Written by 08:00 POLITIKA

‘Bu ekonomik düzende sığınma nedenlerini yok etmek mümkün değil’

Köln Sığınmacılar Konseyi Başkanı Claus-Ulrich Prölß, Almanya’da mülteciler üzerinden süren güncel tartışmalar ve yapılması gerekenler konusunda gazetemizin sorularını yanıtladı.

Almanya’da bir kez daha yoğun bir şekilde mülteciler tartışılıyor. Bu tartışmanın nedenleri sizce dedir ve tartışma asıl olarak kime yarıyor?

Her şeyden önce sığınmacılar üzerindeki tartışma Almanya ile sınırlı değil. Birçok Avrupa ülkesinde benzer tartışmalar var. Özellikle de Polonya ve Macaristan gibi ağırı sağcıların hükümet olduğu ülkelerde göçmenlere karşı önyargılar sürekli körükleniyor. Yine AB tarafından kısa bir süre önce alınan kararlarda da sığınmacılara karşı yeni önlemlerin alınması söz konusu. Bütün bu tartışmalar elbette en çok aşırı sağa ve AfD’nin işine yarıyor. AfD’ye giden oyları almak için sığınmacı karşıtı söylemlerin kullanılmasının bu partiyi zayıflatma yerine güçlendirdiğini geçmişte gördük.

CDU Genel Başkanı Friedrich Merz, bir TV’te yaptığı açıklamada Almanya’ya gelen mültecilerin diş doktoruna gidip dişlerini yaptırdığını, Almanların ise sırada beklediğini söyledi. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

CDU Genel Başkanı Merz’in bu açıklaması hiçbir şekilde gerçeği ifade etmiyor. Zaten buna karşı birçok tepki geldi. Ancak belirtmem gerekiyor ki, mültecilere karşı söylem sadece CDU’da ve AfD’ye yok, SPD ve Yeşiller’in bir bölümünde de var. Öncesine göre mültecilere karşı sert söylemlerin çok daha fazla olduğunu bu partilerde de görüyoruz. Daha önce temel insan haklarına ve uluslararası anlaşma ve sözleşmelere dikkat çeken bu partiler şimdi sığınmacılara yönelik izlenen politikanın uygulayıcısı oldu. En son geçen hafta Başbakan Scholz devreye girerek Almanya’nın AB’nin sığınma politikası konusundaki kararlarına engel olmamasını istedi. Sonunda da asıl olarak Afrika ve Asya’dan gelen sığınmacıların Avrupa’ya ulaşmasına karşı bir dizi karar alındı.

Alman ve Türk basını Almanya’ya ulaşan mültecilerin refah içinde yaşadığının propagandasını yapıyor. Bu doğru mu? Gelen bir mülteciyi neler bekliyor?

Gelen mültecilerin Almanya’da refah içinde yaşadığı iddiası kesinlikle doğru değil. Mülteciler eyaletlerde isimleri farklı olmakla birlikte ilk kabul merkezi olan mülteci kamplarında tutuluyorlar. Burada ilk başvuruları alındıktan sonra bölgelere dağıtılıyorlar. Yine mülteci yurtlarında, toplu barınma yerlerinde kalıyorlar. Bu yurtlarda temel ihtiyaçlar olan barınma, hijyen ve beslenmenin yanı sıra nakit olarak 182 euro harçlık alıyorlar. Elbise ve diğer kişisel ihtiyaçlar bu paradan karşılanıyor.

Sağlık hizmetlerinden ise ancak çok zorunlu durumlarla yararlanabiliyorlar. Yasada bu açık olarak belirtildiği halde Merz’in söyledikleri hiçbir şekilde doğru değil.

İlk dağıtım yerlerinden bölgelere gönderildikten sona mültecilere sosyal yardım düzeyinde para veriliyor ve ihtiyaçları karşılanıyor. Bütün bunlara baktığımızda Almanya’ya gelen mülteciler refah içinde yaşamadıkları net olarak görülüyor. Sadece yaşamaları için zorunlu ihtiyaçları karşılanıyor. İltica başvuruları kabul edildikten sonra Bürgergeld (Vatandaşlık Parası) alabiliyorlar.

Almanya, bugüne kadar yaklaşık bir milyon Ukraynalıyı aldı, ancak tartışılanlar daha çok diğer ülkelerden gelenler. Mülteciler arasında bu ayrımcılık neden yapılıyor?

Ukrayna’dan gelenler iltica başvurusu yapmadıkları halde doğrudan diğer mültecilerin aldığı paradan daha fazla olan Bürgergeld alıyorlar. Hükümet daha yeni Ukraynalıların iltica etmeden Almanya’da kalma süresini Mart 2025’e kadar uzattı. Savaşın başlamasından sonra Almanya’ya gelen savaş mağduru Ukraynalılara, diğer ülkelerden gelen mültecilerden farklı bir muamele yapıldığına tanıklık ettik. Şu anda Almanya’da bir milyona yakın Ukraynalı var. Diğer ülkelerden gelenlerin sayısı ise yıl sonuna kadar belki 300 bin olur. Sayı olarak arada çok büyük bir fark olduğu halde Ukraynalılar değil diğer ülkelerden gelenlerin tartışılmasını ancak Ukraynalıların beyaz olması ve hükümetin Ukrayna politikasıyla açıklayabiliriz. Yoksa farklı davranışı başka türlü açıklamak mümkün değil.

Sığınmacılar Konseyi olarak başlıca talepleriniz nelerdir?

Her şeyden önce Birleşmiş Milletler Cenevre Sözleşmesi başta olmak üzere imzalanan uluslararası anlaşmalara uyulması gerekiyor. Sığınma hakkı bir insan hakkıdır. Bu duruma göre ortadan kaldırılacak, yok sayılacak bir hak olmaması gerekiyor. Ne yazık ki günümüzde buna dikkat edilmiyor.

Gelen mültecilere de bu şekilde yaklaşılmalı, hakları verilmeli. İnsanlar hayatların ortaya koyarak, illegal yollardan göç etmek zorunda kalıyor. Bir taraftan legal iltica yollarının açılmasından söz edilirken diğer taraftan yollar kapatılıyor.

Asıl olarak sığınmanın nedenleriyle mücadele edilmeli. Savaşlar, çatışmalar, küresel ısınma, yoksulluk devam ediyor. Bu sorunlar var oldukça, mevcut ekonomik düzen devam ettikçe sığınmanın nedenlerinin ortadan kaldırılması mümkün değil. Çünkü mevcut ekonomik sistem sığınmaya yol açıyor.

Close