Written by 18:26 ÇALIŞMA YAŞAMI

Borbet direnişinin gösterdikleri

ÇETİN KARAHAN

Borbet işçilerinin aralıksız her gün eylem yaparak sürdürdükleri hak arayışı üçüncü ayına yaklaşıyor. Çoğunlukla kapanan fabrika önünde toplanıp seslerini duyurmaya çalışsalar da, NRW eyalet parlamentosundan Solingen Belediyesine, Borbet merkezinin bulunduğu Hesborn’a kadar birçok kentte eylemler yaptılar, yaşadıkları haksızlığı pankartları, sloganları, davulları, halayları ve eşleri-çocuklarıyla birlikte halka, politikacılara, yetkililere duyurmaya çalıştılar.

Bununla da kalmayıp, Borbet’in Almanya’daki diğer işletmelerinin önüne giderek sınıf kardeşleri ile yaşadıkları sorunları paylaştılar ve ‚yarın sizin de başınıza gelebilir‘ diye uyarmak istediler. Eylem planları arasında Berlin’de federal parlamento önünde bir gösteri yapmak da var.

İki buçuk aydır ‚eylem mesaisi‘ yapan Borbet işçileri ve ailelerinin hayatı artık direnişe endekslendi. Eskiden Borbet için çalışıyorlardı, iki buçuk aydır ise kendi gelecekleri için mesai harcıyorlar. Bu direniş boyunca hem kendileri önemli tecrübeler edindiler hem de benzer sorunları yaşayan işçiler için örnek oluşturdular. Direnişleri hala devam ediyor ve şimdiden bazı kazanımların önü açılmış görünüyor. Kendilerini sokağa atan işveren karşısında yıllardır yaşadıkları bekleme, çaresizlik ve umutsuzluk duygusunun yerinde artık öfke, kendini güçlü hissetme ve kazanma umudu var. Çünkü onlar da sayısız işyerinde sayısız işçinin daha önce çıkardığı bir dersi, ‚hak verilmez alınır‘ dersini yaşayarak öğrendiler ve öğretiyorlar.

WINTERBERG’DE İKİ DÜNYA

Borbet işçilerinin eylem bilançosunda dikkat çekenlerden biri de, 12 Şubat Pazar günü dünya kızak şampiyonasının yapıldığı kayak merkezi Winterberg’deki gösterileri oldu. Etkinliğin sponsorlarından biri de Borbet olduğu için burada bir eylem yapmak isteyen işçiler ve aileleri, iki otobüsle belki de hayatlarında ilk kez gördükleri Winterberg kayak merkezine geldiler. Kayak merkezindeki fotoğraf hayli ilginçti. İki ayrı dünyayı yansıtıyordu: Biri, çoğunluğunu iyi gelirli ve pahalı kayak elbiseleriyle gelmiş ziyaretçiler ve farklı ülkelerden gelen profesyonel sporcular; diğeri de hayatında ilk kez kayak merkezi ziyaret eden ve işverenleri tarafından tazminatsız sokağa atılmalarını protesto eden Borbet işçileri. Keyifli bir gün geçirmek için lüks arabalar, kıyafetler ve ekipmanlarla gelen ailelerin çocukları ile Borbet’te çalışan babalarına destek olmak için otobüsle gelmiş ve bildiri dağıtırken elleri üşüyen çocuklar da birbirlerini iki farklı dünyadan bakışlarla süzüyordu.

BİRLEŞMEK KAZANDIRIYOR

Borbet Solingen işletmesinin dikkat çeken yanlarından biri de 600 işçinin yaklaşık 400’ünün Türkiye kökenli olması. Ancak dikkat çeken sadece bu değil, bu işçilerin “sağcı-solcu, Alevi-Sünni, milliyetçi-demokrat” vb. şeklinde ciddi bir politik kamplaşma ve kopukluk içinde olmasıydı. Bu durumdan en çok fayda sağlayan ise Borbet işvereni olmuştu. Çünkü uzun yıllar bu bölünmüşlüğü yaşayan işçiler işçi temsilciliğini seçerken dahi, işverene karşı kendi hakları ve çıkarlarını savunup savunmama kriteriyle değil bu politik kimliklerle ayrışan listelere bölündüler. Çalışma şartları, ücretler vd. sendikal konularda asıl tarafın işçi ve işveren ayrımı olduğu uzun yıllar unutuldu, unutturuldu. Ta ki, patronun tüm inançlardan, etnik kökenlerden ve politik eğilimden bölünmüş haldeki bu işçileri, iflas kararı alıp işten atarak, aynı sokakta birleştirene kadar!

Bölünmüşlüğün kendilerine nasıl zarar verdiğini geç farkettiler belki ama direnişin ilk gününden itibaren bu sefer işçi kimliğiyle ve tüm siyasi-etnik-dini ayrışmayı bir kenara koyarak hareket eden Borbet işçileri artık işverene karşı tek ses olarak durabilmeyi başardılar. İşçi kimliğiyle ve tek ses olarak sokakta, direnişte birleşen işçiler, bu sayede fabrika kapanana kadar işverenle beraber davranan işçi temsilciliği yönetimini yeniden değiştirip, işçilerin hakkını savunacak bir eylem komitesi ve temsilcilik oluşturdular. Bununla da kalmadılar, direniş başlayana kadar etkisiz kalan sendikayı da bu birleşik tavırla zorlayıp harekete geçirmeyi sağladılar.

Bölündükleri için zayıf düşen ve kaybeden Borbet işçileri, direnişin başladığı 25 Aralık’tan itibaren birleştikçe kazanmaya başladılar. Eylemlerle birlikte yıllardır aynı işyerinde olsalar da birbirileri ile doğru düzgün konuşmamış, tanışmamış işçiler, her gün birarada oldukları eylemlerde dost olmaya, eşler-çocuklar birbiriyle tanışmaya, hazırlanan yemekler paylaşılmaya başladı. Kimi zaman oldu hastalanan arkadaşlarını eylemde sloganlarla selamladılar, kimi zaman depremde yakınlarını kaybetmiş Hataylı, Adıyamanlı, Antepli iş arkadaşlarını sarılıp teselli ettiler. Kısacası, birleştikçe direndiler ve direndikçe birleştiler, sınıf kardeşliğini hissettiler.

Foto: Yeni Hayat

BORBET KADINLARI

Borbet işçilerinin direnişinin başlamasında da, büyüyerek devam etmesinde en büyük etkenlerden biri de eşlerine destek için harekete geçen kadınlar oldu. Hatta destek olarak başlayan bu hareket yer yer direnişin sürükleyici gücü oldu. Çoğu birbirini ilk kez eylemde tanımıştı ama çabucak kaynaştılar. Eşlerinin uğradığı haksızlık kendi hayatlarını, çocuklarını geleceklerini yakından ilgilendiriyordu. Bunun için, ilk günlerdeki tereddütlerini hızlıca gidererek, direnişin en kararlı ve yaratıcı eylemcileri oldular. Tencere tava, davul ne buldularsa yaptıkları müziklerle, yaratıcı sloganlarla eylemlere ayrı bir ruh kattılar. Borbet Grup’un sahibi Frau Borbet’e çocuklarıyla birlikte mektuplar kaleme alıp seslendiler ve bu haksızlığa artık son vermesini talep ettiler. Direnmeyi o kadar hızlı öğrendiler ki, üstlendikleri her görevi çabucak yerine getirip, eylem komitesini yavaş davranmakla eleştirdiler ve eylem komitesinde kadınlar olarak da yer almayı talep ettiler. Borbetli kadınların bu kararlı ve inisiyatifli tavırları hiç kuşku yok ki eşlerini daha umutlu ve güçlü kıldı. Birçoğu hayatında 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nü ilk kez kutluyordu ve o gün yapılan eylemin tüm yönetimi ve programını kadınlar olarak birlikte hazırladılar ve üstlendiler.

UMUTLAR ARTTI, KAZANIMI DİRENİŞİN KARARLILIĞI BELİRLEYECEK

75 gündür aralıksız eylem yapan Borbet işçileri, haklarını alıncaya kadar direnmekte kararlı görünüyorlar. Eskiden birbirine sırtını dönmüş işçiler artık birbirlerine sırtını dayayarak sokakta, mahkeme koridorlarında taleplerinin peşindeler. Tazminatsız sokağa atılarak sıfır noktasına itilen işçiler bu uzun soluklu ve kararlı eylemleriyle şimdiden önemli kazanımlar elde etti ve umutlandılar. İşveren kendisiyle de çelişerek, işten atmalara karşı açılan davalarda işçilere belli sınırlarda tazminat önermeye başladı. İflasın hukuki olmadığı gerekçesiyle açılan dava ise bu ayın sonuna doğru görülecek. Sonuç ne olur şimdilik net değil. Ama şurası açık ki, kazanımların hangi noktaya erişeceğini Borbet işçilerinin aileleriyle birlikte yürüttüğü bu direnişin kararlılığı belirleyecek.

Foto: Yeni Hayat

Close