Federal ve yerel düzeyde 2,6 milyon kamu emekçisini kapsayan TİS süreci devam ediyor. Üç tur müzakerenin ardından gündeme gelen tahkim süreci kamu emekçileri açısından olumlu bir sonuç getirmedi. Sendikaların ileri sürdüğü taleplerin çok gerisinde kalan “uzlaşma sonucu” kamu emekçileri için reel ücret kaybı anlamına geliyor. Sendika üyesi bütün kamu emekçileri 9 Mayıs’a kadar uzlaşma sonucunu dijital ortamda oylayacaklar.
Ver.di Başkanı Frank Werneke ve GEW Başkanı Maike Finnern yaptıkları açıklamalarda, “çetin bir TİS dönemi ardından kabul edilmesi kolay olmayan bir sonuç elde edildi” görüşünü savunuyorlar.
Kamu adına görüşmelere katılan Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser ve Yerel Kamu İşverenleri Birliği (VKA) Başkanı Karin Welge ise yaptıkları açıklamalarda, “zor bir bütçe durumunda sorumluluğu taşıyabileceğimizin son sınırına kadar gittik” dediler.
TİS tarafları arasında yapılan üç tur görüşme ardından kamu patronları tahkim başvurusunda bulunmuşlardı. 20 Mart günü görüşmelere başlayan tahkim kurulu, bir hafta içinde uzlaşma teklifini taraflara sunmuştu. 5-6 Nisan günü yapılan dördüncü tur görüşmelerde ise TİS tarafları sunulan uzlaşma teklifini büyük bir oranda kabul ettiler.
TİS SÜRECİ BİTMEDİ!
Her ne kadar sermaye yanlısı basında müzakere döneminin “uzlaşmayla sonuçlandığı” haberleri yayınlansa süreç henüz sonuçlanmış değil. Tahkim komisyonunun sunduğu “uzlaşma teklifini”, Ver.di Büyük TİS Komisyonu tarafından “çoğunluğun kararıyla”, sendika üyelerine onaylamalarını tavsiye ediyor.
Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) üyeleri 9 Mayıs gününe kadar dijital ortamda kendilerine sunulan uzlaşma sonucunu oylayacaklar. 12 Mayıs günü tekrar toplanacak olan Büyük TİS Komisyonu, üyelerin vereceği karara göre uzlaşmayı nihai olarak onaylayıp onaylamayacaklarına karar verecekler.
TAVSİYE NEYİ İÇERİYOR?
Uzlaşma tavsiyesine göre üç ay sıfır zammın ardından, ilk adımda 1 Nisan 2025’ten itibaren yüzde 3 -en azından aylık 110 euro-, ikinci adımda ise 1 Mayıs 2026’dan itibaren ise yüzde 2,8 ücret zammı verilecek. Sözleşme süresi 27 aylık olacak.
Ver.di TİS sürecine 12 aylık bir sözleşme dönemi için yüzde 8 -en azından 350 euro aylık zam- talebiyle girmişti.
Çıraklar için ise 75 euro aylık zam teklif ediliyor. Ver.di’nin talebi ise aylık 200 euro idi.
Vardiya ödenekleri 1 Temmuz 2025’ten itibaren 40 eurodan 100 euroya, dönüşümlü vardiyalar için 105 eurodan 200 euroya, hastanelerde çalışanlar için ise 155 eurodan 250 euroya çıkarılması ve 1 Ocak 2027’den itibaren TİS’lere bağlı dinamik hale getirilmesi. Ver.di bu konuda bir özel talepte bulunmamıştı.
1 Ocak 2027’den itibaren bir ek izin günü verilecek, Ver.di ise üç gün ek izin talep ediyordu. Yıllık özel ikramiye artıyor (alanlara göre farklı düzeyde), çalışanlar 2026’dan itibaren özel ikramiyenin bir bölümünü üç izin gününe dönüştürebilirler. Bu konuda belediye hastaneleri için özel düzenleme geçerli olacak. Haftalık çalışma süresi “gönüllülük temelinde” 42 saate kadar uzatılabilecek! Ver.di iş yükünün azaltılması için ek izin talep ediyordu.
Meslek eğitim sınavlarını “ortayla” (“befriedigend”) geçen çıraklar ihtiyaç dahilinde işe alınacaklar. Ver.di ise sınavlarını bitiren bütün çırakların süresiz işe alınmalarını talep ediyordu.
Ver.di, işten çıkarılmaya karşı koruma yasasının yerel ve federal düzeyde doğu ve batı eyaletlerinde uyumlu hale getirilmesini talep ediyordu. Uzlaşmada koruma yasasının federal düzeyde uyumlu hale getirilmesi yer alıyor.
TAVSİYE NEDEN KÖTÜ?
Yapılan açıklamalarda, “ücretler 5,8 yükselecek” deniliyor. Fakat üç aylık sıfır zam ve sözleşme süresi göz önüne alındığında söylenenin gerçeği yansıtmadığı görülüyor. Bu yıl ücretler sadece yüzde 2,25 dolayında artacak – beklenen enflasyonun altında, yani reel ücret kaybı! İkinci yıl için öngörülen yüzde 2,8 ücret zammının kamu emekçilerine reel ücret artışı veya kaybı olarak yansıyıp yansımayacağı ise enflasyon oranının düzeyine bağlı olacak.
Ekonomik belirsizliklerin arttığı bir dönemin (gümrük vergileri, ekonomik durgunluk) içinde olduğumuz gözetildiğinde enflasyonun artma eğiliminin güçleneceği söylenebilir. Böyle bir dönemde 27 aylık sözleşme süresine onay verilmesi ise kamu emekçilerinin yaşam ve çalışma koşullarının kötüleşmesine karşı mücadele etmelerini engellemeye çalışmak anlamına geliyor.
Haftalık çalışma sürelerinin “gönüllülük ilkesi” temelinde 42 saate çıkarılması da kamu emekçilerinin çalışma koşullarının kötüleştirilmesi anlamına geliyor. Ver.di’nin internet sayfasında (bkz.: https://zusammen-geht-mehr.verdi.de/++co++8ff423ea-1219-11f0-857c-a3ea576fb94f) yayınlanan bir video demecinde hastane çalışanı olan TİS Komisyonu üyesi Fransziska Aurich, “her ne kadar gönüllü denilse de bunu bize zorla yaptıracaklar” diyerek bunun ne anlama geldiğini söylüyor.
“ÖRÜLEN DUVARLAR” VE “GÜÇ DENGESİ” MESELESİ
Ver.di tarafından yayınlanan bildirilerde (bkz.: www.verdi.de), karşı tarafın “uzlaşmasız tutumundan” yakınılırken, “örülen duvarları aşmanın mümkün olmadığı” söyleniyor ve hangi talepleri “müzakere etmenin bile mümkün olmadığı” belirtiliyor.
Bildirinin devamında, “Bir toplu sözleşme sonucu her zaman güç dengesinin bir ifadesidir. Bu nedenle şu soru belirleyiciydi: Yeni siyasi koşullar karşısında bu işverenlerden daha fazlasını elde etmek için herhangi bir manevra alanı görüyor muyuz? Cevap hayırdı. Önemli olan: Bu hayır şu an için geçerli ve gelecekteki mücadeleler için değiştirilebilir.”
Kamu patronlarının -diğer işkollarındaki sermaye kesimi gibi- işçi ve emekçilerin taleplerine karşı duvar ördükleri doğru. Bu yeni bir şey değil ve her TİS dönemi yaşanıyor. Önemli olan bu duvarı yıkmak için ne yapıldığıdır. Bu TİS döneminde üç ay boyunca sadece 150 bin kamu emekçisi iş bırakmaya çağrıldı. Bir önceki TİS döneminde aynı süre zarfında 900 bine yakın emekçi uyarı grevine çıkmıştı.
Toplu sözleşmelerde elde edilen sonucun taraflar arası “güç dengesinin sonucu” olduğu da doğru. Güç dengesinin kimin lehine olduğu ancak güç denemesine girildiği zaman belli olur. Kamu emekçileri uyarı grevine çağrıldıklarında iş bırakarak mücadeleye hazır olduklarını gösterdiler.
“Yeni siyasi koşullar karşısında” elde edilebilecek daha fazla bir şey olmadığını ileri sürmek ise kurulmaya çalışılan CDU/CSU ve SPD koalisyonuna açık çek vermek anlamına geliyor!
OYLAMAYA KATILALIM VE HAYIR OYU VERELİM!
Yerel ve federal düzeyde çalışan sendika üyesi bütün kamu emekçileri 9 Mayıs’a kadar kendilerine sunulan uzlaşma teklifini dijital ortamda oylayabilecekler. 12 Mayıs günü tekrar toplanacak olan Ver.di Büyük TİS Komisyonu, bu oylama sonucuna bakarak uzlaşma teklifi üzerine son kararı verecek.
Bu nedenle sendika üyesi olan bütün kamu emekçileri, “süreç zaten bitti, yine bizi sattılar” demeden oylamaya katılarak uzlaşma sonucunu reddetmeliler. Sadece kendileri değil, iş arkadaşlarıyla da tartışarak oylamaya katılmaya ve HAYIR oyu kullanmaya teşvik etmeliler. Kamu emekçileri böyle bir tutum alarak sadece kendi hakları için değil yeni kurulacak sermaye yanlısı hükümetin saldırılarına karşı mücadele konusunda da önemli bir adım atmış olacaklar.