Written by 14:30 KÜLTÜR

Titanic 40 yaşında

Politikacılar, ünlüler ve papa ile alay etti ve Helmut Kohl’u armut olarak yaptı: Bazıları Frankfurt merkezli mizah dergisi „Titanic“in çok ileri gittiğini düşünüyor. Ancak sayısız şikayete rağmen mizah gemisi Titanic henüz batmadı. Aksine: Dergi 40. doğum gününü kutluyor.

Hartmut Goegge*

Hareketli bir yıl sona eriyor. NATO’nun Brüksel’deki çift yönlü kararını (NATO’nun 12 Aralık 1979’da Varşova Paktı’na önerdiği bir karar. Buna göre iki taraf da orta menzilli balistik füzelerde kısıtlamaya gidecekti. Bir anlaşmazlık halinde NATO, Batı Avrupa’ya daha fazla orta menzilli nükleer silah konuşlandıracaktı.) imzalamasına rağmen, nükleer karşıtı hareket büyüyor, Dschinghis Khan grubu müzik listelerinde en üst sıraya çıkıyor ve Franz Josef Strauss CDU/CSU’un başbakan adayı ilan ediliyor.Aynı dönemde yeni mizah dergisi „Titanic “ raflarda yerini alıyor.

Görsel olarak bir okul gazetesi tarzında, çünkü her şeyi farklı yapmak istiyor. Bu nedenle, okuyucu mektubu yerine, hala sürdürülmekte olan ‚okura mektup‘ köşesi yaratılıyor. Ve ilk mektup yapımcılarının iddiasını açıkça ortaya koyuyor: „Alman Basın Konseyi efendileri, siz Alman basıninda bu yeni derginin ne işi var diye soruyorsunuz. Haklı olarak; biz gerçekten de basın sahnesinin geri kalanını gereksiz hale getirmek, silmek istiyoruz! Ve zaten görkemli olan bir zamanda ortalığa karışıyoruz. – Kısacası, biz sosyalizm, anarşi ve gürültü yapan, tıslayan her şeyden yanayız. Tamam mı? – ‚Titanic‘

Çok sayıda eski tanıdıkla yeni başlangıç

Gemide yıllardır „Pardon“ mizah dergisinden tanınan birçok sanatçı yer alıyor. „Pardon“ patronu Hans A. Nikel, mistik konulardaki ciddi raporlarıyla okurlarını giderek daha fazla sıkıyor çünkü. Birkaç yıl içinde „Pardon“un satış rakamları yarı yarıya azalıyor. „Titanic“ ekibinin genel yayın yönetmeni Lionel van der Meulen: “Elbette, 1970’lerin ortasında derginin gerilemesi bizi çok üzdü ve derginin içeriği neredeyse karşı çıktığımız noktaya geldi. O zaman kendimiz birşeyler yapmalıyız diye düşündük. Pardon, neden Almanya’nın tek mizah dergisi olarak kalsındı ki?“.

Bu nedenle FK Waechter, FW Bernstein, Chlodwig Poth ve Hans Traxler gibi karikatüristler, ’79 yazından beri düzenli olarak bir Taunus köyünün saklı köşesinde toplanıp Pit Knorr, Robert Gernhardt ve Eckhard Henscheid gibi başka sanatçılarla yeni dergi üzerine görüş alışverişinde bulundular. “Bazen ‚büyükanne‘ gibi kod adlarla biraraya geldiğimizi hatırlıyorum. Her şey gizli tutulmalıydı. Bunun nedeni yeni dergide görev almaları istenen birçok sanatçının hala Nickel tarafından çıkarılan Pardon dergisinde çalışmaları, yani ondan para almalarıydı.“

Bazen eğlenceli-yıkıcı, bazen megalomanyak

„Pardon“ iki yıl sonraki yok oluşa doğru ilerlerken, ’nihai mizah dergisi‘ megolaman altyazısıyla „Titanic“, saygısız, eğlenceli yıkıcı bir mizah dergisi olma yolunda ilerliyordu. Hedef kitle 35 yaşına kadar tüm yetişkinlerdi. Robert Gernhardt açısından ideal „Titanic“ editörünün de aynı yaşlarda olması gerekiyordu. “Ama o durumda değildik. O zaman ben 40 yaşındaydım, Chlodwig Poth ve Traxler ise 50. Ve eski savaş atlarının tekrar harekete geçtiğini, savaş tam tamlarının çaldığını duyduk. Bir kez daha yola çıkalım deyip başladık.“

Hedef alınanlar politikacılar, kiliseler ve diğer otoritelerdi. Federal Başbakan Helmut Kohl, 1980’lerde ‚armut‘ olarak en meşhur komik figür oldu. Lionel van der Meulen: „Armut“, konferanslarımızdan birinde ortaya çıktı. Böyle bir takma adın var olduğunu biliyorduk. Fransa’nın burjuva kralı olan Louis Philip, “armut” olarak adlandırılıp alay konusu olmuştu.“

Çoğu kişi için, Titanic’teki mizah bazen sınırlarını aşmaktaydı. Uwe Barschel’in SPD’li rakibi Björn Engholm’un küvette öldüğünü gösteren bir fotomontaj nedeniyle hakkında dava açıldı ve ucuza kurtulup 40 bin Mark para cezasına çarptırıldı. Papa Johannes Paul II. Almanya ziyareti sırasında çizilen karikatür ise kiliselerin tepkisi yanında halkın büyük ilgisiyle karşılaştı: ‚Papa Geliyor!‘ başlığı altındaki karikatür koyunlarına tecavüz eden bir çobanı gösteriyordu.

40 yılın en büyük başarısı

Ancak en büyük başarı, 90’lı yıllarda Thomas Gottschalk’ın „Wetten dass/Bahse girer misiniz?“ adlı programında elde edildi. Genel yayın yönetmeni Bernd Fritz, programa sahte bir adla katıldı ve gözleri kapalı halde tadlarına bakarak boya kalemlerinin renklerini bilebileceği üzerine bahse girdi.

Fritzt, Gottschalk’ın „Tadlarına bakarak kalemlerin renklerini bilebildiğinizi nasıl ve ne zaman fark ettiniz?“ sorusuna; “ Bilmiyorum, zaten böyle bir şey yapamam da.“ cevabını verdi.“ Sırrınızı açıklamak istemiyorsunuz muhakkak ama belli ki renklerin tadları arasında ince bir fark var.“ demesi üzerine de, „Yok fark falan yok. Sadece benTitanic dergisinin saygın redaktörü Bernd Frizt’im.“ deyip programı da moderatörünü de tartışılır hale getirdi.

Bu olaydan sonraki Titanic sayısı en yüksek tirajına erişti. Hala Alman toplum tarihini mizahi ve küstah şekilde yansıtsa da, şimdilerde sadece 20 bin abonesi olan Titanic’in o günlerdeki itibar ve tirajına erişmesi oldukça zor.

Çeviren: Semra Çelik

*Deutschlandfunk

Close