Written by 13:45 KÜLTÜR

Zülfü Livaneli Stuttgart’ta okurlarıyla buluştu

Ali Çarman / Stuttgart

Edebiyat dünyasında zaman zaman çok güzel etkinlikler, çalışmalar yapılmakta. Bunlardan bir örnek, Türk-Alman Forum’un davetlisi olarak Stuttgart’ta okurlarıyla buluşan Zülfü Livaneli etkinliği oldu.

Toplumsal konulara duyarlılığıyla tanınan Livaneli‘nin BALIKÇI ve OĞLU kitabını temel alınarak gerçekleşen söyleşi iki dilde gerçekleşti. Yüzlerce kişinin büyük ilgiyle kulak verdiği toplantı oldukça güzel geçti. Livaneli’nin yıllardır büyük bir sabır, inanç ve umutla sürdürmüş olduğu çabası berrak ürünler vermeye devam ediyor.

Hospitalhof Eğitim Merkezi salonunda alkışlar eşliğinde başlayan etkinliğin moderatörlüğünü ve çevirmenliğini Profesör Dr. Şebnem Bahadır (Graz Üniversitesi) yaptı. Türk-Alman Forumu adına yapılan konuşmada ülkemizi derinden sarsan, acılara boğan Maraş-Pazarcık, Adıyaman, Malatya, Antep ve Hatay depremi bir kez daha hatırlatılarak dayanışma çalışmalarının devam etmesine dikkat çekildi.

Federal Kültür Bakanı Claudia Roth’un bir Zülfü Livaneli için yapmış olduğu bir konuşmasında alıntı yapılarak „Zülfü ülkesinin en önemli seslerinden biri olan evrensel bir Türk dehasıdır. O bir edebiyat adamı, şair ve müzisyen aynı zamanda. Müziğe şiir, kitaplarına çok renkli tonlar ve sesler katıyor. Zarif bir kolaylıkla, örneğin Hannibal’den Hemingway’e büyük kavisler yaratıyor. Son kitabının Almanca’ya çevrilmiş olması büyük bir mutluluk“ dedi.

“Ortodoks bir çevirmen değilim, kalbimden geldiği şekilde sizlere aktarıyorum” diyen Şebnem Bahadır, Balıkçı ve Oğlu kitabında kısa bölümler okuyarak sözü uzatmadan Livaneli’ye verdi.

Derin düşüncelere dalmanın yanı sıra kahkahaların ve alkışların eksilmediği söyleşide Zülfü Livaneli özlü bir şekilde kendisini anlattı. ‘‘Ankara’da görev yapan bir savcı çocuğu olmanın zorluklarına değinerek o yaşlarda kendini okumaya kaptırdığını söyledi. Adeta, kitap okuya okuya delirdim!

Odamın duvarlarını tanınmış edebiyatçıların fotoğraflarıyla (Ernst Hemingway) süslemiştim. Çanlar Kimin Çalıyor kitabını radyo tiyatrosu için uyarladım. Edebiyat ve Hemingway tutkusu böyle başladı. Ülkemin içinde bulunduğu durum ve politik nedenlerden dolayı 1973 de önce Almanya sonra İsveç’e geçtim. Bugün Heredot’un memleketi Bodrum’da yaşıyorum.. Biraz denize açılırsanız adalar var. Karşıya gidip gelmelerle tanıklık ettiğim kimi olaylar vardır ki insanın unutması mümkün değil. Terkedilmiş kırmızı can yelekleri gördüm. Bu, bazı insanların can pahasına karşıya geçmesi demekti. Kendim görmedim ama bazen de insanlar denizin sularında ölüyor. Balıkçı ve Oğlu’nu göç trajedileri ile birleştirdim. Yunan trajedisi de denebilinir.

Sosyal sorunlar, politik sorunlar bitmek bilmiyor. Ama ben sosyolojik-politik kitaplar yazmıyorum. Ancak, kitaba can veren karakterler böyle bir dünyada yaşıyor. İnsanları anlatıyorum. İnsanlarda uzayda ve boşlukta yaşamıyorlar. Dolayısıyla böyle konuları da işlemiş oluyorum.‘‘

Katılımcılar arasında sayısı küçümsenmeyecek kadar Alman okurda vardı. İki saatten fazla süren toplantıda söz bu kez dinleyicilere verildi. Almanya’da doğup büyümüş olan yeni kuşaktan iki dilden sorular geldi.

Kitaplarınız tiyatro veya film için düşünülüyor mu, yapay zeka, nasıl yazıyorsunuz, okuma üzerine ve Kadınların sorunları, Almanya ve Türkiye’deki göçmenlerin yaşamı nasıl diye sorulan soruya Livaneli uzunca bir cevap verdi.‘‘ Ülkemiz ile Almanya bir çok konuda kıyaslanmaz. Bizde 10 milyon göçmen var. Gelenler arasında insanlık için tehlike taşıyanların olduğu biliniyor. Ufak tefek olaylara rağmen ciddi sorunlar yaşanmadı. Umarız yaşanmaz da.

Afganistan, Irak ve Suriye’ye kim demokrasi adı altında savaş götürdü. Biraz da buralara bakılmalı. Göçmen sorunlarını kışkırtarak ırkçılık güçlendiriliyor. Halbuki toplumların birbirini tanımaya ve yakınlaşmaya ihtiyacı var. Genellemelerden kaçınmak gerekir.‘‘

Zülfü Livaneli söyleşinin sonlarına doğru; “Yapay zeka insanların yerini alamaz. Bizim sadece insanların mükemmelliğine değil hatalarına da ihtiyacımız var. Aynı tartışmalar müzikte yaşandı. Müzik o kadar mekanikleşti ki, onun için hala konserlere gidiyoruz. Roman bir mimamari işi. Sıkı, disiplinli bir çalışmayı gerektirir. Buraya severek geliyorum. Gerek organizasyonda emeği geçen arkadaşlar gerekse de sizler çok iyi karşılıyorsunuz. Gelecek güzel günler için umutlu olmaya devam edeceğiz” dedi.

Dinleyiciler söyleşinin sonunda, Zülfü Livaneli’ye kitaplarını imzalatmak için uzun kuyruklar oluşturdular.

Close