Çocuk ve hasta bakıcıları, temizlik işçileri ve itfaiye emekçileri, otobüs ve tramvay sürücüleri, ormancılar ve devlet doktorları… Binden fazla meslek dalının olduğu kamu alanında federal ve yerel düzeyde 2,5 milyon emekçi TİS görüşmeleri başladı. Görüşmeleri sürdüren Ver.di sendikası, “Boş vaatler değil – reel ücretlerin artmasını istiyoruz” diyor. Kamu patronları, “Bu talepleri karşılamak mümkün değil” derken sendikalar “mücadeleye hazırız” diyorlar.
Serdar Derventli
Federal ve yerel düzeyde 2,5 milyon kamu emekçisini kapsayan ücret toplu sözleşme pazarlıkları Salı günü Potsdam’da başladı. Kamu işkolunda geleneksel olarak üç tarih belirleniyor ve üçüncü turda sözleşmeler bağıtlanıyor.
Bu kez de böyle olur mu – bundan kimse pek emin değil. Son iki yıldır sürekli yükselen enflasyon milyonlarca emekçinin olduğu gibi kamu emekçilerinin de ücretlerinin hızla erimesine yol açtı. Kamu işkolunun önemli bir özelliği düşük ücretle çalışanların yoğunluğu.
Aldıkları ücretin üçte ikisinden fazlası kira ve gıda giderleri için harcayan bu emekçilerin yaşam koşulları özellikle 2022’nin ikinci yarısından itibaren daha da zorlaştı. Normal enflasyon oranı yüzde 10 dolayındayken enerji yüzde 100’den fazla ve gıda harcamaları yüzde 30 dolayında arttı – buda yaşam koşullarının hemen kötüleşmesine neden oluyor.
500 EURO ÇOK ÖNEMLİ!
Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) Genel Başkanı Frank Werneke, görüşme öncesi yaptığı açıklamada yüzde 10,5 ücret zammı talebinin yerden göğe kadar haklı olduğunu söyledi. “Enflasyonun yüzde 10’u geçtiğini dönemler yaşadık. Enflasyon bugün bunun biraz altında olsa da geçtiğimiz dönem yaşadığımız reel ücret kaybı devam ediyor, sadece hızı biraz düştü” dedi.
Sendikanın bu kez yüzde 10,5 ücret zammının yanı sıra “en azından 500 euro” talebiyle masaya oturmasını, “Bu özellikle alt ücret grupları için çok önemli. Kendimizi sadece yüzde artışlarıyla sınırladığımız süre özellikle ücret grupları arasındaki fark sürekli büyüyecek. Yüzde 10,5 ile elde edilen zam 500 euronun altında kaldığı bütün ücret gruplarında aylık ücretlerin 500 euro yükseltilmesini talep ediyoruz” dedi.
KAMU İŞÇİLERİ KAVGAYA HAZIR!
Kamu emekçilerinin mücadeleye hazır olduklarını söyleyen Werneke, “Şahsen 22 yıldır Ver.di’nin yürütmesindeyim ve bugüne kadar böyle bir havaya tanık olmadım. Kamu çalışanlarının TİS hareketine aktif katılma konusunda bugünkü kadar büyük bir kararlılık gösterdiğine hiç şahit olmamıştım. Kamu çalışanları talepleri elde etme konusunda son derece azimliler. Bugün kadar 330 binden fazla kamu çalışanı sendikaya başvurarak taleplerin elde edilmesi için sendikanın yapacağı çağrılara uyacaklarını beyan ettiler – bugüne kadar böyle bir şey yaşanmamıştı” dedi.
Sendikanın ileri sürülen talepleri belirlerken geniş kapsamda anket yaptığını da hatırlatan Werneke, “Üyelerimiz taleplerin belirlenmesinde olduğu gibi elde edilmesinde de aktif rol oynayacaklar. Eğer kamu işverenleri masa başında çözüm için çaba içine girmezlerse çok yaygın uyarı grevleri yapacağız” dedi. Son TİS döneminde özellikle korona salgınında alınan ihtiyati tedbirler nedeniyle sendikanın birçok alanda uyarı grevine çıkamadığını hatırlatan Werneke bu kez grevlerin bütün kamu alanlarını kapsayacağını sözlerine ekledi.
Ver.di ile birlikte pazarlık masasına oturan Alman Memurlar Birliği (DBB) Başkanı Ulrich Silberbach’da Berlin’de yaptığı açıklamada, “Kamu çalışanları fazla zaman kaybedilmeden harekete geçilmesini istiyor. Biz de bu doğrultuda hareket edeceğiz” dedi.
“ANLIYORUZ AMA KARŞILANABİLİR DEĞİL”
Yerel Kamu İşverenleri Birliği (VKA) Başkanı ve Gelsenkirchen Belediye Başkanı Karin Welge (SPD), kendilerine sunulan talepleri “Mevcut yüksek enflasyon karşısında işçilerin endişelerini anlıyoruz, ancak belediye işverenleri de son derece zor bir durumda. Anlıyoruz ama talepler basitçe karşılanabilir değil” dedi.
Federal kamu işverenleri adına müzakereleri yürüten Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD), görüşme öncesi yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Federal ve yerel düzeyde kamu hizmetinde çalışanlar, toplumumuz için vazgeçilmez olan değerli işler yapmaktadır. Devletimizin özellikle kriz zamanlarında hareket kabiliyetini korumasını güvenceye alırlar. Enflasyonun yanı sıra mevcut krizlerin etkileri de çalışanları etkilemektedir. Haklı olarak işverenlerinden ve sendikalarından mevcut zorluklara uygun ücret politikası yapmalarını ve yanıtlar bulmalarını beklemektedirler. Ancak sendikaların talepleri yüksek ve özellikle belediyeler dar bütçe durumuyla karşı karşıyalar” dedi.
SİLAHA 100 MİLYAR AZ – EMEKÇİYE 20 MİLYAR ÇOK!
2022 mart ayında silahlanma için 100 milyar euro hacminde özel bir fon kuran hükümet, daha bu para harcanmadan “fon yetersiz, 200 milyar euro daha gerekli” açıklamasını yaptı. Yıllardır reel ücretleri düşen kamu emekçilerinin talebine ise aynı hükümet, “anlıyoruz ama karşılanabilir değil” diyor.
Hükümet uzmanlarının yaptıkları hesaplara göre sözleşmeli kamu emekçilerinin talepleri olduğu gibi kabul edilirse federal ve yerel düzeyde maliyeti şu kadar olacak: Yerel düzeyde 15,4 milyar euro, federal düzeyde ise 1,4 milyar euro. Eğer hükümet daha sonra elde edilen bu sonucu memur statüsündeki çalışanlara da yansıtırsa bunun maliyeti ise 4,7 milyar euro olacak. Yani toplamda 21,5 milyar euro.
Hükümet uzmanlarının söylemediği bir nokta ise şu: Sözleşmeli kamu emekçilerine ödenecek 16,8 milyar euronun üçte biri, yani 5,6 milyar eurosu devlet kasalarına “ücret vergisi” ve “sosyal aidatlar” olarak geri döneceği gerçeği.
Silahlar için 300 milyar euro harcandığında bu para karşılı alınan tank ve tüfekler ya durdukları yerde paslanacaklar ya da yüzbinlerce, milyonlarca insanın katli için kullanılacaklar. Şu veya bu şekilde topluma sadece zarar verecekler!
İkinci tur görüşmeler 22/23 Şubat, Üçüncü tur görüşmeler 27/28/29 Mart
