Almanya Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) yaptığı açıklamada, işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ta alanlara çağırdı. DİDF tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: “İşçilerin ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs günü, milyonlarca emekçi taleplerini dile getirmek için alanlara çıkıyor. Dünya genelinde çalışanların yaşam koşullarının zorlaştığı, silahlanmanın hızlandığı, ırkçılığın yoğunlaştığı bir dönemde emekçilerin birliğini ve mücadelesini güçlendirmek için herkesi alanlara çıkmaya çağırıyoruz.
Bugünlerde kurulacak olan Merz hükümeti de işverenlerin olanaklarını genişletmek, Almanya’nın savaş hazırlıklarını hızlandırmak, işverenlere sınırsız teşvik, demokratik hakları kısıtlayacak kararlar alarak işe başlıyor. Silahlanmaya ve işverenlere destek için ayrılan bütçelerin faturası da emekçilere kesilecek.
İşverenler karlarını artırmak için onbinlerce iş yerini yok etmek istiyor. Volkswagen (VW) gibi şirketler bir yandan hissedarlara milyarlar dağıtırken, diğer yandan milyarlarca euro tasarruf yapmak için binlerce işyerini yok etme kararı aldı. Sadece VW’de 35 bin işyeri yok edilmek isteniyor. Daha önceki yıllarda ve 2024 yılında da olağanüstü karlar elde eden firmaların, işyerlerini yok etmesine asla müsaade edilmemeli.
Son senelerde artan enflasyon ve gıda fiyatları emekçilerin geçim şartlarını daha da zorlaştırdı. Sağlık, eğitim, ulaşım, konut alanında senelerdir devam eden kısıtlamalar bu alanlardaki sorunları daha da büyüttü. Gelire uygun bir ev bulmak artık şansa kalmış. Doktorlarda, hastanelerde tedavi için randevu almak, kamu ulaşımı ile zamanında bir yere varmak neredeyse imkansız. Tüm bu sorunlara rağmen yeni kurulacak hükümetin esas hedefi; şirketlere yatırım ve para, çalışanlara ise kesintiler ve ek yükler!
800 milyar silahlanmaya ve savaş hazırlıklarına!
Halkın ve emekçilerin temel ihtiyaçları görmezden gelinirken, silahlanmaya ve savaş hazırlıklarına kasalar sonuna kadar açıldı. Hükümet, eski parlamentoyu kullanarak savunma harcamaları için 500 milyar kredi alınmasını garantiye alarak işe başladı. Alt yapı hizmetleri için ayrılan diğer 500 milyarın önemli bir bölümü de savaş hazırlıkları için gerekli adımların atılmasına harcanacak. Toplumun savaşa hazır olması için devletin basın-yayın organları, ‚fikir kuruluşları‘ gerçekleri manupile ederek demogojik kampanyalar sürdürmekte. ‘Rusya bize de saldıracak’ propagandasıyla, savaş hazırlıkları ve saldırganlık meşrulaştırılmaya çalışılmakta.
Bu askeri harcamalar hepimizin zararına: Yaşamımızın her alanını etkiliyor ve refahımızı azaltıyor. Yeni işyerleri yaratmıyor, aksine başka alanlarda acilen ihtiyaç duyulan kaynakları ve emeği heba ediyor. Hepimizi daha da yoksullaştırıyor! Orduya ve faiz ödemelerine ne kadar çok para giderse, kamu hizmetleri, altyapı, emeklilik ve kamu çalışanlarına adil ücret için o kadar az para kalıyor.
Birlik ve dayanışma gücümüz!
Göçmen kökenli emekçiler olarak bizler tüm bu sorunlardan çok daha fazla etkileniyoruz. Yaşam ve çalışma koşullarımız kötüleşirken, politikacılar kendi çıkarları için işçi sınıfını bölmeye çalışıyor. Irkçı-ayrımcı politikalar yaygınlaştırılıyor.
Tüm ırkçı-ayrımcı politikalara rağmen, değişik uluslardan ve inançlardan emekçiler olarak, işyerlerinde birlikte çalışıp, birlikte yaşıyoruz. Son toplu sözleşme mücadelelerinde yerli ve göçmen emekçiler olarak ne kadar güçlü olduğumuzu gösterdik. Bu yılın başında milyonlarca emekçi sağın yükselmesine karşı sokaklara döküldü.
Yerli ve göçmen emekçilerin birliğini güçlendirmek, aynı zamanda bugün yaşadığımız sorunların çözümünün de ilk adımıdır. Bunun için tüm emekçileri 1 Mayıs günü daha yüksek ücretler, güvenceli işler, savaş ve milliyetçiliğe karşı alanlara çıkmaya çağırıyoruz!”