Written by 23:00 ÇALIŞMA YAŞAMI

IG Metall’de neler oluyor?

YORUM/SERDAR DERVENTLİ

Almanya’da şuan devam eden TİS görüşmelerinde iki sendika çalışma sürelerinin kısaltılmasını talep ediyor. Bunlar biri 2,3 milyon üyeli IG Metall sendikası diğeri ise 40 bin üyeli GDL. IG Metall, çelik işkolunda 32 saatlik ve dört günlük çalışma haftası talep ederken GDL 35 saatlik ve beş günlük çalışma haftası talep ediyor.

Her iki sendika da çalışma sürelerini kısaltarak işçilerin yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirmeyi hedefliyor.

GDL, DB AG’nin yıl sonuna kadar grev yapmama şartı getirme girişimine 20 saatlik uyarı grevi ile yanıt verdiği gibi, demiryolu tekelinin “çalışma sürelerini müzakere etmeyeceğiz” tutumuna süresiz grev için grev oylamasıyla yanıt verdi.

Buraya kadar her şey yolunda gibi görünüyor. Fakat durum öyle değil. IG Metall’in yeni seçilen Genel Başkanı Christiane Benner, 26 Kasım günü “Bild am Sonntag” gazetesiyle yaptığı bir söyleşide, “bir işyeri – bir sendika” (“ein Betrieb – eine Gewerkschaft”) ilkesinden hareket ettiğini belirtip, demiryolları tekelinde birden fazla sendikanın faaliyet göstermesini doğru bulmadığını söyledi. DGB’ye bağlı EVG’nin “çok başarılı” bir sendika olduğunu söyleyen Benner, GDL’i ise “çok şamata yapan küçük bir sendika” olarak değerlendirdi ve “küçük bir grubu savunan ve bunun dışındaki meslektaşlarıyla dayanışma göstermeyen, işveren karşısında bölünmeye yol açan bir sendika” olduğunu ileri sürdü.

GDL’in 20 saatlik uyarı grevi yapmasını, “provokatif” olarak değerlendiren Benner’in, “Ancak şimdi grev hakkının kısıtlanması tartışılması saçmalıktır. Grev bizim hakkımızdır” dedi.

Öncelikle EVG ve GDL’in TİS dönemlerinde tutumlarına, hangi sendikanın talepleri için daha kararlı mücadele ettiğine bakmak gerekiyor. Bu konuda GDL, EVG sendikasına çok açık fark atıyor.

Ama asıl önemli olan neredeyse aynı talepler için mücadele bir başka işkolundaki sendikanın “bölücü”, “provokatif”, “şamata yapan” ve “dayanışma göstermeyen” olarak teşhir edilmesidir.

Sendikal rekabetin işçi sınıfının mücadelesine zarar verdiğini hiçbir dürüst sendikacı reddetmeyecektir. Ancak Benner bu tutumuyla “kardeş sendika” olarak gördüğü EVG sendikasına iyilik yapmadığı gibi mücadeleye zarar verdi. Ayrıca sendikal rekabetin azalmasına değil artmasına sebep oldu bile denebilir.

Yazının başında, IG Metall ve GDL’in “neredeyse aynı talepler” için mücadele ettiğini belirtmiştik. Ne var ki kararlılık konusunda sendikaların tutumları ne yazık ki hiç mi hiç aynı değil! IG Metall, çalışma sürelerinin kısaltılması konusunda daha görüşme masasına oturmadan, “talep ediyoruz diye hemen uygulamaya alınması gerekmiyor” diyerek (10. sayfadaki habere bkz.) tabiri caizse “havluyu attı”.

“Hür dünyanın en büyük sendikası” olmakla övünen IG Metall, Almanya içinde farklı ücret ve farklı çalışma sürelerini içeren sözleşmelere imzaladığı ve bunların hala yürürlükte olduğu da biliniyor. Haftalardır sermaye lehine alanlara çıkarak, sanayi elektriği fiyatının düşürülmesini talep etmesi de IG Metall’i “mücadeleci bir sendika” olarak görülmesini sağlamıyor elbette.

Peki Benner, GDL’e saldırarak ne yapmak istiyor, dikkatleri nereye çekmek istiyor? IG Metall (ve IG BCE) uygun adım sermaye ve hükümetiyle aynı çizgide ilerliyor – Benner, bunun mu üstünü örtmek istiyor?

Oysa GDL’in bugün verdiği kararlı mücadele bütün bir işçi sınıfı için son derece önem arz ediyor ve dolayısıyla bütün sendikaların ve üyelerinin desteğini hak ediyor!

Close