm, ulusal merkez bankasının para politikası üzerinde azami kontrole sahip olduğu ve dış şokların hafifletilebildiği, serbest dalgalanan para birimlerinde mi yatıyor? Yoksa sabit döviz kuru sisteminin daha fazla istikrar ve öngörülebilirlik ile daha düşük işlem maliyetleri sunduğuna göre Keynes gibi şüpheciler haklı mıydı? Cevap belirsiz.” (10 Mart 2023)

ABD Başkanı Joe Biden’ın banka iflaslarından sonra yaptığı “İhtiyacınız olduğunda paranızı alabilirsiniz” açıklaması kapitalizmin, halktan toplanan paralarla batan bankaları kurtarmaktan başka bir çözümünün olmadığını gösteriyor. En önemlisi de dünyada keskinleşen emperyalistler arası pazar rekabet, aşırı silahlanma ve savaş tehlikesi doğal olarak mali sermayeyi de önemli derecede etkileyecek. Bu nedenle, büyük savaş tehlikesinin kapıyı çaldığı şu dönemde, küçük bankaların iflası sadece bir başlangıç işareti olabilir.

Close