Written by 17:00 POLITIKA

İsrail sınır tanımıyor, hükümet seyrediyor, halk tepkili

İsrail’in Filistin halkına karşı soykırım politikası dinmek bilmiyor. 7 Ekim’deki saldırıdan bu yana yaklaşık 55 bin kişi katledildi. Şimdi de Gazze’nin boşaltılması hedefleniyor. İnsanların Gazze’den gitmesini isteyen İsrail yönetimi, insani yardımın ulaşmasını engelleyerek açlık ve sefaleti dayatıyor. Bugüne kadar İsrail’in soykırım politikasına sessiz kalan Almanya, ilk kez Netanjahu’ya ölçüyü kaçırmama uyarısında bulundu. Barış hareketi ise 14 Haziran’da büyük bir miting düzenleyecek. DİDF, eyleme katılma çağrısı yaptı.

İsrail’in 7 Ekim saldırısından sonra Gazze’de yaptığı katliamlar ve kitlesel şekilde aç bırakma girişimleri, İsrail’e en fazla destek veren Avrupa ülkesi olan Almanya’da da tepkilere neden oldu. Son haftalarda Filistin halkına yönelik İsrail’in başlattığı saldırılara karşı asıl olarak Sol Partili bazı milletvekilleri tepki gösterirken, bu hafta koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) milletvekilleri de tepki göstermeye başladılar. Bu eleştirilere daha sonra, hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafında arama kararı çıkarılan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’yu Berlin’e davet edeceğini söyleyen Başbakan Friedrich Merz de katıldı. Natenjahu’ya Gazze’ye giden yardımların önünü açma çağrısında bulundu. Netanyahu ile 2 Haziran günü telefonda görüşen Merz, Gazze’ye derhal yeterli insani yardımın girmesine izin verilmesi ve sivil halka güvenli bir şekilde dağıtılmasının sağlanması gerektiğini çağrısında bulundu. CDU’lu siyasetçi aynı zamanda İsrail’in güvenliği ve var olma hakkının Almanya’nın devlet aklının bir parçası olduğunu vurguladı.

Telefon görüşmesini kamuoyuna açıklayan hükümet sözcüsü Stefan Kornelius, Netanyahu’nun bu talebe nasıl yanıt verdiğinin bilgisini ise paylaşmadı. Büyük bir olasılıkla Natenyahu bildiğini okumaya devam edecek. Ne de olsa, İsrail’in güvenliği Almanya’nın dış politikasının değişmez bir kuralı. Dolayısıyla yapılan her katliamdan sonra en fazla “ölçüyü kaçırmama” çağrısı yapılıyor. Merz’in yaptığı uyarı da büyük olasılıkla bu çerçevede kalacak. Halbuki, İsrail bölgede savaşı ve şiddeti ABD ve Almanya tarafından verilen silahlarla gerçekleştiriyor. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (Sipri) son raporuna göre İsrail silahlarının yüzde 66’sını ABD’den, yüzde 33’ünü Almanya’dan, yüzde 1’ini İtalya’dan temin ediyor.

Bu nedenle son haftalarda İsrail’e silah ambargosu uygulanmasını isteyenler de var. SPD Federal Parlamento Grubu Dış Politika Sözcüsü Adis Ahmetoviç, “Alman silahları insani felaketleri yaymak ve uluslararası hukuku ihlal etmek için kullanılmamalıdır. Bu nedenle Netanyahu hükümetine ateşkesi kabul etmesi ve müzakere masasına geri dönmesi çağrısında bulunuyoruz” dedi.

SPD Federal Parlamento Milletvekili Ralf Stegner de yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Gazze’de sivil halk için insani felaket sözkonusu. Bu nedenle Netanyahu hükümeti uluslararası hukukun ihlaline derhal sona vermelidir. Almanya İsrail’e silah satış izinini uzatılmamalıdır” dedi.

Normal koşullarda Almanya’nın çatışma bölgelerine silah tedarikini durdurması gerekiyor. Ancak İsrail yıllardır bu uygulamadan muaf tutuluyor. Verilen silahlarla İsrail’in kendi güvenliğini sağlaması isteniyordu. Ancak son aylarda İsrail’in Gazze’de yaptıkları savunmadan çok yok etmeye yönelik. Gazze’deki saldırılar sırasında bu nedenle Almanya’nın verdiği silahlar da İsrail ordusu tarafından kullanılıyor.

İsrail’e destek suç ortaklığı anlamına geliyor

Alman silahlarının katliamlarda kullanılması aynı zamanda Almanya’nın suç ortaklığını daha da pekiştiriyor. SPD Milletvekili Isabel Cademartori yaptığı açıklamada tam da bu noktaya dikkat çekti ve Almanya’nın İsrail’e silah sağlayarak savaş suçlarına ortak olabileceği uyarısında bulundu. Cademartori yaptığı açıklamada “Gazze’de Filistinlilere karşı Alman silahlarının kullanılması Almanya’nın uluslararası mahkemelerde yargılanmasına yol açabilir. Bu nedenle Alman hükümeti silah ihracatını sınırlandırmalı, özellikle de tank mühimmatı ve yedek parçaları artık tedarik edilmemelidir” dedi.

Açıklamalar, özellikle hükümet cephesinde 7 Ekim 2023’den bu yana ilk kez eleştirilerin yüksek sesle yapıldığını gösteriyor. Bugüne kadar özellikle SPD, CDU, Yeşiller cephesinden İsrail’e eleştiri yerine tam destek söz konusu idi. Bu destek bugün de devam ediyor. Ancak yükselen itirazların toplumdaki tepkilerin daha güçlü açığa çıkmasına yol açabilir. Bugüne kadar yapılan benzer eleştirilerin çoğu medya ve hükümet partileri tarafından kriminalize edilmişti.

AB içinde de benzer eleştirilerin dozajı giderek artıyor. Geçen hafta yapılan AB dışişleri bakanları konferansında, İsrail ile AB arasında imzalanan ortaklık anlaşmasının gözden geçirilmesine karar verilmişti. İsrail’e en sert eleştiren AB ülkeleri arasında yer alan İspanya İsrail’e yönelik uluslararası silah ambargosu çağrısında bununmuştu. Gazze’ye yönelik aylar süren ablukanın ardından İsrail birkaç yardım sevkiyatının yapılmasına izin verdi, ancak BM’ye göre bunlar yeterli olmaktan çok uzak. BM Genel Sekreteri António Guterres geçtiğimiz günlerde savaşın “en acımasız aşamasında” olduğunu söylemişti.

İki ayda Gazze’nin yüzde 75’i işgal edilmek isteniyordu

Öte yandan Alman basınında yer alan haberlere göre İsrail ordusu birkaç hafta içinde abluka altındaki Gazze Şeridi’nin dörtte üçünü ele geçirmeyi planlıyor. Aktarılan Times of Israel’in orduya dayandırdığı haberine göre, planlara göre kıyı bölgesinin yüzde 75’inin ele geçirilmesi sadece iki ay sürecek. Bunun ilk adımlar ıda atıldı. Bati Şeria’da 22 yerleşim yerinin kurulacağı ilan edildi. İsrail Ordu şu ana kadar Gazze’nin yaklaşık yüzde 40’ını kontrol altına almış durumda. Wall Street Journal’ın haberine göre, Filistinli sivil nüfus kapatılan kıyı bölgesinin dörtte birine sıkıştırılacak. (YH)


14 Haziran’da Berlin’de gösteri yapılacak

İsrail’in Filistin halkına yönelik yaptığı soykırıma karşı 7 Ekim’den bu yana ilk kez merkezi bir mitingle tepki gösterilecek. “Nie wieder krieg” inisiyatifi, 14 Haziran’da Berlin’de büyük bir eylem düzenleme kararı aldı. “Platz des 18. März“ meydanında yapılması planlanan gösteriye çok sayıda tanınmış simanın da destek vermesi bekleniyor. “Soykırımı ve insanları aç bırakmayı ve Filistin halkını yerinden etmeyi durdurun” sloganıyla yapılacak eylemde Almanya’nın İsrail’e silah ambargosu uygulaması ve her türlü askeri işbirliğini bitirmesi çağrısı yapılacak. Ayrıca Filistin halkıyla dayanışma amacıyla yapılan eylemlerin kriminalleştirilmesine son verilmesi de istenecek.

İnisiyatifin parçası olan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) de eyleme katılma çağrısında bulundu. Yapılan açıklamada, İsrail’in izlediği soykırım politikalara karşı sessiz olunmaması istendi. (YH)

Close