Written by 09:00 POLITIKA

Erdoğan’ın Hamas ve İsrail’in gölgesindeki Almanya ziyareti

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 17 Kasım cuma günü Almanya’ya yapacağı ziyaret değişik tartışmalara neden oldu. Hükümet partilerinin temsilcileri, medya ve muhalefet, kısa bir süre önce Hamas terör örgütü olarak görmediğini ifade eden İsrail’in varlığını sorgulayan Erdoğan’ın ziyaretinin ispat edilmesi çağrısında bulundu. Buna rağmen hükümet Erdoğan’ın ziyaretini gündemine almadı. Benzer bir tutum Katar ve Ürdün krallarının ziyareti sorasında yaşanmıştı. Özellikle, Katar’ın Hamas ile bağlantısı her fırsatta ifade ediliyor. Hamas’ın mali olarak Katar başta olmak üzere birçok körfez ülkelerinden destek aldığı biliniyor. Katar ve benzer ülkelerin liderlerini Berlin’de ağırlayan hükümet, benzer bir tutumu Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konusunda da gösterdi. Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Başbakan Olaf Scholz, 7 Ekim’den sonra yaptıkları açıklamalarda Hamas’ı terör örgütü olarak tanımlayarak, buna mesafe koymayanların cezalandırılması çağrısında bulunmuştu. Bu çağrıların ardından Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Hamas’ın faaliyetlerini ve tutsaklara yardım derneğini yasaklamıştı.

Hamas’ı övme ve İsrail’in varlığını sorgulamanın yasak olduğu Almanya’da, Erdoğan’ın nasıl bir konuşma yapacağı en fazla endişe duyulan konuların başında geliyor. Bundan ötürü, ortak basın toplantılarının yapılmaması da kapalı kapılar arkasında ele alındı.

Basında çıkan pek çok haber ve yorumda Hamas’ı öven Erdoğan’ın ziyaretinin iptal edilmesi için hükümete çağrılar yapıldı. Ancak, hükümet bu koşullarda ziyareti iptal etmenin ikili ilişkilere zarar vereceği düşüncesiyle bu çağrılara kulak tıkadı. Türkiye’nin Ukrayna ve Ortadoğu’daki gelişmeler konusunda yardımcı olabileceği beklentisi Almanya’da hâkim. Keza Hamas’ın elindeki esirlerin serbest bırakılması için de Erdoğan’ın rol oynayabileceği ifade ediliyor. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da bu temelde Körfez ülkelerini ziyaret etti ve Hamas’ın finansörü durumundaki Katar’a “büyük rol düştüğü”nü söyledi.

Almanya’nın Türkiye’den en büyük beklenti ise Türkiye’den AB’ye gelen mültecilerin sayısının azaltılması yönünde. Bu konuda daha önce imzalanan anlaşmanın devam etmesi. Dolayısıyla, Erdoğan’dan mültecileri durdurması için verilen “bekçilik” görevini eksiksiz yerine getirmesini istiyor.

Görüşme öncesinde bir açıklama yapan SPD üyesi Federal Parlamento Dışişleri Komisyonu Başkanı Michael Roth RND haber ağına yaptığı Erdoğan’ın Berlin’i ziyaret etmesi gerektiğini savunarak, ziyaret sırasında “Az süslü, çok sade bir dil kullanılmadı” dedi.

TÜRKİYE’DEKİ DEMOKRATİK HAKLAR UNUTULDU

Erdoğan’ın ziyaretine karşı çıkan ya da eleştiriler yöneltenlerin çoğu, Hamas ve İsrail konusunda yaptığı açıklamaları öne çıkarıyor. Türkiye’de tutuklu Alman vatandaşlar, gazeteciler, yazarlar, Kürt siyasetçiler, Türk ordusunun Rojova’daki operasyonları ise pek gündeme getirilmedi. Keza daha önce yüksek sesle ifade edilen Erdoğan’ın AHİM kararlarına uymaması, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın serbest bırakılması talepleri de Hamas ve İsrail’in gölgesinde kaldı. Yine en son Yargıtay 3. Dairesi’nin verdiği karar karşısında Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’ni eleştirmesi de Alman siyasetçilerin ve basının gündeminde değil. Bu nedenle genel olarak daha önce ifade edilen otoriterleşmeye yönelik eleştiriler de ifade edilmemeye başlandı.

Ziyaret sırasında her iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi asıl gündem olacak. Kısa bir süre önce Ankara’yı ziyaret eden Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck, bu yıl sonuna kadar iki ülke arasındaki ticaret hacmini 50 milyar euroya çıkarmayı hedeflediklerini söylemişti. Ziyarette değişik ticari anlaşmalar da imzalanmıştı. Türkiye’de 8 bine yakın Alman firması faaliyet sürdürüyor. Her iki ülkenin liderlerinin asıl yoğunlaştığı konunun bu olduğu anlaşılıyor. Dolayısıyla siyasi düzeyde yaşanan görüş farklılıklarının ekonomik çıkarları zedelememesi temel hedef olarak gözetildi. (YH)

Close