Written by 08:13 ÇALIŞMA YAŞAMI

Ver.di 6. Genel Kongresini topluyor

Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di, 17 Eylül günü Berlin’de 6. Genel Kongresini topluyor. Toplam altı gün sürecek kongrede bin civarında delege binden fazla önergeyi değerlendirecekler. Delegelerin gündeminde asgari ücret, TİS politikası, emeklilik, çalışma süreleri gibi sosyal konuların yanı sıra savaş ve barış politikası, aşırı sağ güçlerine sendikada örgütlenmeleri, çevre ve enerji politikası gibi konularda ele alınacak. Kongre gündemi bu kadar dolu olmasına karşın çok sayıda misafir konuşmacının delegelere seslenmesi planlanmış bulunuyor – dolayısıyla yine yüzlerce önerge ele tartışılmadan yeni seçilecek kurullara havale edilecek.

UMUT YAŞAR

Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di için 2023 yılı üye kazanımı açısından bir hayli verimli geçiyor. Postanedeki TİS döneminde olduğu gibi yerel ve federal düzeydeki kamu TİS döneminde Ver.di on binlerce yeni üye kazandı. Sendikanın verdiği bilgiye göre mayıs ayı sonunda 100 bin yeni üye kazanılmıştı. Madalyonun diğer yüzünde ise 30 bin üyenin istifa ederek mayıs ayına kadar sendikaya sırtını çevirdiği bildirildi.

Ticaret işkollarında (perakende satış ve toptancılık) halen devam eden toplu sözleşme sürecinde de sendikanın 10 binden fazla yeni üye kazandığı açıklandı. Sendika yönetiminin beklentisi “yıl sonunda üst düzey 5 haneli bir rakam dolayında yeni üye kazanımı” sağlamak.

Ver.di 2001 yılında kurulduğundan bu yana üye kaybetmemiş olsaydı bugün üye sayısı 2,85 milyon olacaktı. Ne var ki son 22 yıl içinde 950 bin işçi ve emekçi sendikalarına sırtlarını döndüler. Bunların bir kısmı işsiz kaldıkları veya başka işkolunda iş buldukları için sendikadan ayrılmış olabilirler. Ama önemli bir kesimi sendikanın politikasından memnun olmadıkları için üyelikten ayrıldıkları biliniyor.

Tabi Yeni Hayat gazetesi olarak bu tutumu anlasak da doğru bulmuyoruz. Doğru olan sendika içinde kalıp mücadeleyi sürdürmek; sonuçta sınıf mücadelesini her yerde olduğu gibi sendika içinde de sürdürmek zorundayız.

VER.Dİ DİĞER SENDİKALARDAN FARKLI MI?

Değişik politik çevrelerde Ver.di sendikasının “daha solda” durduğu kanısı yaygındır. Ver.di’nin genel kongrelerinde toplumsal olarak gündemde olan neredeyse her türlü konuyla ilgili mutlaka bir kararı vardı. Kuruluş kongresi dahil neredeyse bütün kongrelerinde sürekli binden fazla önerge, karar taslağı ve dayanışma mesajları kararlaştırılır. Yine Ver.di’de “sendikal demokrasinin” iyi işletildiği kanısı da yaygındır. Geride bıraktığımız 18 ay içinde yapılan örgüt konferansları buna örnek gösterilir. Diğer sendikalarla kıyaslama listesine, bu ne kadar gerçeği yansıtıyor bir yana, daha onlarca örnek alınabilir.

Ver.di Yönetim Kurulu, örneğin ne kadar alınan siyasi kararlar doğrultusunda hareket ediyor? Yaşlılıkta yoksulluğa karşı mücadele, yasal emeklilik ve sağlık sigortalarının güçlendirilmesi, asgari ücretin yakın zamanda insanca yaşama yetecek düzeye çıkarılması, göçmen emekçilere seçme ve seçilme hakkı… Bunlar için Ver.de kaç eylem çağrısını yaptı, kendisinin de düzenleyenler arasında olduğu merkezi eylemlerin kitlesel geçmesi için ne yaptı? Sendika içinde mücadeleci bir çizgi için mücadele edenlere nasıl davranılıyor?

Ver.di her dalda sınıfta kaldı” demek kendi başına doğru olmasa da “karnesinin” birçok alanda ortanın çok altında olduğunu söylemek mümkün.

Diğer yanda ise bir sendikanın “iyi” veya “kötü” olduğunu anlamak için bu kadar çetrefilli bir tablo çizmeye gerek yok. Sendikanın iyi veya kötü olduğu pratiğine bakarak anlamak pekâlâ mümkündür. Çok geriye gitmeye gerek yok, son TİS dönemine bakarak bir fikir edinmek mümkün. Yazının girişinde sözü edilen kamu TİS’lerinin sonuçları bu açıdan önemli. Dikkatli okurlarımız hatırlayacaktır, ileri sürülen talep çok netti: 12 aylık bir süre için ücretlerin yüzde 10,5 ama en azından aylık 500 euro artması talep edilmişti. Sendika yönetimi birçok kez hükümetin gündeme getirdiği 3 bin euro düzeyindeki enflasyon telafisini, “bir kerelik ödemeler bir işe yaramaz. Biz reel ücretlerin kalıcı olarak yükselmesini istiyoruz” diye geri çevirmişti.

Sonuç ne oldu? 14 ay sıfır zam, Mart 2024’ten itibaren aylıklara 200 euro + yüzde 5,5 zam (toplamında en azından aylık 340 euro olması gerekiyor) verilecek. Ayrıca “enflasyon telafisi” olarak Haziran 2023’te bin 240 euro, Temmuz 2023 – Şubat 2024 arası “enflasyon telafisinin” kalan bölümü her ay 220 euro olarak ödenecek. Somut olarak bu sonuç, hesap nasıl yapılırsa yapılsın, kamu emekçilerinin ezici çoğunluğunun reel ücretlerinin düşmesi anlamına geliyor. Ver.di’nin postane, kâğıt endüstri ve basım işkolunda imzaladığı sözleşmeler çok daha kötüydü.

Ver.di sendikası imzaladığı sözleşmelerde olduğu gibi birçok sosyal ve politik konuda da diğer sendikalardan özünde farklı değil. Önemli olan Genel Kongrede şu veya bu konuda kararın alınması değil (bu, kararların alınması için verilen mücadelenin önemsiz olduğu, çabanın boşuna olduğu olarak anlaşılmamalı), alınan kararların hayata geçmesi için adımların atılması, mücadelenin örgütlenmesidir.

Örneğin değişik sendikaların genel kongrelerinde “politik grev” kararı alındı. Fakat önemli olan bu kararın alınması değil gerektiğinde uygulanması. Yani sendikanın işçi ve emekçileri ilgilendiren bir konuda, örneğin hükümetin emeklilik reformuna karşı greve çıkması gibi. Bu yapılmadığı süre alınan “politik grev” kararının da pek bir anlamı olmaz.

KALE İÇİ BARIŞ SAĞLANDI

Öncesi bir yana geride bıraktığımız iki yıl içinde sendikaların içinde bulunduğu durumu, hangi siyasi akımın etkisinde oldukları çok belirgin bir şekilde görüldü. 4 Temmuz 2022’de Başbakan Olaf Scholz, “Fiyat artışlarına karşı Uyumlu Eylem Planı” (“Konzertierte Aktion”) çağrısı yaptı.

Özellikle Ver.di Genel Başkanı Frank Werneke, “TİS görüşmeleri başbakanlıkta yapılmaz” dese de görüşmelere iştirak ettiği gibi başbakanlıkta alınan kararları (3 bin euroluk enflasyon telafi primi) uyguladı. Gaz Fiyat Komisyonu’nda (“Gaspreis-Kommission”) yer aldı. Veya IG Metall, IG BCE ve IG BAU’un başını çektiği “Ucuz sanayi enerjisi” kampanyasına tam destek veriyor.

SPD’nin hükümetin başına gelmesiyle birlikte bütün sendika yönetimleri, hükümetin sermaye yanlısı politikalarına destek vermek için özel bir çaba içine girdiler. Genel merkezlerin bu tutumu, sendikaların savaş ve barış politikalarına olumsuz yansıdı ve sendikalar barış eylemlerinde neredeyse hiç görünmediler.

SENDİKALAR BİZİMDİR!

Ver.di’nin (ve diğer sendikaların) durumuyla ilgili bu kısa değerlendirme yazısını kaleme almamızın nedeni neyle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha ortaya koymak ve genel kongreye gidecek mücadeleci delegelerin çalışmalarına katkı sunmaktır. Bu delege arkadaşların yönetim kurulunun bütün alanlara yönelik kongreye sunduğu raporunu kürsüye çıkarak tartışmaları, savaş ve barış olduğu gibi TİS, sosyal, eğitim, eşit haklar, çevre ve diğer politik konulara ilişkin eleştirileri ve önerileri dile getirmeleri son derece önemlidir.

Kongreye seçilen birçok mücadeleci delege, “burada konuşsam ne değişecek ki” diyerek sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Bu tutum doğru değil: Kürsüye çıkıp görüşlerimizi ifade ettiğimizde o ana kadar konuşmaktan çekinen delegeleri cesaretlendireceğim gerçeği bir yana oturum aralarında bizimle yakın düşünen delegelerle daha rahat tanışma fırsatı da elde edeceğimiz gibi bu arkadaşlarla mücadele ağını genişletmenin de fırsatını yakalamış olacağız. Eğer “sendikalar bizimdir” görüşünde samimiysek sendikanın her düzeyindeki çalışmamızda buna göre davranmalıyız.

Close