Arnold SCHÖLZEL / Junge Welt
Dünya çapındaki ve özellikle Federal Cumhuriyet’teki (Almanya) süper zenginler için yine güzel bir yıldı. Boston Consulting Group tarafından çarşamba günü yayınlanan araştırma, son birkaç yılın yüksek kurumsal kârları, enflasyon ve reel ücret kayıplarının gösterdiğini doğruluyor: Multi-milyarderlerin varlıkları orantısız bir şekilde artıyor. Para yığını büyüdükçe, daha fazlası kâr olarak eklendi. Hatta kamu basınında bile zaman zaman Almanya’daki toplumsal eşitsizliğin AB ortalamasının çok üstünde ve dünya sıralamasında üst sıralarda yer aldığı bildiriliyor. Bu güçlü bir kapitalizme yakışır. Kapitalizmin amacı budur. Başbakanın geçtiğimiz günlerde Hür Demokrat Parti FDP’nin coşkusuyla Federal Mecliste “işleyen bir kapitalizm” dilemesi, Başbakan Olaf Scholz ve koalisyonunun servetin aşağıdan yukarıya doğru yeniden dağıtım hızının hâlâ yetersiz olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Üst katlara henüz yeterince ulaşılmadı.
Sosyal Demokrat Parti SPD ve Birlik 90/Yeşiller bunu değiştirmeye özellikle istekli. Yaklaşık 20 yıl önce “Ajanda 2010” ile yoksulluğu yasayla yaratan ilk Alman programını oluşturdular. Bu, Hristiyan Birlik partileri CDU/CSU’nun o zamana kadar bu biçimde yapmaya cesaret edemediği bir şeydi; buna ek olarak 1999’daki Yugoslavya’da 2001’de Afganistan’daki saldırı savaşları da. Tüm Hristiyan Demokrat Birlik CDU şansölyeleri, emeklilik sigortasından kaçma veya borsa kumarhanesinde zar atmak için sigortayı serbest bırakma konusunda da ihtiyatlı davrandılar. Hatta Schröder (SPD)/Fischer (Birlik 90 Yeşiller) hükümeti bile emekli maaşlarının çalınması konusunda tereddütlüydü ve örneğin başarısız Riester emekli maaşını yarattı. Mevcut koalisyon, FDP’nin baskısı altında en azından bir miktar hisse senedi emekliliği için baskı yaptı. Vatandaşların parasının kazınması ve temel çocuk güvencesinin gömülmesi…
Bu, örneğin toplam 230 milyar ABD doları likit varlığa sahip olan en zengin on Alman’ın (tüm Alman vatandaşlarının yarısının elindekinden çok daha fazlasına sahip) muhtemelen eğleneceği gülünç miktardaki paralarla ilgilidir. Ancak federal bütçedeki en büyük pay emeklilik sigortası sübvansiyonu ve sınıf çıkarları bu konuda farklılık göstermekte. Çarşamba günü merkez bankası Bundesbank Başkanı Joachim Nagel, emekli maaşlarının kesilmesini gerektiren nüfusun yaşlanmış olmasıyla ilgili ezberi bir kez daha okudu. Bu en az 40 yıldır sürüyor, gerçeklik tarafından sayısız kez yalanlanıyor, ancak egemen sınıfın tüm aydınlarının en sevdiği yalan olmaya devam ediyor. Şimdi bir konu daha var: Zenginlerin daha fazla zengin olmasının yanı sıra daha fazla savaş topu da üretilmesi gerekiyor. Urallardaki korkunç düşmanlar bir kez daha Almanların elinden her şeyi almak istiyor ve kendilerini zaten Oder nehrinin yanındaymış gibi hissediyorlar. Yardımcı olabilecek tek bir şey var: Silah şirketlerinde, mülksüz ayaktakımının zihninde savaşma yeteneğini yaratmak ve sonunda aşırı derecede yüksek emekli maaşlarına sahip olmak. Merkez bankası başkanı Nagel, Berlin’deki bakanlar kurulunun görevi üstlenmesi talimatını verdi.
Çeviren: Semra Çelik