DİDF Hamburg 7 Aralık’ta “Göç ülkesi Almanya- Birlikte yaşam nasıl devam edecek?” adlı bir göç konferansı düzenliyor. DGB Musiksaal’da yapılacak konferans saat 15.00’te başlayacak.
Konferansın açılışını DİDF Hamburg adına Sol Parti eyalet parlamentosu milletvekili Deniz Çelik yapacak. DİDF tarafından hazırlanan göçle ilgili filmden kesitlerin gösterilmesi sonrası Prof. Dr. Helen Baykara-Krumme, ‚göç toplumunda eşit katılım, zorluklar ve başarı koşulları‘ başlıklı bir sunum yapacak. DIDF YK’dan Düzgün Altun, ’sağ popülist politikaların ortak yaşama etkileri’ni anlatacak. Almanya’da göç ve iltica politikasının tarihi ile ilgili sunum öncesi müzik programı var. Sonrası da DİDF Jugend ve IJV’nin hazırladığı 10. Etage adlı kısa film gösterilecek.
“Göçmen ve yerli işçilerin birliğini nasıl güçlendirebiliriz? İşletme ve sendikalar kilit rol mü oynuyor?” başlıklı panelin katılımcıları ise Hamburg Liman BR üyesi Kay Jaeger, Ver.di Göçmenler Komisyonu’ndan Yusuf As ve Rosa Luxemburg Vakfı göç sorumlusu Massimo Perinelli.
Hamburg Politik Eğitim Eyalet Merkezi tarafından teşvik edilen Göç Konferansı AStA, Mut Theater, ver.di, IJV Hamburg, Hamburger Bündnis gegen Rechts, Arbeit und Leben Hamburg, Junge IG Bau, DIDF Jugend Hamburg, GKB Hamburg, Rosa Lusemburg Vakfı Hamburg tarafından destekleniyor.
DİDF Hamburg Başkanı Emre Öğüt etkinlikle ilgili olarak gazetemize şu açıklamayı yaptı: “Göç konferansını düzenleme nedenlerimizden biri de, dünya genelinde savaşlar, çevresel felaketler ve kıtlıklar artması sonucu uluslararası mülteci hareketlerinin de artması ve yaşadığımız ülke Almanya’da da bunu politik malzeme yaparak milliyetçiliğin yaygınlaştırılmak istenmesi.
Bu göçün yanı sıra, sermayenin ‘düzenli göçe’, yani yurtdışından işgücüne de büyük ihtiyaç duyduğunu ve bu nedenle yurtdışından giderek daha fazla işçi getirildiğini de gözlemliyoruz.
Bunun iç politika üzerinde de bir etkisi var. Göçün düzenli ve düzensiz olarak kategorize edilmesi, sağcı güçler için verimli bir gelişme alanı sağlamakta.
İktidardakiler, göçmenleri ortalamadan daha kötü koşullarda çalışmaya zorlayarak ve işçi sınıfının kötüleşen durumu için onları günah keçisi ilan ederek göçmenlerin savunmasız konumunu istismar ediyor, haklarına saldırıyor ve işçiler arasında etnik veya dini nedenlerle önyargı ve bölünmeyi büyütüyorlar. Konferansımızda, göç politikasının birlikte yaşam üzerindeki etkilerini ve işçi hareketinin bu gelişmelere verebileceği yanıtları tartışmak istiyoruz”. (Hamburg/YH)