Written by 10:52 AVRUPA

Fransa: Patronlar için ölene kadar çalışmaya hayır!

Cathy Dos SANTOS / L’Humanité

Başbakan Elisabeth Borne’un “adalet, denge ve ilerleme” üçlüsü ölü doğmuştur. Hükümetin emeklilik reformunu haklı çıkarmak için kullandığı tüm argümanlar gerçeklerle çelişmektedir. Fransızlar, Avrupalı komşularıyla aynı hizaya gelme zorunluluğu gibi sinsi bir bahaneyle daha uzun süre çalışmaya çağırılıyor. Bu emir, liberal dogmaya körü körüne bağlılığı gösteriyor. Peki yarın Berlin ya da Madrid, vatandaşlarına 80 yaşına kadar çalışmayı dayatırsa ölümcül bir uyum adına Paris de aynı şeyi yapmalı mı? Ciddi olalım. Emeklilik, Avrupa Komisyonu’nun değil devletlerin yetkisinde olan bir konudur. Yürütme, kamu harcamalarının yüzde 3’lük totemine riayet etmek için, sosyal ve toplumsal yapsını parçalamak yerine CAC 40 (Fransa’nın en çok kazanan 40 şirketi) şirketlerinin astronomik kâr paylarına pekala başka bir vergi politikası uygulayabilir.

Pek çok İsveçli ve Danimarkalı, Fransa’daki bu olağanüstü toplumsal hareketi alkışlıyor. Emeklilik sistemleri çöktüğünde aynı şeyi yapmadıkları için pişmanlık duyuyorlar. Emeklilik yaşını 65’e çeken reformu başlatan İsveçli Eski Bakan Karl Gustaf-Scherman bile Emmanuel Macron’u “İsveç modelini kopyalamaması” için uyardı. Bu ülkede çalışanlar artık tam bir emeklilik maaşından yararlanamamaktadır. Sonuç olarak, yoksul emekliler endeksi şu anda yüzde 13 ile Fransa’dakinden 3 puan daha yüksek. Diğerleri yıpranmış ve kırık dökük bedenleri ile işe dönmek zorunda kalıyor.

Macroncuların dayatmak istediği bu yoksullaştırma modelidir ve bu modelin yarattığı tepki onları hâlâ şaşırtmaktadır. Kimse iş başında ölmek istemez, kimse iş başında ölmemeli. Bu, 19 Ocak’ta dile getirilen ve 31 Ocak’ta sokaklarda tekrar duyacağımız feryattır. Sorumsuz bir sessizliğe bürünen Cumhurbaşkanı için yine kötü bir haber: Reform karşıtı harekete destek son günlerde daha da güçlendi.  (Çeviren: Diyar Çomak)

Close