23 Şubat’ta yapılacak erken genel seçimlerde resmi rakamlara göre bir milyona yakın Türkiye kökenli seçmen de oy kullanacak. En büyük göçmen seçmen kitlesi olan Türkiye kökenlilerin, azımsanmayacak bir kısmı Almanya’da örgütlü bulunan değişik örgütlenmelerle bağlantılı. Bu nedenle örgütlerin aldığı turum, işaret ettiği partiler önemli. Meclise girmesi muhtemel olan partilerin eyalet listelerinde en az 30 Türkiye kökenli aday bulunuyor.
Sosyal demokrat ve CHP’ye yakınlığıyla bilinen kesimlerin bir bölümü açık olarak SPD’ye destek veriyor. Hatta bu temelde Berlin başta olmak üzere değişik kentlerde toplantılar yapıldı. Bu kesimler arasında SPD’den hoşnut olmayanların tercihleri Yeşiller, Sol Parti ve BSW olacak gibi görünüyor.
AKP ile yakınlığıyla bilinen DAVA partisi bu kez yeterli imzayı toplayamadığı için genel seçimlere katılamıyor. Haziran 2024’te katıldığı ilk Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aldığı 100 binden fazla oyla dikkatleri üzerine çeken partinin hangi partiyi işaret ettiği ise belirsiz. Açık ifade edilmese de partilerin Türkiye konusunda izlediği politika DAVA için önemli. Bu nedenle “Türkiye karşıtı” olarak ifade edilen partileri işaret etmeyecek. Bir diğer belirleyici kriter ise İslam düşmanlığı ve İsrail politikası. AKP’ye yakın bir diğer parti olan BIG de bu kez seçimlere katılamıyor.
AKP’nin Avrupa’daki örgütü olarak bilinen Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) de erken seçimler ve nasıl oy kullanılacağı konusunda ayrıntılı bir bilgilendirme yaptığı halde, bir adres göstermiyor.
Benzer bir eğilim İslam Toplumu Milli Görüş’de de (IGMG) hakim. IGMG Genel Sekreteri Ali Mete “Perspektif” dergisine yazdığı yazıda asıl olarak sandık başına gidilmesi çağrısında bulunuyor. Mete yazısında şunları ifade ediyor: “7 Ekim sonrasında Almanya’daki siyasi partilerin Filistinlilere uygulanan korkunç katliamlar, insan hakları ihlalleri ve hatta soykırım karşısındaki dayanışma yoksunluğu ve bu katliamları mümkün kılan silahların gönderilmesi Müslümanların parti tercihlerini büyük oranda etkiliyor. (…) Müslüman seçmenin siyasi pusulasının, sözde muhafazakâr değerleri savunduğunu iddia eden ve göç kökenliler arasında eski göçmenler/yeni göçmenler gibi bir hiyerarşi oluşturarak oy toplamaya çalışan bir partiyi seçmeye imkân vermeyeceğini de söylemekte fayda var.”
Gazze’deki katliam ve İsrail ise ilişkiler kriter alınıp oy kullanıldığında, Müslüman seçmenler için tek tercih neredeyse Sol Parti ve BSW. BSW, AP seçimlerinde de Müslüman seçmenlerden en fazla oy alan partilerden birisi olmuştu.
AfD’YE AÇIK DESTEK ÇAĞRISI YAPANLAR VAR
Örgütler tarafından doğrundan aşırı sağa destek konusunda mesaj verilmez iken, Türkiye kökenli özellikle genç seçmenler arasında mülteci düşmanlığı ekseninde AfD’ye sempati duyulduğu sır değil. Bunu zaman zaman açık bir şekilde ifade edenler var. Türkiye’de mülteci düşmanlığı yapan partilere destek verenler aynı eğilimi Almanya’da AfD’de göstermek istiyorlar. AfD’nin bazı yöneticilerinin, Türklerin kendi milli değerlerini koruması, Almanlarla bazla karışmaması yönlü açıklamalar da bunu güçlendiriyor. Vatan Partisi ve Aydınlık gazetesi her fırsatta, kendileriyle aynı dünya görüşünde olan AfD’lilerle söyleşiler yayınlıyor. Örneğin AfD Eşbaşkanı Tino Chruppella ile Kasım 2024’te yayınlanan söyleşide Chruppella, “Türk kökenli Almanlar, ülkemizin önemli bir parçasıdır. Bu insanlar, bizim topraklarımızda kök saldılar. Refahımıza katkıda bulunuyorlar ve siyasi konularda duyarlılar“ diyor. Bu da AfD’yi aşırı sağcı, ulusalcı çevreler için bir seçenek haline getiriyor.
Sosyal medyada Türk faşistlerinden AfD’ye açıktan destek çağrısında bulunanlar var. X’te “Atsız” hesabından açık bir şekilde “Neden sen AfD’yi geçmelisin” paylaşımı yapıldı ve şunlar yazıldı: “Bir Türk olarak AfD’ye oy vermenin aptalca olduğunu söyleyen gevezelere aldanmayın. Aptalca değil. Tam tersine: eğer samimi bir insansanız, bu sizin için tek doğru seçimdir” denildi.
Denilebilir ki, Türk ırkçıları Alman ırkçılarının iktidara gelmesi durumunda iki ihtimali de olumlu olarak görüyor, bu nedenle AfD’ye destek verme çağrısında bulunuyorlar.
Demokratik cephede yer alan Türkiye kökenli göçmen ögütlerinin çoğu ise AfD ve sağa karşı demokratik partilere oy verilmesi çağrısında bulunuyor. Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF), Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (DİDF), Berlin Brandenburg Türk Toplumu (TBB) ve Almanya Kürdistan Toplulukları Konfederasyonu (KON-MED) adına yapılan açıklamalarda aşırı sağa karşı oy kullanılması çağrısı yapıldı. (YH)
