Written by 13:59 HABERLER

Berlin gösterisinin gösterdikleri

YÜCEL ÖZDEMİR

Almanya’da ülkeyi savaş arabasına bindirip, tam gaz Ukrayna’ya doğru yıla çıkaran, Sol Parti Milletvekili Sahra Wagenknecht’in ifadesiyle “savaş sarhoşu” hükümet partilerine cumartesi günü Berlin’de anlamlı bir yanıt verildi. 10 Şubat’ta internet ortamında imzaya açılan gösteriye çağrı mahiyetindeki “Barış Manifestosu”nu imzalayanların sayısı kısa sürede yüzbinleri buldu. Bugün (27 Şubat) itibariyle çağrıya imza atanların sayısı 700 bine ulaştı.

25 Şubat’ta Berlin’de Brandenburg Kapısı yanında yapılan gösteriye kısa süre olmasına rağmen, düzenleyicilerin verdiği bilgiye göre 50 bin kişi katıldı. Katılımcı sayısını ilk etapta beş bin olarak açıklayan Berlin polisi daha sonra bunu 13 bin olarak “düzeltti”. 50 bin ile 13 bin arasında elbette çok büyük bir fark var. Birisi minimumu diğer maksimumu ifade ediyor. İkisinin ortalamasını aldığımızda eyleme en az 30 bin kişinin katıldığı söylenebilir. Bazen Rusya yanlısı çizgiye kayan günlük Junge Welt gazetesi de katılımın 35 bin civarında olduğunu yazdı. Sol Parti ile yakınlığı bilinen Neues Deutschland bir rakam ifade etmeyi tercih etmedi, sadece belirtilen rakamları yazdı.

Soğuk havaya, kar yağışına rağmen en az 30 bin kişinin Berlin’de “Silah gönderme yerine müzakerelere başlansın” talebiyle, Ukrayna savaşının birinci yılının dolmasının ardından düzenlen gösteriye katılması anlamlı olduğu kadar, savaş politikalarının püskürtülmesi açısından da değerli. Keza aynı gün Köln’de aynı taleple yapılan gösteriye de beklenenin üzerinde, yaklaşık iki bin kişi katıldı.

Özellikle Berlin gösterisi, Almanya’dan başlayarak Avrupa ülkelerinde savaş ve militarist politikalara karşı halk arasında tepkinin oldukça yüksek olduğunu bir kez daha gösterdi.

Berlin’de bir gün önce de Ukrayna’ya daha fazla silah gönderilmesi talebiyle, asıl katılımcılarının Ukraynalıların olduğu, 7-10 bin kişilik bir gösteri yapılmıştı. Hükümet partileri SPD, Yeşiller ve FDP’den siyasetçiler de bu eyleme katılmıştı.

Foto: Kamer Arslan / Berlin

KARALAMA KAMPANYASI BİTMEYECEK

Silahların susması, Almanya’nın savaşa dahil olmaması, NATO’nun bölgeden çekilmesi gibi taleplerin dillendirildiği gösteriye ve “Barış Manifestosu”na yönelik eleştiriler, 25 Şubat’tan önce olduğu gibi sonrasında da devam ediyor. Bu eleştirilerin bir kısmının, kendisini “barış partisi” olarak adlandıran Sol Parti cephesinden gelmesi ise ayrıca dikkat çekici. Ülkenin en ciddi gazetelerinden Süddeutsche Zeitung, pazartesi günü birinci sayfasında eylem değil, eylemde “Faşizmin akıl almaz bir şekilde görecelileştirildiğini” söyleyen Sol Parti Genel Başkanı Katina Schubert’in açıklamaları öne çıkarıldı.

Eylemin ve manifestonun çağrısını yapan Sol Parti Milletvekili Sahra Wagenknecht ve sosyal demokrat kadın hakları savunucusu, feminist yazar Alice Schwarzer’in “aşırı sağcılar”ın işbirlikçisi” olduğunu söylemenin, zorlamadan öteye karalama amaçlı olduğu açık. Yıllardır medyada görüşlerini ifade eden Wagenknecht ve Schwarzer’in “sol-ulusalcı”, “sol-popülist” bir çizgiye sahip oldukları söylenebilir, ancak bunların sağcı olduğunu söylemek için epey art niyetli olmak gerekiyor.

Rusya yanlısı bir tutum içinde olan Almanya’daki aşırı sağcıların “ateşkes” adına açıklamaya destek vermeleri ya da aşırı sağcıların bir kısmının şov yapmak için eyleme katılması, genel olarak eylemi “aşırı sağcılarla işbirliğinin kanıtı” olarak göstermek, Sol Parti’nin lehine değil, aleyhine bir yaklaşım.

“Aşırı sağcılarla” işbirliği yapmakla suçlanan Wagenknecht, mitingdeki konuşmasında buna da yanıt verdi. Hükümet partileri ve sermaye basını tarafından öne çıkarılan, görüşülen Ukraynalıların büyük bir bölümünün Hitler işbirlikçisi Ukraynalı faşist lider Stephan Bandera’yı “ulusal kahraman” ilan ettiklerini anlattı. Bandera’yı “ulusal kahraman” kabul eden Ukrayna’nın Berlin eski Büyükelçisi Andrij Melnyk, her fırsatta Almanya’nın daha fazla silah göndermesini talep etmeye devam ediyor.

Gösterideki pankartlar, atılan sloganlar, tutulan alkışlar halk arasında hükümetin savaş politikalarına tepkinin oldukça güçlü olduğunu gösteriyor. Wagenknecht ve Schwazer’in “Barış Manifestosu” bir taraftan bu tepkiyi açığa çıkarırken, diğer taraftan sağcıların “savaş karşıtlığı” ve “barış” üzerinden geniş kitleri yedekleme olasılığını da zayıflatmıştır.

Sol Parti cephesinden yapılan açıklamalara bakılırsa, eylemin güçlü geçmesi işlerine pek yaramamış görünüyor. Parti içi dengelerde köşeye sıkıştırılan Wagenknecht, şimdi “yeni bir barış hareketi” çağrısı yapıyor. Bunu “yeni bir barış partisi” olarak okumak da mümkün. Eylem ve çağrıya desteğin güçlü olması buna zenin yaratıyor. Bu nedenle gücünü sokaktaki hareketten, parlamentoda temsil edilmediğini düşünen geniş kitlelerden alan yeni bir örgütlenmenin önü açık. Savaş ve silahlanma konusunda net bir tutum takınmayan parti ve hareketlerin, “savaş sarhoşları” korusuna dahil olması güç kaybetmelerinin nedenleri arasında. Bu nedenle, hükümet ülkeyi savaş bataklığına çektikçe, yükselen tepkiler üzerinden oluşan yeni siyasi iklimde silahlanmaya, savaşa, nükleer savaş tehlikesine karşı mücadelenin güç toplama olasılığını yüksek olduğunu gösteriyor. Bu nedenle 25 Şubat, son bir yıldır savaş çığlıkları atan silah lobisinin borazanlarının sesinin kısılmasının sadece bir başlangıcı olabilir. Tabii gerisi geldiği takdirde.

ABD’NİN “ABRMAS YEMİ”

Eylemden bir gün sonra Beyaz Saray Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın açıklamaları, ABD’nin Almanya’yı adım adım savaşa nasıl sürüklendiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Sullivan ABC televizyonuna yaptığı açıklamada şunları söylüyor: “Başkan Biden önce Abrams tanklarının Ukrayna’ya verilmemesine karar verdi. Çünkü ordu bu tankların savaş alanında yararlı olmayacağını, Alman tanklarının yararlı olacağını söyledi. Bunun üzerine Almanların tankları göndermesi için Abrams tanklarının verilmesine karar verildi” diyor.

Daha önce de gündeme gelen bu açıklama böylece resmi olarak Beyaz Saray tarafından resmi olarak da doğrulanmış oldu. Çıkan sonuç, ABD’nin Almanya’yı savaş bataklığına çekmek için yem olarak kullanmak üzere tankları vermeyi kabul etmesi.

Sadece bu bile, barış hareketinin silah göndermeye karşı sesini daha güçlü çıkarmasına yeter. Diğer taraftan bir yılını dolduran savaşın askeri galibi olmayacak gibi görünüyor.

Close