Written by 10:29 AVRUPA

Fransa: Tam İstihdam Yasası mecliste

Hayet KECHIT / Humanité

“Tam istihdam” adıyla anılan yasa tasarısı Ulusal Meclise ulaştı ve 4 Ekim’e kadar yapılacak oturumlarda incelenecek. Senato tarafından 12 Temmuz’da büyük bir çoğunlukla kabul edilen ve geçen hafta Sosyal İşler Komisyonu tarafından incelenen tasarı, sol kanattan seçilmiş temsilcilerin, sendikaların ve kitle örgütlerinin hükümete karşı güvensizliğini bir kez daha kristalize etti. Meclis kürsüsünden bu “hakiki sosyal projeyi” savunan çalışma bakanı karşısında herkes bu metnin Fransız sosyal güvenlik sistemine getireceği benzeri görülmemiş geri adımları içerdiği konusunda hemfikir.
Eleştirilerin merkezinde ise, RSA (sosyal dayanışma aylığı) alanların otomatik olarak iş arayanlar listesine eklenmesinin yanı sıra, çalışma zorunluluğu ve alınan yardımların askıya alınmasını öngören tedbirler yer alıyor.
Bir başka deyişle, bu yasa kabul edilirse, RSA alanlar, özel durumlar dışında haftada on beş saat çalışmalarını gerektiren bir “taahhüt sözleşmesi” imzalamaya zorlanabilecek ve yükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde yardımları kesilecek ya da “Askıya alma-yeniden harekete geçirme” olarak bilinen yeni bir tedbire tabii olacaklar.
Fransız Komünist Partisi Milletvekili Pierre Dharréville grubunun metnin reddedilmesi yönündeki önergeye verdiği oyu açıklarken “Bu metin yeni bir sosyal savaş metnidir! Emeklilik yasasıyla ilgili olandan sonra, iktidara geldiğinizden bu yana İş Kanunu’nda yaptığınız birçok değişiklik gibi” diyor. Diğer taraftan da meslektaşı Yannick Monnet de “iş arayan insanlara yönelik ön yargılardan” ve “Çalışmanın sadece piyasanın ekonomik ihtiyaçlarını karşılayan bir zorunluluğa indirgendiği” bu projeden şikayet ediyor. Hadrien Clouet (Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi Milletvekili) de şu soruyu soruyor: “Hangi noktada insanları sefalete sürükleyerek onlara yardım edeceğimizi söyleyebilirsin?” Milletvekili, en güvencesiz insanları “terörize eden” ve “etiket atölyeleri veya kişilik testleri yapmak için 15 saatlik iş arama süresi” öngören planı engellemek için ellerinden geleni yapacağını söylüyor.
Boyun Eğmeyen Fransa Grubu, bu inceleme oturumu öncesinde yaptığı basın açıklamasında da “sosyal savaş” olarak nitelendirilen bu yasa tasarısını “Ülkemizde patlayan aşırı yoksulluk ve gıdaya erişim zorlukları” ile paralel olarak değerlendirerek tepki göstermişti. Hükümeti “Bir kez daha en dezavantajlı kesimlere saldırmakla” suçlayan milletvekilleri, “Güncel bilgileri takip etmedikleri için artık RSA’nın tamamını ya da bir kısmını kaybetmek mümkün olacak. Kötü beslenmek, bir çift ayakkabı alamamak ve yarınlar korkusuyla yaşamak, hiçbir zaman insanların iş bulmasına ya da tam istihdama ulaşmasına yardımcı olmamıştır” diyerek, geçen hafta Sosyal İşler Komisyonunda “Macroncular tarafından gece yarısı alelacele geçirilmeye” çalışıldığına işaret ettiler.
Komisyonun toplandığı koşullar, Komünist Parti ve Fransa’nın denizaşırı bölgelerinden milletvekillerini de içeren GDR (Demokratik ve Cumhuriyetçi Sol) grubu tarafından da eleştirildi ve tartışmaların iki buçuk güne indirilerek aceleye getirilmesi “kılık değiştirmiş 49-3” (Hükümetin yasaları meclis oylamasına sunmadan direk olarak kabul edilmesini olanak sağlayan yasa) olarak nitelendirildi. Oysa, metnin kapsamı ve “Tüm parlamento grupları tarafından sunulan 1500 değişiklik önergesi” de “bir haftalık çalışma” gerektirecekti.
Hükümet tarafından dayatılan ve bir kez daha tartışmadan kaçınmak üzere tasarlanan çerçeveye tüm sol milletvekilleri tepki gösterdi. Sosyalist Milletvekili Arthur Delaporte’un ifadesiyle, “İnsanlıktan yoksun, en yoksulların damgalanmasına katkıda bulunan” ve “Yanlış adlandırılmış” bu tasarıya karşı çıkışlar devam edecek. Ekolojist Milletvekili Marie-Charlotte Garin de, Sosyal İşler Komisyonunun metnin incelenmesi sırasında yaptığı müdahalenin ardından Twitter’dan “iğrenç bir reform” diye tepki gösterdi.
Fransız insan hakları savunucuları tarafından geçtiğimiz 6 Temmuz’da yayımlanan görüşün de gösterdiği gibi eleştiriler, sol görüşlü temsilcilerin ötesine geçti. Claire Hédon’a göre, “Sosyal-mesleki entegrasyon yükümlülüklerinin güçlendirilmesi, RSA alıcılarının hak ve özgürlüklerinin orantısız veya ayrımcı bir şekilde ihlal edilmesine yol açacak.” Savunmasız gruplara yönelik bu sözde “yeniden mobilizasyon” programının onlar için “çocuklaştırıcı” olduğunu söyleyen Hédon, “1946 Anayasa’sının giriş bölümünün 11. paragrafının sosyal yardım hakkını tanıdığına ve devletin, çalışmaları yoluyla bundan yararlanamayanlara makul bir geçim kaynağı sağlama yükümlülüğüne işaret ettiğine” dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz temmuz ayında da (Genel İş Konfederasyonu) CGT Genel Sekreteri Sophie Binet de reformu “skandal” olarak nitelendirmiş ve özellikle de “evde kalıp çocuklara bakmak zorunda kalan” annelerin durumuna dikkat çekmişti. Binet bu yasa tasarısının kreş ya da çocuk bakıcısı eksikliği nedeniyle “Üç yaşın altındaki çocukların yüzde 50’sinin herhangi bir şekilde çocuk bakım hizmetine erişemediği” RSA’daki anneler için yarattığı çıkmazı vurgulamıştı.
CRCE (Komünist, cumhuriyetçi, vatandaş ve ekolojist) Senatörler Grubu da tasarı Senatoda incelenirken tepki göstermişti. Bu grubun başkanı da olan Seine-Saint-Denis Senatörü Éliane Assassi aracılığıyla, “İşsizler üzerindeki kontrollerin ve RSA alanlara yönelik yaptırımların arttırılması” için tasarlanan önlemlere şiddetle karşı çıkmışlardı. (…)
Çeviren: Eren Can

Close