Written by 20:28 HABERLER

Berlin saldırısı önlenebilir miydi?

Yücel ÖZDEMİR

Almanya’da 19 Aralık günü Berlin’in Charlottenburg ilçesinde Breitscheid Meydanı’ndaki Noel pazarına Polonya plakalı bir TIR’la saldırı düzenlediği tespit edilen Tunuslu Anis Amri hakkında yeni bilgiler ortaya çıktıkça, kendisinin istihbarat örgütleri tarafından yakından takip edildiği daha iyi anlaşılıyor.

İtalya’da işlediği suçlardan ötürü dört yıl hapis yatan Amri, 2015 yazında Almanya’ya geçerek bu ülkede sığınma başvurusunda bulundu. Kaldığı Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde kısa sürede radikal dinci gruplarla bağlantı kuran Amri, bu grupları takip eden güvenlik birimlerinin de dikkatini çekti.

AJANLARLA YAKIN BAĞLANTISI VARDI

Batı Almanya Radyo Televizyon Kurumu (WDR) tarafından yayınlanan bir habere göre Amri, eyalette birçok camiye kolaylıkla girip çıkabiliyordu. Özellikle Dortmund’da camilere giden Amri’nin bir Kur’an okulunun anahtarını da aldığı ve burada yatıp kalktığı tespit edildi. Güvenlik birimleri, Amri’nin Kur’an kursunda imamlık yaptığını da saptadı.

Kuzey Ren Vesftalya eyaletinin Emmerich kentinde kalan Amri, 32 yaşındaki radikal dinci Ahmad Abdelazziz A.’nın (Abu Walaa) yönettiği grupla bağlantı içindeydi. Süddeutsche Zeitung’da yer alan haberde Abu Walaa’in IŞİD’e kadro temin ettiği tespit edildiği için kasım ayında tutuklandığı belirtildi. Eyalet Kriminal Dairesi’nde ajanlık yapan kişiler de bu grupla yakın bağlandı içindeydi. Bu nedenle ajanların Amri ile de iletişim içinde olduğu tahmin ediliyor. Bu grubu yakın takibe alan istihbarat elemanları, Amri’nin AK 47 tipi silah ve patlayıcılarla saldırı planladığını da tespit etti.

BERLİN’E AJAN MI GÖTÜRDÜ?

İstihbarat tarafından yakın takibe alınan Amri, Şubat 2016’da Berlin’e geçti. Birinci Televizyon Kanalı’nda (ARD) yayınlanan “Brennpunkt” programında, Amri’nin Berlin’e istihbaratla bağlantılı bir ajan tarafından götürüldüğü ileri sürüldü.

Berlin Brandenburg Televizyon (BBR) tarafından verilen başka bir haberde ise Federal Savcılık Mart 2016’da Amri hakkında devlet güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle soruşturma başlattı. Amri’nin Almanya’da yaşayan 549 tehlikeli İslamcıdan biri olduğu da önceden tespit edilmiş. Mart ayında güvenlik birimleri tarafından tutulan raporda Amri hakkında şunlar yazıyordu: “Zanlı Almanya çapında başkalarıyla birlikte saldırı düzenleyebilir.” (https://www.rbb-online.de/politik/beitrag/2016/12/attentat-berlin-breitscheidplatz-weg-anis-amri.html)

Berlin İçişleri Senatörü Andreas Geisel’in dediğine göre bu nedenle Amri’nin kullandığı telefonlar dinlemeye alındı.

NEDEN VE NASIL SERBEST BIRAKILDI?

Buna rağmen Amir Almanya’da serbest dolaşmaya devam etti. Sığınma başvurusu kabul edilmediği halde başka şehirlere gitti. Geçtiğimiz yaz aylarında Friedrichshafen’de üzerinde sahte kimlikle yakalandı, cezaevine konuldu. Ancak kısa bir süre sonra Revensburg Mahkemesi tarafından neden serbest bırakıldığı halen açığa çıkmış değil. Gözaltına alındığı sırada Karlsruhe’deki bir adresi gösterdi. Ancak yetkililer bu adres konusunda bugüne kadar bir açıklama yapmış değil.

Değişik yayın organlarında yer alan bilgilere göre Amri, Almanya’da bulunduğu süre içinde toplam sekiz ayrı kimlik kullanmış. Kimliklerin kim tarafından nasıl verildiği ise bilinmiyor.

Haziran 2016’da ilticası kabul edilmeyen Amri, Tunus makamları tarafından vatandaşları olduğuna dair bilgi verilmediği için sınırdışı edilemedi ve Berlin’de yaşamaya devam etti. Güvenlik birimleri tarafından takip edilirken Moebit semtindeki camilere girip çıkıyordu. “Berlin’deki IŞİD camisi” olarak bilinen bir eve sıkça gidiyordu.

En son 14-15 Aralık günü isihbarat tarafından telefonları dinlenmiş, ondan sonra da izi kaybedilmiş. 19 Aralık’ta ise Moabit ilçesindeki Friedrich-Kause-Ufer caddesinde bulunan TIR’a yaklaşarak şoförü Lukasz U.’yu binmeye zorlamış. Lukasz U.’nun yaralı olduğu daha sonra tespit edildi.

BAĞLANTILI OLDUĞU TUNUSLU GÖZALTINDA

İstihbarat tarafından “tehlikeli” olarak tespit edilen ve yakın takibe alınan Amri’ye Berlin’de yardımcı olanların 40 yaşındaki bir Tunus vatandaşının gözaltına alındığı Federal Savcılık tarafından açıklandı. Saldırı sırasında kullanılan TIR’da bulunan Amri’nin cep telefonu üzerinde yapılan incelemede kimlerle görüştüğü tespit edildi. Ancak, bugüne kadar aylarca kaldığı Berlin’de kimlerle bağlantı içinde olduğu tam anlamıyla ortaya konulmuş değil.

Öte yandan 19 Aralık saldırısını gerçekleştiren Amri’nin son durak olan Milano’ya nasıl ulaştığı da netleşmeye başladı. İlk bilgilerde Amri’nin trenle önce Fransa’ya sonra İtalya’ya geçtiği ileri sürülmüştü. Ancak Milano’da öldürülen Amri’nin sırt çantasında Hollanda telefon şebekesine ait telefon kartı bulunması bu ülkeye de gittiği anlamına geliyor. Kartların 20-22 Aralık tarihleri arasında Zwolle, Breda ve Nimwegen kentlerinde satın alındığı ileri sürüldü. Berlin’den yolcu otobüsüyle Amsterdam’a oradan da Lyon’a gitti. 15 saat boyunca yaptığı bu yolculuk sırasında hiçbir ülkenin güvenlik birimleri tarafından durdurulmadı. Yolculuk sırasında çantasında silahın olduğu sanılıyor. Lyon’dan Milano’ya geçen Amri, burada bir polisin kendisine kimlik sorması üzerine sırt çantasındaki silahı çekerek ateş etmişti. Sonra diğer polislerin açtığı ateş sonucu öldürülmüştü. Lyon ve Milano’daki tren istasyonu kameralarında da Amri’nin görüntüleri daha sonra tespit edildi.

SALDIRI ENGELLENEBİLİRDİ

On gün önce yapılan Berlin saldırısıyla ilgili bugüne kadar ortaya çıkan bilgiler saldırının önceden önlenebileceğini açık olarak gösteriyor. Alman istihbarat örgütleri tarafından tanınan, yakın takibe alınan, hatta hapse atılan Amri’nin planlı bir saldırı gerçekleştirmiş olması, güvenlik birimlerinin radikal dinci terör örgütü üyelerine karşı yeterli önlemler almadığını gösteriyor. Mevcut yasalar terör örgütleriyle bağlantı içinde olan kişilerin gözaltına alınması için yeterli.

Adeta göz göre göre Amri’nin Almanya’da saldırı düzenlemesine seyirci kalan istihbarat örgütleri ve onların başındaki siyasetçiler, şimdi kendi sorumluluklarını ortadan kaldırmak için sığınmacıları ve göçmenleri hedef haline getiriyorlar. Başından beri normal bir sığınmacı olmadığı anlaşılan terör örgütü üyesi Amri üzerinden yüz binlerce sığınmacıyı “potansiyel tehlike” haline getirmek ırkçıların ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.

Close