Written by 09:00 AVRUPA

Boru hatlarına sabotajı kim yaptı?

YÜCEL ÖZDEMİR

Dünya basını son bir kaç gündür, Almanya ile Rusya arasında doğrudan doğal gaz sağlayan, 1200 km uzunluğundaki Kuzey Akımı 1 ve 2 boru hatlarına yönelik 26 Eylül’de dört ayrı noktada yapılan sabotajın arkasında Ukrayna bağlantılı bir grubun olduğu tartışıyor.

Rusya’nın bütün girişimlerine rağmen Batılı ülkeler sabotajı araştırmak için ortak ve bağımsız bir araştırma komisyonun kurulmasına yanaşmamıştı. BM Güvenlik Konseyinde de öneri reddedilmişti. Sabotajın arkasında bir devletin olduğuna dair ciddi iddialar olmakla birlikte, sabotaj konusunda soruşturma başlatan Alman Başsavcılığı bazı delillere ulaşmış görünüyor. En azından basına yapılan “sızıntılar” bu yönde.

ARD televizyonu ve Zeit gazetesinin ilk olarak yayınladığı haberde, soruşturmayı yürüten savcılık yetkilileri Ukrayna yanlısı bir grubun geçen yıl Kuzey Akım boru hatlarına sabotaj düzenlediğini gösteren kanıtlara ulaştı. Haberde, beş erkek, bir kadından oluşan grup, Eylül 2022’de Almanya’nın Rostock kentinde sahte pasaportlarla kiraladıkları yata yükledikleri patlayıcılarla Kuzey Akımı boru hatlarına sabotaj düzenledi. Yatın kamarasında patlayıcı izlerine rastlandığı belirtiliyor.

Alman basınında sabotaja dair ayrıntılı bilgilerin yayınlandığı gün, New York Times gazetesi de ABD hükümetine dayandırarak sabotajın Ukrayna yanlısı bir grup tarafından yapıldığını yazdı. Ancak Alman basını kadar ayrıntıları paylaşmadı.

Her iki ülkenin basınında aynı anda paralel bilgilerin yayınlanması elbette tesadüf değil. Tersine yönlendirmeye amaçlı bilinçli bir bilgi sızdırmadan söz edilebilir.

Asıl bilgi kaynağı ve “sızma” merkezinin Alman Federal Başsavcılığı olduğu anlaşılıyor. Alman gazetelerinin sorularına “soruşturmanın devam ettiği” gerekçesiyle resmi bilgi vermeyen savcılık, el altından Alman istihbaratının sabotajla ilgili çok şey bildiğini göstermiş oldu.

Bütün bu bilgilerin ortaya çıkmasının arifesinde Başbakan Olaf Scholz’un geçtiğimiz cuma günü alelacele Beyaz Saray’a gitmesi acaba bir tesadüf mü yoksa bu bilgilerle bağlantılı mı?

Daha önce gündemde olmayan, sessiz sedasız, adeta “gizli bir şekilde” yapılan ziyaretin ardından Scholz ve Biden’in ortak basın toplantısı düzenlememesi de dikkat çekmişti. Şimdi anlaşılan o ki, ziyaretin maksadı siyasi değil teknik konular olduğu için basın toplantısına da gerek duyulmamış.

Scholz’un koltuğunun altında Biden’e sunduğu dosyada muhtemelen Alman basınında sabotajla ilgili yer alandan daha fazla bilgi ve belge mevcut. Bunlar arasında kullanılan patlayıcıların hangi ülke malı olduğu, ekipte yer alanların gerçek isimleri gibi önemli bilgiler de olabilir.

Alman ve ABD basını tarafından sabotajın “Polonya’dan gelen Ukrayna yanlısı altı kişilik bir uzman ekip tarafından yapıldığına dair” ortak yayın, asıl olarak, sabotajın arkasındaki devlet ya da devletlerin rolünü gizleme konusunda bir uzlaşmanın sağlandığı anlamına geliyor.

Bir devletin elemanı olan iyi eğitilmiş “uzmanların”, “iki dalgıç, iki dalgıç yardımcısı, bir kaptan ve bir sağlık görevlisinden oluştuğu” gibi ayrıntılı bilgelere sahip Alman istihbaratının gerçek kimlikleri öğrenmesi zor değil.

Şimdi asıl soru şu: “Almanya, ABD’nin sabotajdaki sorumluluğunu gizlemenin karşılığında hangi tavizleri kopardı?”

ABD’nin yıllardır Kuzey Akım hatlarına karşı çıktığı biliniyor. ABD Başkanı Joe Biden, daha Ukrayna savaşı başlamadan, 7 Şubat’ta yaptığı ve halen internet ortamında bulunan konuşmasında açık olarak, “Kuzey Akım 2 artık olmayacak. Buna bir son vereceğiz. (…) Bunu yapabileceğimize dair size söz veriyorum” demişti. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland da ocak ayında “Eğer Rusya Ukrayna’ya saldırırsa, o zaman Kuzey Akımı 2 diye bir şey olmayacak” açıklaması yapmıştı. Biden, patlamadan sonra ise “önceden planlanmış bir sabotaj” tespitinde bulunmuştu.

İlk patlamadan hemen sonra Polonya eski Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski’nin Twitter hesabından “Thank you USA” (Teşekkürler ABD) yazınını sızıntı fotoğrafıyla birlikte paylaşmıştı. Polonya hükümetinin tepkisi üzerine paylaşımı silen Sikorski’nin bilgiyi nereden aldığı, neden bu paylaşımı yaptığı ise halen açığa kavuşmuş değil.

Yeni bilgilerin yayınlanmasından önce ABD’li araştırmacı gazeteci Seymour Hersh’in makalesi de geniş tartışmalara yol açmıştı. İlk olarak 8 Şubat’ta online platformu Substack’ta yayınlanan yazıda Hersh, Kuzey Akımı hatlarına yönelik sabotajın asıl olarak sonbahar 2021’de Washington’da planlandığını ileri sürmüştü. Bunu da planlama grubu içinde yer alan bir kişiye dayandırmıştı. Kişinin kendisi ortaya çıkıp konuşmadığı ve planlamaya dair belgeler olmadığı için Hersh’in bu iddiası, ciddiye akınmamış ve tecrübeli gazetecinin “kariyerinin hatasını yaptığı” ileri sürülmüştü. Ortada deliller olmadığı için Hersh’in tezini ciddiye almayan gazeteler, üç gündür adını yazmadıkları “hükümete yakın kaynaklara” dayandırarak sabotajın Ukrayna yanlısı bir grup tarafından yapıldığını rahatlıkla yazabiliyorlar.

Ortaya çıkan bilgiler, ABD’nin sabotajlarla bir şekilde bağlantısının olduğunu gösteriyor. Sabotajın kendiniz bilmez üç-beş uzmanın işinin olmadığı ortada. Bakalım Almanya, gerçek sabotajcıları daha ne zamana kadar gizleyecek.

Close