Almanya’nın göç ülkesi olması çalışma hayatını da şekillendiriyor. Göç geçmişli on iki milyondan fazla insan Almanya’da istihdam ediliyor. Bu eğilim demografik değişimle birlikte artmaya devam edecek. Sosyal güvenlik primine tabi tüm çalışanların neredeyse dörtte biri önümüzdeki on yıl içinde yaş nedeniyle işgücü piyasasından ayrılacak. Aynı zamanda göç geçmişlilerin oranı da artmaya devam ediyor. Almanya’da sosyal güvenlik primine tabi 34,7 milyon çalışanın 5,1 milyonu yani yüzde 14,7’si 2022 yılı sonu itibarıyla Alman vatandaşlığına sahip değildi.
Göçün işgücü piyasası ve ekonomik kalkınma açısından önemi büyük. Toplumun göç olmadan işleyemeyeceği de kesin.
İnsanlar kendi başlarının çaresine bakabildiklerinde ve bu sayede sosyal bağlantılar yaratılıp toplumsal kabulleniş ve saygı deneyimlendiğinde, iş aidiyeti teşvik edebilir; İstikrarlı bir iş ve yeterli gelir ekonomik güvence sağladığında ve sosyal katılımı mümkün kıldığında gerçek uyumdan söz edilebilir.
GÖÇMENLERİN AĞIRLIKLI OLARAK ÇALIŞTIĞI İŞLER
Değişen işgücü piyasasının bu arka planına karşı DGB, göçmen kökenli emekçilerin çalışma koşullarının nasıl olduğunu ilk kez incelemek için İyi İş Endeksi’ni kullandı. Endeks, ülke çapında göç geçmişi olan ve olmayan çalışanlar arasındaki güvencesiz istihdam özelliklerini karşılaştıran temsili bir ankete dayanıyor.
Endeksin sonuçları bu konuda büyük bir değişiklik ihtiyacına işaret ediyor: Göçmen kökenli insanlar daha çok yardımcı ve yarı vasıflı işlerde, geçici iş ilişkilerinde ve daha düşük gelirle çalıştırılıyor.
Araştırma, özellikle göçmen çalışanların üçte birinin „vasıfsız iş“ olarak adlandırılan işlerde çalıştığını, yani yardımcı işlerde çalıştıklarını gösteriyor. Bu işler özellikle daha fazla fiziksel güç gerektiren ve düşük ücret gelirleriyle karakterize olan işler. Vardiyalı çalışma ve geçici çalışma konusunda da büyük farklar sözkonusu.
GELECEK ENDİŞESİ BÜYÜK
DGB araştırmasına göre, göçmen geçmişi olan neredeyse her dört çalışandan biri, kendi meslek gelecekleri hakkında endişe duyuyor; bu endişe, göçmen geçmişi olmayan çalışanlara göre neredeyse iki kat daha fazla. Göç geçmişi olan çalışanlar arasında kalıcı olmayan belirli süreli sözleşmelerin oranı yüzde 17 olup, bu oran göçmen olmayanlar grubundakilerin üç katından fazladır.
YAPILMASI GEREKEN ÇOK ŞEY VAR
Sonuçlar özellikle şirketlerin ve çalışanların bu durumu iyileştirmek için neler yapabileceği sorusuna gelindiğinde endişe verici: Göçmen kökenli çalışanların neredeyse yarısının şirket içi eğitim fırsatları ya hiç yok ya da çok az.
Ver.di göç politikası bölümü başkanı Romin Khan, çalışmanın sonuçlarını şöyle açıklıyor: “Veriler, özellikle göçmen meslektaşların çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik önemli bir temel oluşturuyor. Her etkinliğin toplumsal katılıma katkı sağlamadığını açıkça ortaya koyuyorlar. Tam tersi: Güvencesiz istihdam, düşük ücretli sektörde çalışma ve yapılan işin sosyal açıdan göz ardı edilmesi, dışlanmayı, bağımlılığı ve damgalanmayı teşvik ediyor.”
Araştırma sonuçlarının özeti:
– Göçmen çalışanların üçte biri yardımcı ve yarı vasıflı işlerde (“vasıflı iş”) çalışırken, göçmen geçmişi olmayanların yüzde 18’i bu türden işlerde çalışıyor.
– Göçmen geçmişi olan çalışanların mesleki gelecekleri hakkında, göçmen geçmişi olmayan karşılaştırma grubuna göre daha fazla endişe duyma olasılıkları daha yüksek.
– Göçmen geçmişi olan çalışanlar arasında geçici iş sözleşmesi oranı yüzde 17; bu oran, ankete katılan göçmen geçmişi olmayan çalışanlar arasındaki oranın üç katından fazla.
– Geçici çalışma, göçmen çalışanlar arasında da karşılaştırma grubuna göre daha yaygın.
– Göçmen kökenli çalışanlar daha çok vardiyalı olarak çalışmaktalar.
– Yarı zamanlı çalışma oranı, göçmen geçmişi olan katılımcılar arasında, göçmen geçmişi olmayan çalışanlara göre biraz daha düşüktür.
– Göçmen çalışanların yüzde 40’ından fazlası gelirlerinin ya hiç yetmediğini ya da kıtı kıtına geçinmeye yettiğini söylüyor.
– Göçmen kökenli çalışanların neredeyse yarısının şirket içi eğitim fırsatları ya hiç yok ya da çok az.
– Göçmen kökenli dört alt gruba bakıldığında bazı özelliklerde açık farklılıklar görülüyor. Atipik ve güvencesiz istihdam özellikleri en çok, kendileri göç etmiş ve Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) dışındaki ülkelerden gelen kişiler arasında daha belirgin.