Almanya’da 23 Şubat’ta yapılacak erken genel seçimlerin faturası şimdiden göçmenlere kesilmeye başlandı. Aşırı sağcı, ırkçı Almanya için Alternatif (AfD) partisi zaten göçmen ve mülteci düşmanlığı üzerinden yoğun bir propaganda yapıyor. Şimdiden hükümete gelmesi durumunda ilk 100 günde yapacaklarını 10 madde halinde sıraladı. Bu 10 maddenin 5’i doğrudan göçmenler ve mültecilerle ilgili.
Seçim kampanyası buyunca da sık sık dile getirilecek bu maddeler şunlar: Sınırlardaki güvenlik önlemlerini arttırma, sığınmacılara nakit para yardımının durdurulması, İltica Yasasını sertleştirme, Alman vatandaşlığının yabancılara hediye edilmesinin durdurulması, Vatandaşlık Parasında reform yaparak Alman ve AB vatandaşlarıyla sınırlandırma.
Böylece ekonomik ve sosyal nedenlerle Alman halkı içinde var olan gelecek korkusu ve endişesini mültecilere ve yabancılara bağlayarak daha fazla oy almanın hesabını yapıyor. Ancak bunu yapan sadece aşırı sağcı, ırkçı AfD değil. Başta CDU/CSU ve SPD olmak üzere diğer partiler de yabancılara yönelik politikaların sertleştirilmesi gerektiği çağrısı yapıyor.
AfD, Alman vatandaşlığının yabancılara “hediye” edilmemesi gerektiğini ifade ederek, geçişlerin zorlaştırılmasını, çifte vatandaşlığın yasaklanmasını isterken, Hristiyan Demokrat Parti (CDU) Başkanı ve Başbakan Adayı Friedrich Merz, Welt am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, suç işleyen çifte vatandaşların Alman vatandaşlığının geri alınması gerektiğini söyledi. Ancak suç işlemenin ne olduğu konusunda bir tanımlama bulunmuyor. Bu da aslında CDU’nun daha önce de karşı olduğu, karşı kampanyalar düzenlediği çifte vatandaşlığı yasaklamayı hedeflediği anlaşılıyor.
SPD-Yeşiller-FDP koalisyon hükümeti geçtiğimiz yıl Vatandaşlık Yasasında değişikliğe giderek, çifte vatandaşlığı yasal hale getirmişti. CDU’nın bir kez daha çifte vatandaşlığı hedef alması ayını zamanda AfD’den oy alma ya da oy kaptırmama yönünde atılmış bir adım. Halbuki; Merz daha önce yaptığı açıklamalarda göçmenler ve mültecileri seçimlere malzeme yapmayacağı sözü vermişti. CDU/CSU, SPD, Yeşiller ve FDP arasında imzalanan “centilmenlik anlaşması”nda da göçmenler ve mültecilerin seçim malzemesi yapılmaması konusunda uzlaşma sağlanmıştı.
VERİLEN VATANDAŞLIK GERİ ALINABİLİR Mİ?
Merz’in “suç işleyen çifte vatandaş göçmenlere verilen Alman vatandaşlığının geri alınması” yönündeki açıklamasının mümkün olup olmadığı da basında tartışmaya açıldı. Anayasa’nın 16. maddesinin 1. paragrafı, devletin Alman vatandaşlığını geri alamayacağını öngörüyor. Ancak, hemen bir sonraki cümle vatandaşların vatandaşlıklarını kaybetme ihtimaline şu şekilde yer veriliyor: “Vatandaşlığın kaybedilmesi, ancak Anayasa’ya dayanarak, ilgili kişinin iradesi dışında, bu kişi vatansız kalmadığı takdirde gerçekleşebilir.”
Bu durumda çifte vatandaş oldukları için Alman vatandaşlığından çıkarıldıkları için “vatansız kalmadıkları” gerekçesiyle geri alınmanın söz konusu olabileceğini savunanlar da var.
Tartışmalar üzerine bir açıklama yapan Federal İçişleri Bakanlığı, Merz’in çifte pasaport sahibi suçlulardan Alman vatandaşlığının geri alınmasının hukuken tartışmalı olduğunu düşünüyor. Bakanlık sözcüsü bir soruya verdiği yanıtta, sadece ceza hukukuna karşı işlenen bir suç nedeniyle Alman vatandaşlığının kaybedilmesinin Anayasaya uyumlu olmadığını açıkladı.
FAESER’DEN SURİYELİ MÜLTECİLERİ GÖNDERMEK İÇİN 4 MADDELİK PLAN
Öte yandan SPD de göçmenler ve mültecileri seçim malzemesi yapmak için elinden geleni yapıyor. SPD’li İçişleri Bakanı Nancy Faeser bu kapsamda Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü teşvik etmek üzere dört maddelik bir plan açıkladı.
Faeser, Suriyeli suçluların ve İslamcıların koşullar elverdiğinde sınır dışı edilmesini istiyor. Ayrıca Esad rejiminin düşmesinden sonra Suriyelilerin hala korunmaya ihtiyacı olup olmadığı da incelenecek. Gönüllü olarak geri dönmek isteyenlere destek verilecek. Bakanı’nın planına göre, burada çalışan, Almanca öğrenmiş ve iyi entegre olmuş kişilerin Almanya’da kalmasına izin verilecek. (YH)