Written by 14:00 AVRUPA

Medya Bilimcisi Ignacio Ramonet: Savaş yanlısı propaganda, barışı savunmayı zorlaştırıyor

Sinan KÖYLÜ / Berlin

Le Monde Diplomatique Gazetesi Eski Genel Yayın Yönetmeni ve Medya Bilimcisi Ignacio Ramonet gazetemize verdiği röportajda, dünyanın savaş ve silahlanma konusunda yeni bir aşamaya geçtiğine dikkat çekerken, aralarında Türkiye’nin de olduğu güçlü bölge ülkelerinin İsrail konusundaki tutumunu “Konuşuyorlar ama harekete geçmiyorlar” şeklinde özetledi.

Şu anda dünyada çok sayıda çatışma yaşanıyor ve bunlar giderek sertleşiyor. İlk sorum dünya nereye doğru gidiyor? Eskisine göre büyük savaş riski daha mı fazla?

Ukrayna Savaşı başladığından bu yana askeri şiddete yeniden başvuruldu. Savaşlar daha çok güneydeydi. Kuzeyli bir güç ile devlet dışı silahlı askeri örgütler veya kuzeydeki bir devletten daha az gelişmiş devletler arasında geçen, son derece eşitsiz savaşlardı. Örneğin Vietnam savaşı, Irak savaşı… Yani 50 yıldır süregelen savaşların geneli, eşit güçler arasında yapılan savaşlar değildi.

Ukrayna’daki savaşla birlikte, Kore Savaşı’ndan bu yana ilk defa aynı seviyedeki iki askeri güç, bir yanda Ukrayna ve NATO öte yanda Rusya, karşı karşıya geliyor. İşte bu savaşın yeni bir türü. Bu askeri şiddet bağlamında yeni olan şey. Sanki büyük güçler arasında 50 yıldır izin verilmeyen askeri şiddete şimdi birdenbire yeniden izin veriliyormuş gibi görünüyor. Gazze’de olanlar da bu yüzden buna benziyor. İsrail şimdiye kadar bölgeye hakim olmasına, savaşlar yapmış olmasına rağmen Gazze’de bu düzeyde bir yıkıma yol açmamıştı. 1982’de Lübnan’ı işgal ettiğinde bile bugünü yıkım yapılmamıştı.

İSRAİL’E POLİTİK ELEŞTİRİ ANTİSEMİTİZM DEĞİLDİR

Almanya’da İsrail’e karşı eylem yapıldığında çok baskıyla karşılaşılıyor. Eylem yapan Almanlar antisemit (Yahudi düşmanı) olmakla suçlanıyor. Durum İspanya’da ya da Fransa’da nasıl?

Aynı durum yaşanıyor. Bu çok karmaşık bir tartışma. Gazze’de olanlarla ilgili İsrailli yetkililere yapılan eleştirilerin çoğu politik eleştiriler olup bunlar antisemit özellik taşımıyorlar. Öte yandan Gazze konusunda İsrail’i eleştiren antisemit insanlar da var. Böylece iki tip eleştiri var. Genel olarak bu konuda solun çok net bir tavrı olduğunu söyleyebiliriz; çünkü sol tarihsel olarak baktığımızda antisemit değildir. Burada sömürgeci tavrın eleştirisi söz konusu. Kınanan şey sömürgeci davranıştır. İsrail oldukça karmaşık bir yapıya sahip. Kuruluşunda tartışma götürmez bir sömürgeci unsur var. Milliyetçi, dinci, sömürgeci… Dolayısıyla kendini eleştirenleri antisemit olarak suçlaması işini kolaylaştırıyor. Açıktır ki; bu bir kolaylık. Ama antisemit geçmişe sahip birçok ülke; sadece Almanya değil, Yahudilere karşı resmi zulüm uygulayan, Holokost’a katılan Fransa, Hollanda da antisemit karakterde herhangi bir duruma karşı tedbirli davranıyorlar. Bu nedenle konu bayağı karmaşık.

YENİDEN BİR SAVAŞ İHTİMALİ VAR: HERKES SİLAHLANIYOR

Tartışma savaşı körükleme yönünde ilerliyor. Burada, İspanya ve Fransa’da da böyle. İsrail’e silah satmak istiyorlar. Savaşı eleştiren, savaş karşıtı iletişim araçları da yetersiz görünüyor. Medyanın savaş konusundaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yeniden savaş olabilir. Öyle bir dönemdeyiz ki yeniden savaş çıkma ihtimali söz konusu. Yeni ve önemli olan bu. Günümüzün iki özelliği var: Savaş ve silahlanma.

Özellikle Almanya -ancak sadece Almanya değil- herkes yeniden silahlanıyor. Bu nedenle eleştirel medyanın söylemi savaş karşıtı bir yöndedir. Solun yaklaşımı zaten hep savaş karşıtı olmuştur. Sol barıştan yana tavır almıştır. Bu söylemi, bu yaklaşımı korumak gerekir, ancak günümüz koşullarında bu o kadar kolay değil. Çünkü bugün yapılan genel propaganda Rus karşıtı, Rusya’nın bir tehdit olduğu yönünde ABD argümanlarıyla yapılan ABD yanlısı bir propaganda. Böyle olunca kamuoyunda yeniden silahlanma ihtiyacı algısı yaratılıyor. Bu bağlamda, savaş karşıtı bir söylem geliştirmek çok zor. Kamuoyu korktuğu için yeniden silahlanmadan yana tavır koyuyor.

Dış politika konusunda yazılar yazıyorsunuz. Gazze savaşı konusunda Türkiye’nin izlediği tutumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ve diğer güçlü bölge ülkelerinin Filistin’i savunma konusundaki pozisyonları şaşırtıcı. Çünkü aktif bir tavır almadılar. Türkiye, Pakistan, Endonezya, Ortadoğu ülkeleri Mısır, Suudi Arabistan… Hepsi aynı çizgide. Nesnel olarak Mısır, Türkiye, nükleer gücü olan Pakistan, Endonezya gibi ülkeler İsrail karşısında fazlasıyla kapasite sahibi ülkeler. Buna rağmen bu ülkeler harekete geçmiyorlar. Konuşuyorlar; ama harekete geçmiyorlar. Bizim için bu şaşırtıcı. Diğer yandan açıktır ki; kimse çatışmanın büyümesinden yana değil. Bu potansiyel bir dünya savaşına yol açabilir. Çünkü ABD, İsrail’i sonuna kadar savunacak. Şu bir gerçeklik ki bu ülkeler çok konuşuyor; ama bir şey yapmıyor.

*İspanyolcadan çeviren Hilal Ünlü

Close