Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada son haftalarda değişik kentlerde aşırı sağcıların öncülüğünde düzenlenen eylemlere tepki göstererek, koronavirüs nedeniyle artan ekonomik ve sosyal sorunlar konusunda hedef saptırıldığına dikkat çekti.
DİDF tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: Hükümetin koronavirüsü (Kovid 19) engellemek için almış olduğu kararların halk arasında yarattığı gelecek korkusu ve endişesi aşırı sağcı, antisemitist, komplo teoricileri tarafından suiistimal edilmek isteniyor. Bu çevreler halkın sağlığını korumak için gerekli hiçbir kurala uymadan bazı bölgelerde “hijyen” gösterileri, bazı bölgelerde ise “Anayasayı koruma, Anayasal hakları savunma” adı altında gösteri ve mitingler düzenliyorlar. Halkın kaygıları üzerinden politik olarak örgütlenmeye ırkçı, gerici, bilim dışı fikirleri meşrulaştırmaya, krizin esas sorumlularını da gizlemeye çalışılmaktalar.
Eylemlere ırkçı-faşistlerin yanında, aşı karşıtları, komplo teorisyenleri, değişik tarikatlar, orta ölçekli işverenlerin de içinde yer aldığı geniş bir çevre çağrı yapmakta. Eylemlere katılanların bir kısmı çağrıcıların etkilediği çevrelerden oluşurken, bir kısmı da korona önlemlerinin yaratmış olduğu ekonomik, demokratik ve sosyal baskı ve gelecek kaygısı nedeniyle protesto gösterilerine ilgi gösteren kesimlerdir. Örgütlü aşırı sağcı, milliyetçi ve faşist çevreler ise ortaya çıkan bu tabloyu, kendi potalarında birleştirmeye çalışmaktadır.
Hükümet, koronavirüs salgınıyla mücadele için hazırladığı pakette kısa vadede emekçileri ve küçük esnafları gözetiyor gibi gözükse de, asıl olarak büyük sermayenin çıkarlarına hizmet etti. Alınan birçok karar büyük tekellerin isteği doğrultusunda oldu. Devletten milyarlarca yardım alan bazı şirketlerin işçi çıkarma yönünde yapmış olduğu açıklamalar, binlerce küçük esnafın iflas korkusu, demokratik hakların kısıtlanması, iş sürelerinin uzatılması, eğitim ve sağlık gibi konulardaki belirsizlik geniş kesimler içerisinde tedirginliği ve gelecek korkusunu derinleştirmiştir.
Irkçı-faşistler bu korkuyu suistimal ederek güç toplamaya, aynı zamanda tepki gösteren emekçilerin hedeflerini şaşırtmaya çalışmaya çalışıyorlar. Bunlar ilk etapta hükümet karşıtı görünseler de, esas olarak hükümetin zenginlerden yana politikalarının sorgulanmasının üzerini örtmekteler.
Son hafta yapılan eylemlerle birlikte, organizatörlerin artık sıradan vatandaşların korku ve endişelerini dile getiren belirsiz kesimler olmadığı anlaşılmıştır. Irkçıların, milliyetçilerin, komplo teoricilerin yalan haberlerle halkın korku ve endişelerini kullanarak insanlık düşmanı görüşlerini yaymalarına izin verilmemelidir. Bugün demokrasi ve insan hakları konusunda samimi olan, hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren, demokratik hakların kısıtlanmasına karşı çıkan kesimlerin bu eylemlere katılması, ırkçı-gerici akımlar ve örgütlerin güçlenmesine hizmet edecektir.
Koronavirüsün daha da derinleştirdiği ekonomik ve sosyal sorunlara karşı mücadele ancak emekçilerin birliği ve ortak mücadelesiyle mümkün olabilir. Bunun için gelecek kaygısı taşıyan tüm emekçileri, krizin faturasının zenginlerin ödemesi için, demokratik hakların kısıtlanmasına, işsizliğe ve yoksulluğa karşı birleşmeye çağırıyoruz. Bilimsel gerçeklerin üstünün örtülmesine ve krizin faturasının işçi ve emekçilere ödetilmesine izin vermemeliyiz.”