Written by 12:00 TOPLUM

İşten çıkarmalar ve iş sözleşmelerin feshedilmesi durumunda çalışanlar ne yapmalı? (2): Posta kutunuzu kontrol edin

Avukat Marc Muzikant

İşten Çıkarmaya Karşı Koruma Yasası’nın ( KSchG) 4. ve 7. Maddesi uyarınca geçersizlik gerekçesi işten çıkarılmaya karşı esas itibariyle fesih bildiriminin alınmasından itibaren üç haftalık zaman dilimi içinde işten çıkarılmaya karşı koruma davasının iş mahkemesine sunulması ile olanaklıdır.

İşten çıkarma bildiriminin direk elden teslim edildiği durumlarda üç haftalık feshe/ işten çıkarılmaya itiraz etmek için öngörülen zaman aşımı süresi feshedilme tarihi bildirimin başlangıcı olarak kabul edilir ve bu tarihten itibaren işten atılmaya karşı iş mahkemesine itiraz başvurusu verilmeli ve bu üç haftalık sürede dava açılmalıdır.

İşten çıkarma bildirimi /fesih metni size posta yoluyla ulaştırılmış ise ve posta kutunuza atılmış ise işten çıkarılma başlangıç tarihi olarak bildirimin elinize geçtiği süre çerçevesinde işverenin fesih açıklamasının elinize geçebileceğini beklediği zaman dilimi/ günler işten çıkarılma için baz alınacaktır. Yani bu durumlarda işverenin işten çıkarma bildiriminin işçi tarafından posta kutusundan alınacağını beklediği günden itibaren işten çıkarma süreci hukuksal olarak başlamış olarak kabul görecektir. Bunun için genellikle işten çıkarılma metninin posta kutusuna atıldığı gün baz alınır. Mektubun posta kutunuza günün nispeten geç saatlerinde atılması gibi istisnai durumlarda, erişim yani mektubun elinize ulaştığı tarih olarak ertesi gün baz alınır ve zaman aşımı başlangıç günü olarak bir gün önce geç saatlerde posta kutusuna atılan mektubun erişim günü olarak ertesi günden itibaren zaman aşımı başlar. Mektubu posta kutusundan bir hafta sonra da çıkarsanız, elinize yine de bir hafta önce geçmiş gibi kabul edilebilir. Bu gibi durumlarda üç haftalık zaman aşımının bir haftasını kaybetmiş olabilirsiniz ve iş mahkemesinde işten çıkarmaya karşı dava açmanız için geriye sadece iki haftanız kalmış olabilir.

Gördüğünüz üzere kurallar çok katıdır.

Bu nedenle size şu tavsiyeyi yapmak isterim. Nedenine bakmaksızın işyerinden mektup almayı ya da işten çıkarılmayı beklediğiniz durumlarda posta kutunuzu düzenli ve günlük kontrol etmeniz önemlidir. Gelen postayı düzenli olarak posta kutusundan almalı ve okumalısınız.

Birkaç günden fazla bir süre diliminde evinizde olmadığınız sürelerde, örneğin tatile gittiğiniz durumlarda posta kutunuzu güvendiğiniz kişilerce kontrol ettirmeli ve işvereninizden olası mektup aldığınız zamanlarda ve olası işten çıkarma mektuplarında güvendiğiniz bu kişilerin mektuplarınızı açıp okumaları için görevlendirilmeli, okuyup sizi hemen, zaman kaybetmeden bilgilendirmelerini sağlamalısınız. Bu durumlarda kendiniz ya da güvendiğiniz kişiler hemen sizin adınıza bir avukata başvurmalı ve işten çıkarılmanın geçerli olup olmadığı, yani yasalara uyup uymadığı hemen uzman avukatlarca kontrol edilmeli üç haftalık zaman aşımının engelleyici adımlar/işten çıkarmaya karşı koruma davası açılmalıdır. Aksi durumlarda açtığınız davaları zaman aşımından kaybedebilirsiniz.

Yukarıda belirtilen üç haftalık son tarihi kaçırdıysanız, bu durumlarda hala İşten Atılmaya Karşı Koruma Yasası’nın 5. Maddesi’ne uygun olarak sözde müteakip onay (sonradan yeniden kabul etme/onaylama) olasılığı da bulunmaktadır.

Bu durumlarda bir çalışanın işten çıkarılmaya karşı koruma kapsamında iş mahkemesinde dava açmak için öngörülen üç haftalık zaman aşımını engellemek için kendisinden yapabileceği makul görünen ve kendisinden beklenebilecek tüm önlemleri alabilme durumlarından mahrum olup, olmadığı engelleyici etkenlerin varlığı gözetilmektedir.

Bu gibi durumlara örnek olarak şunları sıralayabiliriz. İşçinin yalnız yaşadığı durumlarda, işten çıkarılmayı beklemediği durumlarda, acil bir sağlık problemi yaşadığı ve hastaneye kaldırıldığı durumlarda ve hastanede birkaç haftayı kapsayan zaman dilimi gibi uzun kalma durumlarında ve bu sebeple posta kutusunu kontrol edemediği durumlar gibi nedenlerle bu gibi durumlarda belirleyici olabilmektedir.

Bunlar gerçek anlamda istisnai durumlardır. Ancak bu durumlarda dahi engelin ortadan kalkmasıyla birlikte iki haftalık bir zaman dilimi içerisinde müteakip onayla birlikte mahkemeye itiraz dilekçesi sunulmalı, işten çıkarmaya karşı dava açılmalıdır.

Dolayısıyla yukarıdaki örnekten devam edersek hastaneden taburcu edildikten sonra en kısa sürede posta kutusu kontrol edilmeli ve hastaneden çıkış gününden itibaren 2 hafta içinde dava açılmalıdır.

Bu gibi durumlarda mahkemeye başvurunuzu usule uygun yapmanız çoğu durumda olanaklı olmayacaktır. Bu nedenle engel (hastalık) ortadan kalktığı durumda, yani hastaneden taburcu edildiğiniz gün hemen ve hiç zaman kaybetmeden bir avukatla iletişime geçmelisiniz.

III. Kuşkuluysanız avukatla iletişime geçmeniz uyabileceğiniz en doğru karar olacaktır

İşten çıkarılma/iş sözleşmesini feshi durumlarında çok şey söz konusudur. Sözkonusu olan işyerinizdir ve bununla birlikte maddi güvenliğiniz ve ailenizin maddi güvenliği bir tehlikeyle karşı karşıya kalmıştır. İşten çıkarılma bildirimini aldıktan sonra neler yapılması gerektiği meslekten olmayanlar için pek şeffaf bir durum değildir. Bu nedenle işten çıkarılma bildirimi alır almaz ya da işten çıkarılmanın beklendiği her durumda zaman kaybetmeden (hatta aynı günde) danışmak için bir avukatla iletişime geçilmeli ve randevu alınmalıdır diye düşünüyorum.

Herhangi bir zaman aşımını engellemek için bu çok önemlidir.

Bunu sadece yukarıda anlattığım üç haftalık zaman aşımını engellemek ya da 2 haftalık istisnai müteakip durumlarını mahkemeye kabul ettirmek kapsamında yapmanız gerekmemektedir, aynı zamanda örneğin yasalarda yer almayan ve yargının oluşturduğu 7 günlük bir süre vardır ki, bu 7 günü yargı tarafından pratikte uygulamaktadır. Örneğin işverenin işçiyi işten çıkarması sonrası avukatın görevlendirilme süresinden mahkemeye başvuru ve işten atılmaya itiraz tarihine kadar avukatın ve davacının uyması gereken bazı önkoşullar ve özel uyulması öngörülen bazı çizelgeler ve vekaletname kanıtı gibi belgeler mahkemelerce talep edilmektedir. Bunların bulunmadığı durumlarda süreç işçiye karşı işler.

Sonuç olarak bir dava açılır ve iş mahkemesi işten çıkarmanın bu durumda çizelgelere uyulmadığı gerekçesi ve resmi nedenlerle, yani örneğin vekaletnamenin gönderilmemesi durumunda mahkemenin bu evresinde hükümsüz beyan eder.

Bu sizin için şu anlama gelmektedir. Bireysel bazı durumlarda uyulması gereken bir haftalık bir süre de gözetilmek durumunda kalabilir. Bu da bir fesih bildirimi alır almaz bir avukatla iletişime geçmenizi zorunlu kılan bir gerekçe olarak karşınıza çıkacaktır.

Tabii ki de bu bir haftalık süreye uymasanız da haklarınızı kaybetmiş olmazsınız ve işten atmaya karşı koruma davanızı bu duruma rağmen üç haftalık zaman aşımı içinde ve zamanında mahkemeye verebilirsiniz, yalnız bu durumda işten çıkarmaya karşı etkili bir savunma hakkınızdan feragat etmiş olursunuz ve bu durumu olabildiğince aza indirmek, kendi lehinize çevirmek gerekir.

Aşağıda belirttiğim şu evrakları avukata götürmeniz gerekmektedir:

İş sözleşmenizi ve iş sözleşmenizde sonradan yapılan tüm değişiklikleri, elinizde varsa işvereninizin size verdiği ihbarnameleri, son üç ayın maaş bordolarını, son Aralık ayı maaşının bordo kağıdını, eğer aktüel olarak hastalık nedeni ile işe gidemiyorsanız doktor raporlarınız, hastalık kaynaklı izin belgelerinizi vs. mutlaka avukatınıza vermelisiniz.

Bir avukata öngörülen zaman dilimi içinde ulaşma imkanınızın hiç olmadığı çok istisnai durumlarda ise mutlaka kendiniz iş mahkemelerinin yasal başvuru bürosuna ulaşın (çoğu durumlarda çalıştığınız bölgenin iş mahkemesine başvurmanız gerekecektir). Burada da size mutlaka yardım edilecektir. İşten çıkarılmaya karşı korunma davanızı şikâyet ve hukuksal işlem bürolarında sözlü olarak mahkemeye sunabilirsiniz. Adli idare memuru davanızı yazılı olarak formüle etmenize ve mahkemeye sunmanıza yardımcı olacaktır. İşten çıkarılma yazısını ve iş sözleşmenizi yanınızda götürün. Bu işlemden sonra da bir avukat tutabilirsiniz. Belirleyici olan husus zaman aşımı için tanınan sürecin geçilmemiş olmasını sağlamanızdır. Zaman aşımını mutlaka engellemelisiniz.

(Çeviri: Özgür Metin Demirel)


Avukat Marc Muzikant

Wanheimer Straße 71, 47053 Duisburg

Telefon: 0203/609980

Email: anwalt@kanzlei-hochfeld.de

Close