Written by 11:30 HABERLER

Barışa gönül veren bir insan

ALİ ÇARMAN

Baskı ve haksızlıklara karşı mücadele denilince her şehirde gecesini gündüzüne katan, yaşamıyla ve toplumsal sorunlar karşısındaki tutumuyla öne çıkan insanlar vardır. Onlar nereye gitseler beraberlerinde coşku ve mücadeleyi taşırlar. Havanın değişmesine ön ayak olurlar. Toplumda belli bir saygınlık kazanmış ve herkesin gıpta ile baktığı böylesi kişilerin sayısı az da olsa çevremizde görmek mümkün. İşte bunlardan birisi geçtiğimiz günlerde hiç beklenmedik bir şekilde aramızda ayrılan Henning Zierock’tur.

ÖRGÜT GİBİ ÇALIŞAN BİR KİŞİ

11 Ağustos 1951 doğumlu Henning Zierock, lise yıllarını Tübingen’de geçirir. Daha sonraları; teolojiden müzik öğretmenliğine kadar okuyarak sürekli kendini geliştirme ve yenileme, insanlığa hizmet etme konusunda durmak bilmeyen bir tutum içinde olur.

Müzik öğretmenliği yaptığı yıllarda Mikis Theodorakis ile tanışmasının ardından ‘Theodorakis Korosu’nu kurar. Koro çalışmasına katılanların sayısı her geçen gün artar. Ve tanınmış bir koro olarak sayısız etkinliklere katılarak farklı dillerde; Almanca, Yunanca, Türkçe şarkılar okur. Böyle bir süreçte Tübingen’de ‘‘Kultur des Friedens- Kültür ve Barış‘‘ derneğini 1988 Mayıs’ında bin kişinin katıldığı bir etkinlikle ilan eder.

Derneğin amacı bir cümle ile ifade edilecek olursa, barış kültürü; savaşın, açlığın, nefretin, sömürünün, doğanın yıkımının egemen olduğu bir dünyaya bir alternatif demektir. Yunan müziğinin ünlü ismi ve faşizme karşı direnişin sembolü olan Mikis Thedorakis ile başlayan derin dostluğu ve derneğin kuruluşu Henning’in yaşamında bir dönüm noktasıdır. O artık dur durak bilmeden, sırtında gitarıyla eylemden eyleme koşan ve tüm varlığıyla barış için mücadele eden bir savaşçı olmuştur.

Irkçılığa karşı mücadelesi ve barış davasının kazanacağına olan inancı ve çalışmaları onu bu kez tanınmış bir başka müzisyen Konstantin Wecker ile buluşturur. Ve dostlukları güçlenerek devam eder.

Theodorakis Korosu kuruluşundan itibaren sendikaların ve demokratik örgütlerin etkinliklerinde sahne alır ve beğeniyle dinlenir. Stuttgart DİDF’in bir çok etkinliğinde de ücret talep etmeden gönüllü olarak destek amacıyla yer aldılar.

Henning Zierock, ABD ve Nato’nun sayısız savaş operasyonlarının koordine edildiği ve Stuttgart’ta bulunan komuta merkezi EUCOM/AFRİCOM önünde defalarca miting, yürüyüş ve insan zinciri eylemleri örgütledi.

Faşizme karşı zafer günü olan her 8 Mayıs’ta, dünya barış gününde, ırkçılığa karşı eylemlerde sırtında gitarı elinde taşımada zorlandığı mikrofonu ile yetmiş yaşında enternasyonalist bir militandı.

Yakın zamanda, Kolombiyalı emekçilerin mücadelesiyle dayanışmak için yapmış olduğumuz eyleme koşanların başında Henning geldi.

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlatmış olduğu savaşa tereddütsüz ‘hayır’ dedi. Silahlanmaya, savaşa ve faşizme karşı ‘‘Bir daha asla savaş- Bir daha asla faşizm‘‘ çağrısıyla eylem örgütledi.

SAVAŞ DEĞİL BARIŞ KAZANMALI

Henning 70 yaşındaydı. Zorlu bir kalp ameliyatı sonrası 11 Mayıs’ta bedenen aramızdan ayrıldı. Ne kendisi, ne yakınları ne de dostları ama hiç kimse böyle bir gitmeyi beklemiyordu. İyileştikten sonrasına ilişkin neler yapacağına ilişkin birçok planı vardı. Ve bu planlarını herkesle paylaşmıştı.

Tübingen bugün yas içindeydi. Şehir merkezinde bulunan Stiftskirche kilisesinde yapılan törene yüzlerce kişi katıldı. Onlarca insan da dışarıda kaldı. Bu kilise daha önceleri Henning ve arkadaşlarının sayısızca kere önündeki alanda eylem yapmış olduğu bir kilise idi.

Tören için gelenlere dağıtılan küçük tanıtım kartına Nazım Hikmet’in “Kardeşlerim bakmayın sarı saçlı olduğuma ben Asyalıyım bakmayın mavi gözlü olduğuma ben Afrikalıyım” dizeleri not düşülmüştü. Stuttgart ve Tübingen’nin mücadeleci insanları, barış davası savunucuları oradaydı. Grup sohbetlerinin tümünde kimse inanmak istemiyor ve ‘yapacak çok işi vardı’ diye sözler ediliyordu. İnsan yaşamının bundan derin anlamı olamaz.

Almanca, Yunanca ve Türkçe dillerinde barış ve özgürlük şarkıları okunarak sırasıyla konuşmalar yapıldı. Büyük bir sessizlik ve hüzün içinde devam eden kilisedeki program iki saat sürdü. Törenin sona ermesiyle birlikte Tübingen şehir mezarlığına çağrı yapıldı.

Yorulmak bilmeyen savaşçı ve yüreği insan sevgisiyle bezenmiş Hennig, Stadtfriedhof’da şarkılar eşliğinde toprak ananın kollarına teslim edildi.

Savaşlar, insanlık tarihinde kaçınılmaz bir kader değil, sömürücü egemen sınıfların hegemonya alanlarını çoğaltma isteğinin sonuçlarıdır. Savaşa karşı mücadelenin henüz savaş başlamadan verilmesi gerektiği düşüncesiyle sürekli savaşım veren Henning Zierock, bu gerçekliğin bilincinde sorumluluk duygusuyla hareket etmeyi kendine felsefe edindi. O, ‘uluslararası dayanışmayı güçlendirmek gerek’ diyerek insanlığın yaşam hakkı için hareket etti. Dünyanın bir başka ucunda hiç tanımadığı insanların haklı davalarına gitarı-sözü ve eylemiyle destek olan Henning barış mücadelesinde yaşamaya devam ediyor.

Bugün dünyanın bir çok yerinde yükselen barış sesleri ve 70 yaşında kaybettiğimiz Henning Zirock’un örnek yaşamı bizlere barış davasının kazanacağının ip uçların vermekte. Emperyalist saldırganlığın hız kaybetmeden devam ettiği günümüz dünyasında bugünden yarına uzatılmış bir köprü olan barış hareketinin motoru durumunda olanların anılarına saygıyla…

Close