Written by 15:55 POLITIKA

Haklarımızı lütuf diye sunuyorlar

AKP ve UETD, Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenlilerin en temel haklarını, genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde “lütuf” diye sonuyor. Bu nedenle Avrupa’daki seçmenlerin Erdoğan’a “vefa borcu”ndan söz ediliyor. Türkiye kökenli göçmenlerin çıkarı tek adam rejimi değil, demokratik bir Türkiye ve Avrupa halklarıyla bir arada yaşamasından geçiyor.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Alman Dernekler Yasası‘na göre kurulmuş, genel merkezi Köln‘de bulunan bir örgüt. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) Avrupa’daki uzantısı durumundaki dernek 20 Mayıs günü Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna‘da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla genel kongeresini yaptı. 2004’te Erdoğan ve dönemin Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in katıldığı bir törenle kurulduğunda, “her iki ülke arasında köprü olma”, “Türklerin entegresyon sürecine destek” gibi misyonlar yüklenmesine rağmen, gelinen aşamada AKP’nin yurtdışı şubesi olduğu artık açık ve net olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle “sivil toplum örgütü” gibi iddialar tamamen gerçek dışıdır.

Özellikle seçim dönemlerinde AKP ile bağını bariz şekilde hissettiren bu örgütün, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin sorunları konusunda bir çözümü olmadığı gibi, onları bulundukları ülkenin gündeminden kopararak, sürekli “tek adama” bağlamanın politikasını yapıyor. “Kendisi Avrupa’da, ruhu Türkiye’de” tanımlaması en çok da bu örgüt ve onunla aynı eksende faaliyet yürüten örgütlere yakışıyor. Bu nedenle tek varlık nedeni AKP ve Erdoğan’ın iktidarda kalması olan bu örgütlenmenin, Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin asıl sorunlarıyla bir ilginin olmadığı açıktır.

Saraybosna’daki genel kuruldaki söylemler ve mesajlar da bunun açık ifadesi. Asıl olarak Erdoğan’ın Avrupa’daki Türkiye kökenlilerle buluşarak mesaj vermesi için çaba harcayan örgütten bu nedenle Avrupa ülkelerinde yaşayan göçmenlerin yaşadığı ekonomik, sosyal sorunlara eğilmesini beklemek yanılgı olur. Sürekli öne çıkardıkları ırkçılık ve ‘İslamofobia’ konularını ise Türkiye kökenlileri birarada yaşadıkları halklardan koparacak bir propagandaya dönüştürerek, “Türkün Türkten başka dostu yoktur” anlayışıyla milliyetçiliği körüklüyorlar.

VEFA BORCU MU HAK MI?

Genel kurulu öncesinde Yeni Şafak gazetesine uzun bir makale kaleme alan UETD Genel Başkan Yardımcısı Asiye Bilgin, “Yurt dışında yaşayan Türklerin Sayın Cumhurbaşkanı’mıza bir vefa borcu var. Altı buçuk milyon vatandaşımızdan üç milyonu seçmen. Yurt dışında yaşayan Türkler önlerine konulan sandıkları cumhurbaşkanlarına olan vefa borcunu ödemek için bir fırsat olarak görüyorlar” diyor. Devletin vatandaşına yapması gerekenleri “iyilik” ya da “lütuf” olarak gören bu anlayış, doğal olarak insanları etkilemek için popülist tarzda öne çıkarılıyor. Bugün AKP’nin yurtdışındaki vatandaşların konsolosluk hizmetlerini kolaylaştırdığı, dövizle askerliği bin Euro’ya düşürdüğü doğrudur. Ancak bunları bir “lütuf” olarak sunmak, sonra da bunun üzerinden oy devşirmek doğru bir yaklaşım değildir. Bugün bin Euro’ya düşürülen dövizle askerleğin yine AKP tarafından 10 bin Euro’ya çıkarıldığı nasıl unutulabilir ki… Önce 10 bin Euro’ya çıkarıp sonra da bunu bin Euro’ya düşürerek bunu “iyilik” gibi sunmak kabul edilebicek bir durum değildir. Benzer durum, zaten düzgün ve ucuz olması gereken konsolosluk hizmetleri, boşanma kararlarının olduğu gibi tanınması gibi uygulamalar için de geçerlidir.

SEÇİM KAMPANYASI HERKESE SERBEST, AKP’YE YASAK MI?

AKP çevreleri ve UETD’nin seçim sürecinde yaptığı bir diğer çarpıtma da seçim kampanyasıyla ilgilidir. Söz konusu yazıda cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde Avrupa’da seçim kampanyası yürütmenin bütün partilere serbest, AKP’ye yasak olduğu konusudur. Asiye Bilgin de yazısında uzun uzun bu konuya işleyerek, “mağdur edebiyatı” yapıyor. Herşeyden önce belirtmek gerekiyor ki, seçim yasağı, hükümet üyeleri için geçerli. Almanya’da seçim toplantısı yapmak isteyen hükümet üyelerinin üç ay öncede bildirimde bulunması şartı konuldu. Bunun nedeni elbette daha önce Almanya’nın Nazilikle suçlanması ve Erdoğan tarafından nefretin körüklenmesinden başka bir şey değil. Ancak, AKP’li ve UETD’li politikacılar bugün Almanya’nın pek çok kentinde seçim toplantıları ve kampanyaları yapmaya devam ediyorlar. Keza, AKP’nin Yurtdışı Seçim Koordisayonu’nun merkezi Köln’de ve başkanlığını da AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu yapıyor. Pek çok yerde de seçim toplantıları düzenliyor. Bilgin’in yazısında adını saydığı ve Avrupa’da seçim kampanyası yürüttüğünü söylediği HDP’li milletvekilleri ve siyasetçilerin çoğunun ise Avrupa’ya iltica etmek zorunda kaldığını, milletvekilliğinin düşürüldüğünü görmezden geliyor. Keşke, bu kadar siyasetçinin milletvekilliği AKP tarafından düşürülmeseydi ve onlar da Avrupa’ya iltica etmek zorunda kalmasalardı, vekili oldukları kentlerde seçim kampanyası yürütselerdi. Avrupa’dan başka bir yerde seçim kampanyası yürütme imkan olmayan siyasetcilerin bulundukları ülkelerde toplantılara katılmasını da artık çok görmemek, normal karşılamak gerekiyor.

ERDOĞAN YİNE OY PEŞİNDE!

Bütün bunlara rağmen AKP, devlet imkanlarını da sonuna kadar Avrupa ülkelerinde yaşayan seçmenlerden oy almak için seferber olmuş durumda. Yaklaşık 3 milyon oydan 1 milyonunu almayı hedefliyor. Referandumda 825 bin ol almıştı.

Avrupa’dan alınacak oylar cumhurbaşkanlığı seçimleri için önemli. Bunun farkında olan Erdoğan, Saraybosna’ya “müjdelerle” geldi. Türkiye kökenlilere bulundukları ülkelerin vatandaşlığını almaya çağrıdan Erdoğan, bunu eşit haklara sahip olmak için değil “siyasi baskı” için kullanılmasını istedi. Avrupa’da doğup büyüyen Türkiyeli çocuklara daha fazla Türkçe öğretmek için imkanların seferber edileceğinin “müjdesini” veren Erdoğan, Türkiye’deki üniversite kontenjanını da iki katına çıkaracaklarının sözünü verdi. Bu da gençler arasında Türkiye ile bağların daha fazla güçlendirileceği anlamına geliyor. Saraybosna’da vatandaşa bol bol siyasi görev veren Erdoğan’ın vaat olarak ise dişe dokunur bir şey söylememesi dikkat çekti.

Erdoğan’ın yurtdışı oylarındaki ısrarı aynı zamanda ona karşı yarışanlar için de yurtdışının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenlilerin çıkarı ise asıl olarak demokratik bir Türkiye’den geçiyor. Seçimlerde Türkiye’deki emek, demokrasi ve barış cephesine verilecek güçlü bir destek, sadece Türkiye’deki emekçilerin değil, aynı zamanda yurtdışında yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin yaşamını da kolaylaştıracaktır. (YH)

(UETD, kongrede adını Uluslararası Demokratlar Birliği -UİD olarak değiştirdi. Genel Başkanlığına Bülent Bilgi seçildi.)

Close