DİDF Gençlik ve Uluslararası Gençlik Derneği tarafından gerçekleştirilen geleneksel yaz kapmı bu yıl 26 Temmuz’da 350 gençin katılımıyla Avusturya’da Attersee’de başladı. 4 Ağustos’a kadar devam edecek kampta çok sayıda etkinlik düzenleniyor.
„Irkçılığa ve Savaşa Karşı geleceğimiz İçin Birlikte“ sloganıyla düzenlenen kampta dayanışma içinde olma duygusunu, günlük görevleri aramızda paylaşarak oluşturuyoruz. Gece bile, sorunlara yanıt vermeye hazır bir grup var. Dans grubu sabahları yüksek sesli müzikle kamp alanında dolaşarak uykucuları uyandırıyor.
Kamp sırasında genç yetişkinlerin ilgi alanlarını politik içeriklerle birleştiriyoruz. Dans, müzik, yazma, resim veya tiyatro oyunları kültürel ve politik söyleşilerle gün doluyor. Bunlar bize yeni bakış açıları sunuyor. Örneğin, kalabalıklar önünde konuşmayı veya okullarda, eğitimde, üniversite ve meslek yaşamında gençliğin çıkarlarını temsil eden şarkılar, videolar, broşürler ve dergiler geliştirmeyi öğreniyoruz.
Günlük seminerlerde, endişelerimizi ve sorunlarımızı ele alan konularla ilgileniyoruz. Örneğin, artan konut sıkıntısını „Deutsche Wohnen & Co. Enteignen“ girişimi temsilcileriyle tartışıyoruz, aynı zamanda birçok göçmen gencin hissettiği umutsuzluğu da ele alıyoruz. Birçok gencin ruhsal hastalıklardan etkilendiğini ve sayının sürekli arttığını bildiğimiz için, Diethard Möller’in bir sunumunda kapitalizmin birçok insanın ruh sağlığı üzerindeki etkilerini ele alıyoruz. Gazze’deki savaşlar gibi konularda Almanya’nın rolünü Yahudi Sesi temsilcisi Wieland Hoban ile tartışıyoruz ve artan savaş hazırlıkları çabaları karşısında gençler olarak geleceğimiz üzerine konuşuyoruz. Müzik yapımcısı ve gazeteci Markus Staiger, bizimle rap ve hip-hop sahnesinin ticarileşmesi üzerine tartıştı. Bu tartışmada, kadınların bu sahnede az temsil edilmesine de değindik ve bu konuyu daha önce kadınların durumu üzerine düzenlediğimiz bir seminerde ele almıştık.
Boş zamanlarımızı Attersee’de yüzme, spor turnuvaları, serigrafi baskı yapma ve kamp ateşi etrafında işçi şarkıları söyleyerek geçiriyoruz. Özellikle kampta çok daha belirgin hale gelen bir şekilde, örgütlenmenin ne kadar önemli olduğunu fark ediyoruz. Çünkü sadece bu şekilde, geleceğimiz için ve ırkçılığa ve savaşa karşı bir mücadele verebiliriz.
Maja Müller, Friederike Willrodt, Emma Kurz