Naïm SAKHİ / Humanite
“Toplumsal taleplere kulak verilmeli”. Genel Emek Konfederasyonu-CGT Genel Sekreteri Sophie Binet, erken parlamento seçiminden mutlak çoğunluk çıkmamış olmasına rağmen tavrını ortaya koydu: Sekiz konfederasyonlu birlikteliğin temel taşı olan emeklilik reformunun yürürlükten kaldırılması, herhangi bir sosyal uzlaşmanın ilk şartı. “Bu reformdan kurtulmak için bir saldırı başlatacağız. CGT, parlamentoda bir oylama yapılması gerektiğine inanıyor. O zaman bu reforma gerçekten kimin karşı olduğunu göreceğiz, özellikle de bu konuda dört kez fikir değiştiren RN’nin” diye uyarıyor Konfederal Sekreter Denis Gravouil.
FSU’dan Benoît Teste, “Gelecekteki yürütme, bu reformun yürürlükten kaldırılmasına ilişkin şart ve koşulları belirlemek üzere sosyal diyalog yoluyla ilerlemek zorunda kalacaktır” diye ısrar ediyor: “Öğretmenler için, kaydettiğimiz asgari ilerlemeyi de korumamız gerekiyor. Örneğin, öğretmenler okul yılı sonunda değil, emeklilik yaşında ayrılabilmelidir”.
Solidaires ise 37.5 yıllık hizmete karşılık gelen 60 yaşında emekliliğe geri dönülmesi çağrısında bulunuyor.
Sendikalar arası birlik grubu 9 Temmuz akşamı bir araya geldi. Konfederasyonlar önümüzdeki birkaç gün içinde ortak bir deklarasyona varmayı umuyor. 2023’teki toplumsal hareketten bu yana sendikalar, kamu hizmetlerinde kemer sıkma politikalarına son verilmesi, memurlara maaş zammı ve endeks puanı artışı yapılmasının yanı sıra şirketlere ödenen kamu yardımlarının koşula bağlanması çağrısında bulunma konusunda görüş birliği içindeydi.
Ancak stratejiler farklılaştı. CGT ve FSU, Yeni Halk Cephesi (NFP) programını desteklediklerini açıklarken FO, CFE-CGC ve CFTC aşırı sağ tehlikesi karşısında sessiz kaldı. Son olarak CFDT, RN’nin başbakanlıktan men edilmesi çağrısında bulundu. Marylise Léon, çarşamba günü Le Monde için kaleme aldığı bir makalede “İnsanların çalışarak yaşamalarını sağlayacak ücretleri müzakere ederek çalışmanın adil bir şekilde tanınması ihtiyacını nihayet ne zaman kabul edeceğiz?” diye sordu.
Aşırı sağa karşı harekete geçen sendikalar arası bir grubun (CFDT, CGT, Unsa, FSU, Solidaires) üyesi olan Laurent Escure, “Cumhuriyetçi cephenin yeniden kurulması etrafında bir sosyal mantığın ortaya çıktığını” ileri sürmekte. Otonom Sendikalar Birliği-Unsa Genel Sekreteri’ne göre “bir sonraki hükümetin bir öncekinden daha liberal bir çoğunluğa dayanmasını anlamak zor olmayacak”. Sendikanın talepleri arasında “küçük işletmelere desteklemekle birlikte ücret artışları ve ekolojik geçiş sürecinde en yoksul hanelere yardımcı olacak tedbirler yer alıyor (…)
Benoît Teste, kamu hizmeti söz konusu olduğunda “yapılması gereken çok iş var” diyor ve ekliyor: Kamu hizmetini dönüştüren yasanın derhal geri çekilmesinden başlayarak… En büyük öğretmen sendikası FSU’nun temsilcisine göre “Eğitim alanında, bilgi şokuna ilişkin tedbirler, öğretmen eğitimi reformu ve meslek liseleri reformu terk edilmeli ve üniversite kontenjanlarının yaratılmasıyla birlikte Parcoursup yürürlükten kaldırılmalı”.
Geriye toplumsal eylemlilik meselesi kalıyor. Bu konu salı günü yapılan CGT Ulusal Konfederal Komite (CCN) toplantısında ele alındı.
Eylül ayında mı? “Bir tarih vermiyoruz ama mobilizasyon gerekli. Sendikalar arası birlik işyerlerinde inşa edilmeli” diye özetliyor Denis Gravouil: “Ya mücadelelerimizle desteklememiz gereken bir azınlık NFP hükümeti olacak ya da mücadele etmemiz gereken liberal bir yürütme olacak.”
Solidaires’den Murielle Guilbert’e göre bu arzu edilen bir sonuç: “Güçlü bir şekilde sesimizi duyurmalıyız. Aşırı sağın iktidara gelme riskini kesin olarak ortadan kaldırmak için sosyal taleplerin yeniden gündemin merkezine oturtulması gerekiyor.”
Les Echos gazetesinden Patrick Martin de “Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, işverenler çalışma dünyası lehine her türlü ilerici politikaya karşı çıkmaya hazır görünüyor. Bu reformun iptal edilmesi mali piyasalara korkunç bir sinyal gönderecektir. Siyasi tartışmaların ekonomik gerçeklerden uzaklaştığı izlenimini edindik; birçok lider sadece harcama ve vergi artışlarından bahsediyor” diyor.
İşveren örgütü MEDEF Başkanı ise, “ekonomik aktörlerle karşılıklı restleşme ve provokasyondan uzak durulması” çağrısında bulundu. “İşverenler tamamen körleşmiş durumda,” diye yakınıyor Denis Gravouil: “RN, işlerin kalitesinin düşürülmesinden besleniyor. MEDEF, sosyal kaosa başvurmak anlamına gelse bile, zenginliği paylaşmak istemeyen bir sınıf pozisyonunu inatla sürdürüyor.”
Çeviren: Eren Can