Written by 13:29 ÇALIŞMA YAŞAMI

Volkswagen’de kötü uzlaşma: Ücret kesintileri, işten çıkarmalar ve belirsiz bir gelecek

HEVAL YILMAZ / HANNOVER

Volkswagen’deki toplu iş sözleşmesi anlaşmazlığında varılan anlaşma, tekel açısından bir başarı olarak değerlendiriliyor. Grubun geleceğinin güvence altına alınmış olduğu şeklinde sunuluyor. Ancak daha yakından bakıldığında görülüyor ki, çalışanlar bu “güvenlik” için yüksek bir bedel ödemek zorunda. Varılan anlaşma daha çok sendikanın teslimiyeti anlamına geliyor. Yük işçilerin sırtında: 35.000 işçinin yaptığı iş ortadan kaldırılacak, ücretler düşürülecek, ikramiyeler yok edilecek ve 2030 sonrası şüpheli beklentiler ciddi soruları gündeme gelecek.

35 BİN İŞYERİ TEHLİKEDE
Anlaşmanın temel önlemi – 2030’a kadar 35.000 işin azaltılması. Sevinilecek bir durum  yok. Bu azalma “toplumsal olarak kabul edilebilir” olacakmış.
Peki bu güvence etkilenenlere ne kadar rahatlık sağlıyor?
Sayıların ardında işçiler var, bu sayılar insanın kaderini, ailelerini ve mali güvenliklerini temsil ediyor. Bu ciddi kesintilerin işyerinin korunması için gerekli bir katkı olduğu söyleniyor. Firmanın rekabet gücünün artırılması nedeniyle yapıldığı söyleniyor.
Şirketin yanlış stratejik kararlarının yükünü menajerler değil bir kez daha işçiler çekiyor. Yok edilen işyerleri üç fabrikanın kapanmasıyla aynı; Hannover yaklaşık 14.200, Osnabrück’te 2.300 ve Kassel’de 17.000 işçi 2030’a kadar işten çıkarılacak.

İŞLETMELER KORUNUYOR- ŞİMDİLİK
IG Metall, işletmelerin korunmasını bir başarı olarak övüyor, ancak bu en iyi ihtimalle kısa vadeli bir kazanım, gerçekte ise bir başarısızlık. Aslında iki yerin kapanacağı kesin: Dresden ve Osnabrück. Bu fabrikalarda üretimin devam etmesi pek olası değil. Buralardaki sorunların uzun vadede çözülebileceğine dair şüpheler var. İşletmeler için “gelecek konseptleri” çoğu zaman bir ertelemeden başka bir şey değil. Sonunda bu fabrikalarda çalışanlar belirsizlik içinde kalıyor, zaten ücret ve ikramiye artışlarından vazgeçmek zorundalar.

SON KULLANMA TARİHİ 2030
2030’a kadar istihdam garantisi ilk başta güven verici görünebilir, ancak sonra ne olacak? Uzun vadeli iş güvencesinin kaldırılması geleceği belirsizlikle dolduran bir boşluk bırakıyor. 2030’dan sonra ne yapılacak?
İşletmelerin veya işlerin elde tutulacağına dair herhangi bir garanti yok. Bu uzlaşma sürdürülebilir bir güvenlik yaratmıyor, aksine onu erteliyor, sorunlar gelecekte ortaya çıkacak.

ÜCRETLERDEN FERAGAT: ACI VERİCİ BİR KATKI
Çalışanların ücret artışlarından vazgeçmesi özellikle kritik önem taşıyor. Mevcut enflasyon oranları ve artan yaşam maliyeti göz önüne alındığında bu ciddi bir reel gelir kaybı anlamına geliyor. İkramiyelerin azaltılması mali yükü daha da ağırlaştırmakta. Bu fedakarlıklar şirketin geleceği için gerekli görülüyor. Çalışanlar neden şirketin geleceği ve hissedarların kârı için sürekli kan dökmek zorunda kalıyor? VW Grubu’nun hissedarlara yaptığı dağıtımlara baktığımızda 2012-2023 yılları arasında toplam 22 milyar euro temettü dağıtıldığını görüyoruz.

SONUÇ ÇÜRÜK BİR UZLAŞMA
Toplu pazarlık anlaşmazlığında anlaşma, kısa vadeli olarak tesis kapanışlarını ve işten çıkarmaları  önledi ancak uzun vadedeki etkileri endişe verici. 35.000 işin ortadan kaldırılması, ücret kaybı, ikramiyelerin kesilmesi…2030 sonrası belirsiz görünüm şunu açıkça gösteriyor bu anlaşma çalışanların çıkarına pek uygun değil.
İşçilere düşüncelerinin sorulmaması bile kabul edilemez. Böyle bir yaklaşım, onların görüş ve çıkarlarının açıkça göz ardı edildiğini gösterir. Çalışanların, yönetimin tek taraflı taleplerine teslim olmaktan başka bir şey ifade etmemesi nedeniyle böyle bir anlaşmaya şiddetle karşı çıkması gerekmekte. Bu anlaşma tehlikeli bir örnek teşkil ediyor: Uzun vadeli istihdam güvenliğinin temelini yok ediyor ve bunun yerine belirsizlik ve istikrarsızlıkla dolu bir geleceğin kapısını açıyor. İşçi hakları mücadelesini çürük bir uzlaşmayla bitirmek sorumsuzluktur.

Çeviren: Semra Çelik

Close