Harald Neuber / Telepolis
İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı ablukanın sivil nüfus için yıkıcı sonuçları oldu. Hayati önem taşıyan bebek mamasından yoksun bebekler bundan özellikle etkileniyor. Le Monde ve BBC gibi medya kuruluşlarına göre, İsrail güvenlik güçleri tıbbi yardım görevlerindeki yabancı doktorların ülkeye getirmeye çalıştığı birkaç kutu toz süte bile el koyuyor.
Hastanelerde doktorlar yetersiz beslenen bebeklerin hayatlarını kurtarmak için çaresizce mücadele ediyor. Gazze’deki sağlık yetkililerine göre, mart ayından bu yana en az 50 bebek gıda eksikliğinden öldü. Binlerce çocuk da akut yetersiz besleniyor. Han Yunus’taki Nasır Hastanesinin Yenidoğanlar Ünitesinin Başkanı Dr. Ahmad al-Fara, “Bu çocuklar yavaş yavaş bir ölümle karşı karşıya” diyor.
İsrail, 2 Mart’tan bu yana, orada hâlâ 24 İsrailli rehine tutan Hamas’a baskı yapmak için Gazze Şeridi’ne insani yardım girişini durdurdu. Birleşmiş Milletler ablukayı sivil nüfusa karşı “Acımasız bir toplu cezalandırma” olarak tanımlıyor ve İsrail’i yardım teslimatlarına izin vermeye çağırıyor. BM Acil Durum Yardım Koordinatörü Tom Fletcher, “Yardım ve kurtardığı sivil hayatlar asla kaldıraç olarak kullanılmamalı” diye uyarıyor.
Gazze Şeridi’ndeki insani felaketin ışığında, Eski Alman BM Büyükelçisi Christoph Heusgen, Almanya’nın İsrail’e yaptığı silah ihracatının durdurulması çağrısında bulundu. Çatışma ekim 2023’te başladığından beri, Alman hükümeti İsrail’e 485 milyon avro değerinde silah teslimatını onayladı.
Heusgen, haftalık gazete Freitag’a verdiği röportajda “Hiçbir koşulda Filistin halkına karşı savaşta kullanılabilecek silahlar tedarik etmemeliyiz” dedi. Uluslararası Ceza Mahkemesinin Gazze’de soykırım tehlikesini çoktan gördüğüne dikkat çekti. Almanya, mahkeme tarafından olası bir soykırımın suç ortağı olarak kınanmamaya dikkat etmelidir.
Heusgen ayrıca Başbakan Friedrich Merz’in (CDU) İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla “Kirli işimizi yaptığı” yönündeki açıklamasını eleştirdi. Bunun uluslararası hukukla bağdaşmadığını savundu. Merz’in başkanı olduğu Hristiyan Demokrat Birlik siyasetçisi, “Bunlar uluslararası hukukun ihlalleridir. Bunları bu şekilde kabul ve ilan etmeliyiz” dedi.
İsrail’in ekim 2023’te başlattığı saldırıdan bu yana, 20 bin çocuk olmak üzere 50 binden fazla Filistinli Gazze Şeridi’nde öldürüldü. Son tahminler bu sayının 75 binin üzerinde olduğunu gösteriyor. Sadece yardım kuruluşları tarafından yapılan gıda dağıtımı sırasında 400’den fazla kişi öldü.
Sınır Tanımayan Doktorlar, İsrail ve ABD tarafından desteklenen yardım sistemini “İnsani yardım kisvesi altında bir mezbaha” olarak kınıyor. BM Genel Sekreteri António Guterres bunu “Korkunç boyutlardaki, insan yapımı bir insani kriz” olarak nitelendiriyor.
Heusgen’e göre bir şey açık: “İsrail şu anda statükonun geri dönmesinin pek olası olmadığı kadar büyük bir yıkım yaratmak için elinden gelen her şeyi yapıyor.” İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki eylemleriyle birleştiğinde, Eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin uyarısının gerçekleşeceği ve İsrail’in Güney Afrika’nın bir zamanlar olduğu gibi bir apartheid devleti haline geleceği tehlikesini görüyor.
Her iki taraftaki nefret göz önüne alındığında, Heusgen Gazze için ateşkesin olası olmadığını düşünüyor. Aynı zamanda, bir terör örgütü olarak tanımladığı Hamas’ı sert bir şekilde eleştiriyor. Eylemleri “barbarca ve haksız.”
Gazze ve Filistin toprakları için bir gelecek sağlamak amacıyla Heusgen uluslararası toplumun acilen harekete geçmesini talep ediyor. Papa XIV. Leo bunu yerinde bir şekilde şöyle ifade etti: “Diplomasi silahları sustursun. Milletler geleceklerini barış çalışmalarıyla şekillendirsin – şiddet ve kanlı çatışmalarla değil.”
Çeviren: Semra Çelik