Written by 09:00 POLITIKA

NATO Zirvesindeki kararlar ne anlama geliyor?

24-25 Haziran’da Hollanda’nın Lahey kentinde yapılan NATO Zirvesi’nde üye ülkeler için alınan askeri harcamaları 2035 yılına kadar gayri safi milli hasılanın yüzde 5’ine çıkarma yönündeki karar emperyalist paylaşım, savaş ve militarizm konusunda yeni ve önemli bir eşiği ifade ediyor.

2014’de Galler’de alınan yüzde 2 kararı da askeri harcamaların artırılmasında önemli bir eşik olmuştu. Son verilere göre 32 NATO ülkesinden 23’ünün askeri harcamaları belirlenen yüzde 2 kriterinin üzerinde. Yeni hedef olan yüzde 5’e on yıl içinde kaç ülkenin ulaşacağını bugünden kestirmek zor. Ama, bunu kısa sürede yerine getireceklerin başında Almanya geliyor. Federal Maliye Bakanı Lars Klingneil 2029’a kadar yüzde 5 şartını yerine getireceklerini ilan etti. Belirlenen yüzde 5’in yüzde 3,5’i bütçeden doğrudan askeri harcamalar için ayrılırken, yüzde 1,5’i ise altyapı için ayrılan bütçeden kullanılacak. Yollar, köprüler, hastaneler, havaalanları, demiryolları halkın ihtiyaçlarına göre değil, ordunun belirlediği planlara göre yenilenecek.

Önümüzdeki on yıl içinde silahlanmaya ayrılacak devasa bütçeler, bir taraftan dünya çapındaki askeri harcamaları rekordan rekora taşırken diğer taraftan daha fazla silah üretimini teşvik ederek dünyayı tam anlamıyla “barut fıçısı”nda dönüştürüyor.

TRUMP’IN KOLAY ZAFERİNİN NEDENLERİ

Bir süredir üye ülkelere yüzde 5 şartını dayatan ABD Avrupa basınında da vurgulandığı gibi zirvenin asıl kazananı oldu. Daha doğrusu NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Trump’a gönderdiği SMS’de ifade edildiği gibi, “Avrupa olması gerektiği gibi ‘zorla’ para yatıracak ve bu sizin zaferiniz olacak.”

Trump’ın bu “kolay zaferi”nin elbette belli başlı nedenleri var. Birincisi, İspanya dışındaki bütün ülkelerin liderleri ve hükümetleri, dünyanın içinden geçtiği gerilime bağlı olarak silahlanma dünden hazır olması. İkincisi, Ukrayna savaşıyla başlayan süreçte ABD’nin NATO içindeki hakimiyetini, liderliğini tazelemesi. Üçüncüsü de köpürtülen Rusya tehdidi nedeniyle mevcut koşullarda ABD’nin desteğine, dolayısıyla 5 Maddeye ihtiyaç duyanların fazla olması.

Her yıl bütçeden yüzde 5’in askeri harcamalara ayrılması Almanya için 150-200, Türkiye için yaklaşık 50-60 milyara denk geliyor. Bu da her ülkede askeri harcamaların bugüne kıyasla iki-üç katı artması demek.

Sermaye basını faturanın asıl olarak NATO ülkelerindeki emekçi sınıflara kesileceği gerçeğini ise gözden uzak tutuyor. Sözü edilen meblağların eğitime, sağlığa, kültüre, altyapıya, konuta ayrılması durumunda bu ülkelerindeki emekçilerin yaşamının bir nebze de olsa daha yaşanılabilir olacağı açık. Askeri harcamalardaki artış doğal olarak önümüzdeki on yıl içinde NATO üyesi ülkelerde yoksulluğu, sosyal hak gasplarını ve bütçe açıklarını artıracak, sınıflar arası çelişkileri ve eşitsizliği daha da derinleştirecektir.

Askeri harcamaların yüzde 5 arttırılmasının kaymağını ise silah üreticisi durumundaki NATO ülkeleri yiyecek. Bunların başında da ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya geliyor. Örneğin Handelsblatt gazetesinde dün Türkiye’ye 40 adet Eurofighter savaş uçağı satılmasına yeşil ışık yakıldığı belirtilirken, üretici tekele şu anda 100 adet sipariş yapıldığı belirtiliyor. Rakip F-35 üreticisi ABD tekeli Lockheed Martin’e yapılan sipariş ise 3 bin.

Rutte de kısa bir süre önce NATO’nun hava savunma kapasitesinin beş kat arttırılacağını, binlerce yeni tank ve zırhlı aracın yanı sıra milyonlarca topçu mühimmatı tedarik edeceğini duyurmuştu.

SİLAH TEKELLERİNİN HİSSELERİ DEĞER KAZANDI

NATO’nun daha fazla silahlanma kararı silah üreticisi devletlerin yanı sıra onların silah tekellerini de alabildiğince sevindirdi. Bu nedenle yüzde 5 kararının aldığı çarşamba silah tekelleri için adeta “bayram günüydü”. Daha karar açıklanmadan borsadaki hisseleri değer kazanmaya başladı. Alman silah tekeleri de bundan paylarını aldılar: Rheinmetall’in hissesi yüzde 2,2 değer kazanarak 1.721,50 euroya, Renk’in hissesi yüzde 3,2 değer kazanarak 65,74 euroya, Hensoldt’un hissesi yüzde 4,8 değer kazanarak 93,65 euroya yükseldi. Dünyanın ikinci büyük silah tekeli İngiliz BAE Systems’in hissesi de yüzde 1 arttı. On yıl içinde silah üretimi ve sanayisindeki dönüşüm de ayrılan bütçelere paralel olarak hızlanacak.

YENİ BİR EMPERYALİST PAYLAŞIMA HAZIRLIĞA KARŞI MÜCADELE

NATO’nun askeri harcamaları artırmasının başlıca nedeni elbette yeni bir emperyalist paylaşım savaşından “zaferle” çıkmaktır. Hedefteki düşmanlar daha önce ilan edilmişti: Rusya ve Çin. Her iki ülkenin önünü kesip zayıflatılması için başlatılan hamleler ve savaşlardan elde edilecek sonuçlar, sürecin seyrini ve hızını belirleyecek. Burada savaşı asıl isteyen tarafından NATO’nun karar verici ülkesi olarak ABD olduğu ise açık.

NATO Zirvesi, Batılı emperyalist ülkelerin ABD’nin dünya şefliğini koruma planının bir parçası olarak daha ciddi savaşlara hazırlandığını bir kez daha gösterdi. Bu nedenle başta NATO üyesi ülkelerindeki emekçiler ve savaş karşıtları olmak üzere herkesin savaşa ve silahlanmaya karşı geçmişten daha farklı bir mücadele hattı belirleme ihtiyacı kendini gösteriyor. Zira tehlike hafife alınacak gibi değil. (YH)


Askeri harcamalar yılda yaklaşık 1,2 trilyon dolar artacak

NATO liderleri zirvesinde ülkeler GSYİH’lerinin yüzde 3,5’ini silahlı kuvvetlere ve askeri birliklere, yüzde 1,5’ini ise savunma altyapılarına ayıracak. NATO’nun bu hedefe ulaşması için yıllık asgari harcamalarını bugünkü GSYİH üzerinden yaklaşık 1,2 trilyon dolar artırmaları gerekiyor.

NATO verilerine göre 2024’te NATO üyelerinin toplam savunma harcamaları 1,4 trilyon dolar seviyesinde. Bu tutarın yüzde 66,6’sını ABD karşılıyor. 2035 yılında tüm üyeler hedefi tutturabilirse toplam savunma harcamaları bugünkü milli gelir üzerinden 2,6 trilyon dolara çıkacak. 1,4 trilyon dolar ile aslan payı ABD’nin olmaya devam edecek.

Bloomberght’in derlediğine gör  üye ülkelerin savunma harcamalarının GSYİH’ye oranının ortalaması yüzde 2,20. En düşük oranlar yüzde 1,30 ile Belçika ve yüzde 1,28 ile İspanya için görüldü. Yüksek oranlara sahip ülkeler de yüzde 4,12 ile Polonya, yüzde 3,37 ile ABD ve yüzde 3,43 ile Estonya şeklinde sıralanıyor. En yüksek ek harcama ihtiyacı ise 468 milyar dolar ile ABD’nin.

Mevcut savunma bütçesine göre yüzdelik olarak harcamasını en fazla artırması gereken ülke yüzde 290 ile İspanya. Ancak, İspanya taahhüdü “mantıksız” olarak nitelendirmişti. Başbakan Pedro Sánchez, bir mektup ile belirli bir harcama hedefine bağlı kalmayacaklarını belirtti. Bu nedenle, zirvede yapılan görüşmelerden sonra, İspanya’ya yüzde 5 hedefine bağlanmama esnekliği tanındı. Bu durumda, İspanya için yüzde 5’lik hedef geçerli olmayacak.

Türkiye harcamalarını iki kattan fazla artıracak

NATO’nun tahmini verilerine göre 2024’te Türkiye’nin savunma harcamalarının milli gelire oranı yüzde 2,1 seviyesinde. NATO’nun yüzde 5’lik kararına ulaşmak için harcamaların bugünkü değerler üzerinden yaklaşık 32 milyar dolar artırılması gerekiyor. (YH)


Dünya çapında askeri harcamalar

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü SIPRI’ye göre, savaş nedeniyle askeri harcamalarını büyük ölçüde arttıran Rusya (yüzde 7.1) ve Ukrayna (yüzde 34) dışında, sadece İsrail (yüzde 8.8), Cezayir (yüzde 8), Suudi Arabistan (yüzde 7.3) ve Kuveyt (yüzde 4.8), NATO’nun belirlediği yüzde 5’in üzerinde ya da sınırında askeri harcamalara sahip. SIPRI tarafından analiz edilen diğer tüm NATO üyesi olmayan ülkeler çoğunlukla silahlı kuvvetlerine GSYH’lerinin yüzde 3,5’inden önemli ölçüde daha az harcama yapmış. Küresel ortalama ise yüzde 2,5. Batı’da sık sık aşırı askeri harcamaları nedeniyle eleştirilen Çin, 2024’te GSYİH’sinin yüzde 1,7’sini askeri harcamalara ayırdı. NATO ülkeleri geçen yıl yaklaşık 1,5 trilyon dolar ile tüm küresel askeri harcamaların yüzde 55’ini gerçekleştirdi. Yeni karar ile birlikte bunun aşamalı olarak artacağı görülüyor.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsüne göre (SIPRI) geçen yıl dünyada savunma harcamaları rekor kırdı. Küresel askeri harcamalar 10 yıldır art arda yükselirken, küresel olarak kişi başına askeri harcama, 334 dolarla 1990’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Close