Yücel ÖZDEMİR
ABD Başkanı Donald Trump’ın salı günü İran ile üç yıl önce nükleer silah üretiminin durdurulması konusunda imzalanan anlaşmayı tek taraflı iptal edilmesinden sonra, bu kararın hem ekonomide hem de uluslararası siyasette sarsıcı etkiler yaratacağı üzerinde duruluyor.
ABD iki aşamada yeniden İran’a yaptırım kararları uygulayacak. İlk etap 90, ikinci etap 180 gün içinde devreye girecek. Bu da İran’la ticaret yapan ülkeler ve firmaların ABD yasalarına göre cezalandırılacağı anlamına geliyor.
İRAN’IN PETROL SATIŞINI ENGELLEME
AB ülkeleri karara itiraz etmekle birlikte, yaptırım kararının uygulanması durumunda Avrupa firmalarını koruma altına alıp almayacağı ise kuşkulu. Özellikle ABD’de faaliyet yürüten uluslararası tekellerin yaptırım kararından etkilenmesi bekleniyor. Bunların başında ise bankalar geliyor. İran’ın halen yurt dışına sattığı günlük 2.5 milyon varil petrolün gelirinin akışı engellenmek isteniyor. Uluslararası bankacılık sisteminde İran’a havale yapan bankalar kolay şekilde tespit edilebilirken, bir çok tekelin ABD’nin hedefi olmamak için İran ile ilişkileri keseceği belirtiliyor. ABD, öncelikli olarak İran’ın yurt dışına petrol satmasını engellemeyi hedefliyor. Ardından bu ülkeyle her türlü ticarete sınırlama getirmeyi planlıyor.
Bugüne kadar İran ile doğrudan ciddi bir ticari ilişkisi olmayan ABD firmalarının ambargodan etkilenmesi söz konusu değil. Asıl etkilenecekler ise Avrupa, Çin, Rusya ve diğer ülkelerin firmaları olacak.
DİĞER ÜLKELERDEN MEKİK DİPLOMASİSİ
Anlaşmanın altında imzası bulunan Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin, İran ile ilişkileri bozmadan sürdürme niyetinde. Bu temelde kendi aralarında yoğun bir diplomasi trafiği içindeler.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 9 Mayıs’ta Aachen’de bir araya geldiler. Yine ABD’nin politikasını eleştiren Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergej Lavrov ile bir araya gelerek, bundan sonra nasıl bir tutum içerisinde olacaklarını konuştu. Lavrov görüşmede, ABD’nin kararına rağmen Rusya olarak anlaşmaya devam edeceklerini, dolayısıyla Trump’ın kararının kendilerini bağlamayacağını yüksek sesle ifade etti.
Yeni hükümetin ilk bakanı olarak Moskova’ya giden Maas’ın bu görüşmesi, Almanya-Rusya ilişkilerine yeni bir ivme kazandırma özelliği taşıyor. İran’a ortak tutum konusunda anlaşan her iki ülkenin önümüzdeki süreçte ayrıca Ukrayna’nın Donbass bölgesindeki çatışmaların bitirilmesi konusunda da ortak tutum belirlenmesi bekleniyor. Daha önce Almanya, Rusya, Ukranya ve Fransa’nın katılımıyla yapılan “Dörtlü Görüşmeler” yeniden başlayacak.
MERKEL RUSYA’YA GİDECEK
Ukrayna nedeniyle yaşanan gerilime rağmen Rusya ile ticari ilişkilerini hiç bir zaman kesmeyen Almanya, şimdi yeni bir adım atarak normalleşme sürecini başlatıyor. Bu çerçevede önümüzdeki hafta Başbakan Merkel ve Ekonomi Bakanı Peter Altmeier Moskova’yı ziyaret edecek. Uzun aradan sonra ilk kez Moskova’ya gidecek olan Merkel’in Trump’ın muhtemel bir İran saldırısına karşı, Putin ile birlikte karşı cephe oluşturabileceği tahmin ediliyor.
EN ÇOK ÇİN’İ ETKİLEYECEK
ABD’nin İran’a ekonomik ambargo kararının en çok Çin’i etkilemesi bekleniyor. İran’a en çok mal satan ülke durumunda olan Çin, Trump’ın nükleer anlaşmayı iptal etmesinden sonra, adeta meydan okurcasına, İran ile doğrudan tren seferleri başlattı. İlk olarak 10 Mayıs günü Çin’in kuzeyinde bulunan Bayannur kentinden kalkan yük treni 1150 ton ayçiçeği çekirdeğini Tahran’a ulaştırmak için yola çıktı.
Nükleer anlaşmanın imzalanmasından sonra, iki yıl içinde Çin ile İran arasındaki ticaret hacmi 600 milyar dolara ulaştı. Nisan ayı başında Çin’den kalkan yük treni İran ve Türkiye üzerinden Viyana’ya ulaşmıştı. İran’a ambargo durumunda bu rotanın işlemeye devam edip etmeyeceği belirsizliğe düştü. Buna rağmen Çin’in İran konusunda ABD karşısında kolay pes etmeyeceği tahmin ediliyor.
SADECE İRAN HEDEFTE DEĞİL
ABD Lideri Donald Trump’ın Barack Obama döneminde imzalanan nükleer anlaşmayı iptal etmesi, savaş ve gerilim bulutlarının bundan sonra asıl olarak bu ülke üzerinde dolaşacağı, Irak ve Suriye’dekine benzer bir senaryonun bu ülkeye karşı devreye konulacağını gösteriyor. Ancak, daha ilk günden itibaren ABD’ye karşı farklı cephelerden yükselen itirazlar, İran’a karşı savaşın öyle kolay olmayacağını gösteriyor. Dışarıdan tesis edilecek bir muhalefetle içeride rejim değişikliği yapılamayacağı Suriye’de net olarak görüldü. Bu nedenle içeride dayanakları olmadan dışarıdan yapılacak bir müdahalenin başarısız kalacağını herkes görünüyor.
Bu nedenle, Trump’ın hamlesi asıl olarak İran ile ilişkilerin normalleşmesinden kazanan rakip emperyalist güçlere… Son üç yılda olanlara bakıldığında ABD’nin İran ile ticari ilişkileri geliştirmediği, diğer rakip emperyalistlerin ise hızla hareket ettiği ve ticaret hacimlerini geliştirdiği, İran pazarında cirit attıkları görülüyor. ABD dışındaki ülkelerin bugünden yaptırımlara karşı tutum almasının arkasında da asıl olarak İran halkının değil, tekellerin çıkarları bulunuyor.