Written by 11:46 ÇALIŞMA YAŞAMI

Metalciler daha fazlasını hak ediyor

Yüz binlerce metal işçisi reel ücretlerin düşmesine karşı daha fazla ücret için Almanya’nın dört bir yerinde uyarı grevlerine çıktı. Çarşamba günü Almanya’nın değişik bölgelerinde yüzlerce fabrikadan on binlerce işçinin katılacağı kitlesel uyarı grevleri ve mitingler yapılması planlanıyordu. İşçiler üretimi durdurup alanlara çıkarken IG Metall genel merkezi ve Baden Württemberg bölge başkanı Pazar gününden itibaren kapalı kapılar ardından metal patronlarıyla uzlaşma görüşmelerine başlamışlardı. Gazetemizi baskıya hazırladığımız günlerde ulaşan bilgilere bakıldığında 17 Kasım günü yapılacak görüşmelerden işçilerin istemediği bir sonucun çıkma ihtimali yüksek görünüyordu.

UMUT YAŞAR

Son dört yıldır reel ücretleri yükselmeyen metal işçileri iki hafta içinde uyarı grevleri ve eylemleriyle Almanya’nın gündemini değiştirdiler. IG Metall genel merkezi tarafından pazar günü (13 Kasım) yapılan bir açıklamada o güne kadar 500 binden fazla metal işçisinin uyarı grevine çıktığı bildirildi. IG Metall Genel Başkanı Jörg Hofmann’ın, “Artık işçilerin sabrı kalmadı” sözlerine de yer verilen açıklamada, sendikanın işçileri uyarı grevlerini sürdürmeye çağırdığı da bildirilmişti.

KAPALI KAPILAR ARDINDA DEĞİL… KAHVE BULUŞMALARINDA!

Sendika genel merkezi pazar günü kamuoyuna metal işverenlerini eleştiren açıklamayı yaptığı saatlerde, IG Metall Baden Württemberg Başkanı Roman Zitzelsberger ve Südwestmetall Başkanı Joachim Schulz, bir kahvede oturup, çıkmaza girme potansiyeli gün geçtikçe artan toplu sözleşme görüşmelerinde nasıl ilerleme sağlanabilir üzerine sohbet ediyorlardı.

Gazetemize ulaşan bilgilere göre Zitzelsberger, dördüncü tur görüşmelerden sonra yapılan Büyük TİS Komisyonu toplantısında, “Karşı tarafta telefon numaram var, eğer bir teklif sunmak istiyorlarsa beni 24 saat arayabilirler, bunu biliyorlar” demiş.

Gazetemiz baskıya hazırlandığı günlerde (14 Kasım) ise IG Metall genel merkezinden iki açıklama daha geldi: İlki genel merkezin “toplu sözleşme görüşmelerinde ilerleme sağlanması için Güney Almanya’daki görüşmelerin devam etmesinin önünü açtığı”, ikincisi ise Alman Sanayicileri Birliği (BDI) ile ortak yapılan “Alman sanayisini gelecekte daha güçlü hale getirmek” (“Die Industrie in Deutschland fit für morgen machen”) başlıklı açıklamaydı.

AÇIKLAMALAR YAN YANA DURDUĞUNDA DAHA ANLAMLI(!) OLUYOR

Dört milyon metal işçisini kapsayan ücret toplu sözleşmelerinde sermaye tarafı dört tur devam eden görüşmelerde tutumunu son ana kadar değiştirmedi. Ücretlerin kalıcı olarak yükselmesini kesinlikle kabul etmeyen metal patronları ayrıca Noel ve izin paralarını da -gerekli gördükleri zaman- “otomatik olarak gasp etmek” istiyorlar!

Almanya’nın yedi bölgesinde dörder kez görüşme yapılmasına karşın (toplam 28 kere müzakere masasına oturulmuş) metal patronları bugüne kadar tartışılabilecek bir teklifte bulunmamışlar. Buna karşın sendika yönetimi “toplu sözleşme görüşmelerinde ilerleme sağlanması için Güney Almanya’daki görüşmelerin devam etmesinin önünü açtığını” ilan ediyor!

Tabi burada dürüst, sınıfın çıkarlarını gözeten sendikacılar, temsilciler, “IG Metall merkezi neden böyle bir adım atmaya ihtiyaç duyuyor” diye sormalılar. Sorunun dolaylı yanıtı BDI ile yapılan ortak açıklamadan (bkz.: https://www.igmetall.de/presse/) almak mümkün. İki açıklama yan yana koyulduğunda daha anlamlı oluyor. Bir tarafta “Alman sermayesinin geleceğini güvenceye almak için” kurulan “ittifak” üzerinden devlete yönelik ileri sürülen somut talepler diğer yanda ise milyonlarca metal işçisinin reel ücret artışından vazgeçmenin yolunun açıldığı bir açıklama. Birbirini tamamlayan iki anlaşma: Reel ücretlerin düşük tutulması sonuç itibariyle Alman sermayesinin rekabet gücünü artıracak faktörlerden bir olduğu ortada!

İŞÇİLERİN GELECEĞİ İÇİN BU KADAR KAFA YORULSA NASIL OLURDU?

Müttefikler, ortak basın açıklamasının yanı sıra bir de sermayenin taleplerin somut sıralandığı dokuz sayfalık bir metin hazırlamışlar. Gazetemizin gelecek sayılarında ele alacağımız bu metnin hazırlanmasına harcanan emek işçilerin reel ücretlerinin artması için harcansaydı çok daha faydalı olurdu.

Geride bıraktığımız hafta, dördüncü tur görüşmelerden sonra TİS Komisyonlarında yapılan sunumların içeriğine bakıldığında da çok farklı bir tablo ile karşılaşmıyoruz. 30 sayfaya yakın slaytın yarısından fazlası hükümetin hazırladığı son “kurtarma paketinin” allanıp pullanıp sunulması oldu. Komisyon üyeleri böylece uzlaşmaya ikna edilmeye çalışıldılar.

İSTENMEDİK BİR SONUÇ…

Gazetemizi baskıya hazırladığımız günlerde ulaşan bilgilere bakıldığında 17 Kasım günü yapılacak görüşmelerden işçilerin istemediği bir sonucun çıkma ihtimali yüksek görünüyordu.

Gelen bilgilere göre sözleşme 18 ila 24 ay arası olacak, hükümetin “enflasyon denkleştirilmesi” adı altında sunduğu vergisiz ve sosyal kesintisiz 3 bin Euro sözleşme sürecinde işletmeler durumlarına göre ne zaman nasıl ödeneceğine karar verebilecekler, kalıcı ücret artışı için ise IG Metall “kırmızı çizgisini” toplamda “çift haneli” bir rakamın çıkmasına endekslenmiş.

Fakat elde edilecek sonuç bu TİS döneminin sona ereceği anlamına gelmiyor. 1960’lı yılların ikinci yarısında sendika yönetimleri sermayenin geleceği için “ılımlı ücret politikası” izlemişler ve çok düşük ücret artışlarıyla işçileri oyalamışlardı…  1960’lı yılların sonunda ise yüzbinlerce işçi “ücret ek zammı” için kendiliğinden greve çıktılar ve hak ettiklerini elde ettiler. Evet doğru – “Metalciler daha fazlasını hak ediyorlar” – Ama hak verilmez alınır, metalcilerin bunu tekrar hatırlamaları gerekiyor.

Close