Berlin İş Mahkemesi, Berlin Eyalet Hükümetinin “acil başvurusu” üzerine 27 Eylül günü, Ver.di sendikası tarafından 30 Eylül 2024 tarihinden itibaren Berlin Eyaleti’ne ait kreşlerde ilan ettiği grevi yasakladı. Ver.di ve GEW tarafından ortak yapılan grev çağrısı, eğitim emekçilerinin iş yükünü azaltmayı hedefliyordu.
Nisan 2024’ten bu yana Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) ve Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW) ile Berlin Eyaleti arasında devam eden TİS görüşmeleri başarısızlık sonuçlanmıştı. Ver.di ve GEW sendikaları, anaokulu öğretmenleri ile stajyerlerin iş yükünün azaltılması, çalışma sürelerinin ve personel anahtarının yeniden düzenlenmesi talebiyle TİS görüşmelerine girmişti.
Bunun için çocuk bakım gruplarındaki çocuk sayısının azaltılmasını talep eden sendikalar, bunun için özel bir sözleşme imzalamak istiyorlardı. Kreşlerde çalışma koşullarının iyi olmaması sadece 7 bin eğitim emekçisini değil aynı zamanda kreşe gelen 29 bin çocuğun gelişimini de olumsuz etkiliyor.
SÜRESİZ GREV İÇİN GREV OYLAMASINA
Senatonun uzlaşmaya yanaşmaması üzerine Ver.di ve GEW, kamuya ait 280 kreşte çalışan eğitim emekçilerini süresiz grev için grev oylaması çağırmıştı. Ver.di üyelerinin yüzde 91,7’si, GEW üyelerinin ise yüzde 82’si süresiz grevden yana oy kullandılar.
Bunun üzerine Ver.di ve GEW 26 Eylül günü yaptıkları bir açıklamayla, 30 Eylül 2024 tarihinden itibaren eğitim emekçilerini süresiz greve çıkmaya çağırdılar. Senato, grevin yasaklanması ve çağrısının sendikalar tarafından geri çekilmesi talebiyle Berlin İş Mahkemesi’ne “acil başvuru” yaptı. Mahkeme Senato lehine karar vererek Ver.di ve GEW’i grev çağrısını geri çekmek zorunda bıraktı. Ver.di karara uyacağını ancak bölge iş mahkemesine itiraz edeceğini açıkladı.
“İŞ BARIŞINA MAHKUMSUNUZ!”
Eyalet Mahkemesi tarafından yapılan açıklamada, “yürürlükte olan bir toplu sözleşme feshedilmediği için grev çağrısıyla iş barışını koruma yükümlülüğünü ihlal ediyor” denildi. Ancak Ver.di ve GEW mevcut toplu sözleşmeyle değil, her şeyden önce çalışma koşullarını uygulanabilir bir şekilde belirlemesi gereken yeni bir toplu sözleşme talebiyle görüşmelere girmişlerdi
Ancak Senato, böyle bir toplu sözleşme imzalaması durumunda Berlin’in Eyaletler TİS Birliği TdL’den dışlanmasına yol açabileceği gerekçesiyle yeni bir sözleşme imzalamaya yanaşmıyor. Mahkeme heyeti de Senatonun bu argümanı doğrultusunda karar verdi: “Bu durumda, Anayasa’da güvence altına alınan örgütlenme hakkı, Anayasa’da güvence altına alınan grev hakkından” daha ağır basmaktadır. Ver.di sendikası grev çağrısını derhal geri çekmek ve kreşlerin çalışmasını engellememekle yükümlüdür.
YARGICIN, ANAYASA’DAN BİLE HABERİ YOK!
Şüphesiz iş mahkemesindeki bir yargıcın da Anayasa’yı bildiği beklenir. Fakat bu yargıca, “Grev hakkı Anayasa’nın hangi maddesinde güvence altına alınmış bunu söyler misiniz” diye sorulsa vereceği yanıt çok ilginç olabilirdi. Ama ne yazık ki, böyle bir soruyu eğitim emekçilerinin grevini yasakladığı gün yargıca soran olmadı!
Almanya’da geçerli olan “grev hakkı” sadece değişik dönemlerde alınan mahkeme kararlarıyla ilgili yargıçların yorumları üzerinden tarafından oluşur. Grev hakkı, gerçekte mahkeme tarafından atıfta bulunulan “güvence altına alınmış örgütlenme hakkı”ndan türetilmiştir. Senatonun “koalisyon hakkının” neden grevcilerin “koalisyon hakkından” üstün tutulduğu İş Mahkemesi için bir muamma olmaya devam etmektedir.
YARGIÇ TALEPLERİ DE Mİ BELİRLEYECEK?
Mahkemenin Ver.di sendikasına ilettiği yazılı gerekçesinde ayrıca, “Eyaletler düzeyinde imzalanan son toplu sözleşmede, sosyal ve eğitim meslekleri için maaş iyileştirmelerinin (değişik ek ödemelerin yanı sıra 130 – 180 arası euro ikramiye dahil) bu alan için nihai bir düzenlemedir ve bu nedenle sağlığın korunması ve rahatlatılması için de bir önlem teşkil etmektedir” deniliyor.
Ne var ki maaş iyileştirmeleri, mesleğin maddi açıdan geliştirmeye hizmet etmektedir. Mahkeme bu ikramiyenin neden “sağlığın korunması ve rahatlatılması için de bir önlem” bir tedbir olarak görülmesi gerektiğini açıklamamaktadır – çünkü bunun açıklaması olamaz!
Ver.di tarafından yapılan açıklamada üst mahkeme itiraz edildiği ve yazılı gerekçenin mahkeme heyetine bizzat sunulacağı bildirildi. (YH)
