Written by 12:00 ÇALIŞMA YAŞAMI

Metalde ilk turda sonuç yok

Metal ve elektro işkolunda ücret TİS görüşmeleri başladı. Metal patronları bütün TİS bölgelerinde sendikanın taleplerinin “aşırı” olduğunu ileri sürdüler. Görüşmelerin temelinde işkolu genelinde “istihdamı koruma ve rekabet gücünü artırma” olması gerektiğini söyleyen metal patronları, “Almanya’nın sanayisizleşmesine hızlandıran bir sözleşme imzalamayalım” diyorlar. Sendika ise geçmiş yılların ücret kayıplarına işaret edip, “Alım gücünü yükselterek durgunluğu aşabiliriz” diyor. Gesamtmetall Şefi Stefan Wolf, “ciddi bir uzlaşma için tarihi bir fırsat” yakalandığını söylüyor. Bu TİS döneminde Volkswagen tekeli iyice ağırlığını koyuyor – bu da görüşmeleri daha da zorlaştıracak.

SERDAR DERVENTLİ

Almanya en önemli işkolunda ücret toplu pazarlıkları başladı. Ülke genelinde 3,9 milyon işçi ve emekçinin çalıştığı Metal ve elektro işkolu Almanya ekonomisi olduğu gibi işçi hareketi içinde kilit fonksiyona sahip bir konumda.

Eylül ayının ilk yarısından itibaren başlayan görüşmelerden beklenildiği gibi bir sonuç alınmadı. Sendikanın verdiği bilgiye göre görüşmelerin yapıldığı bütün TİS bölgelerinde metal işverenleri aynı tutumu aldılar. Ülke ekonomisinin durgunluk ve daralma arasında gidip geldiğini belirten metal işverenleri, “Böyle bir dönemde IG Metall’in son yılların en yüksek taleplerinden birini sunması anlaşılır değil” diyorlar. Metal patronları yüzde 7 ücret zammı ve çırakların maaşlarının 170 euro yükseltilmesi talebinin “aşırı” olduğunu ileri sürüyorlar.

BENNER: TALEPLERİ YUMUŞATTIK

IG Metall Genel Başkanı Christiane Benner ve TİS’lerden sorumlu Yürütme Kurulu üyesi Nadine Boguslawski ile birlikte yaptıkları açıklamalarla işverenlerin gerekçelerine destek vermekten daha da ileri gittiler.

TİS görüşmelerinden birkaç gün önce Metal İşverenleri Birliği Gesamtmetall tarafından düzenlenen “Metal ve Elektrik Endüstrisi Günü”ne (“Tag der Metall- und Elektroindustrie”) katılan Benner, burada yaptığı konuşmada adeta metal patronlarına ‘hesap’ verdi: “Sendikanın ileri sürdüğü talep orantılı bir şekilde belirlendi” dedi. Taleplerin tartışılması sırasında, münferit bölgeler çift haneli ücret taleplerinde bulunduğunu söyleyen Benner, “Bu talepleri başarılı bir şekilde yumuşattık” dedi.

TİS Komisyonlarında delegeleri (sermayenin çıkarları doğrultusunda) yumuşattıklarını söylemesi yetmemiş anlaşılan! Konuşmasına, “işletmelerin harcamaları aşağı çekme çabasını anlayışla karşıladıklarını” söyleyerek devam eden Benner, “Ancak ücret maliyetleri, geçen yılki metal ve elektrik endüstrisindeki toplam maliyetin sadece yüzde 16’sını oluşturuyor. Biz IG Metall olarak, politikacılardan, işletmelerin diğer alanlardaki yükünü hafifletmesini, yani yüksek enerji maliyetlerindeki yüklerini hafifletmesini bekliyoruz” dedi.

Yüzde 7’lik ücret talebinin o kadar da yüksek olmadığına dikkat çeken Benner, “Enflasyonun bugün düşük seviyede seyretmesi alım gücünün yeniden yükseldiği anlamına gelmiyor. Geçmiş yıllardaki reel ücret kayıpları nedeniyle bugün alım gücü düşük seviyede seyrediyor. Ekonomistler şu konuda hemfikir: ekonominin satın alma gücünün artırılmasına ihtiyacı var.”

“REKABET GÜCÜNÜ ZARAR VERECEK ADIMLARDAN KAÇINILMALI”

Benner’in satın alma gücünün yükseltilmesi gerektiği konusunda “hem fikir” olan “Keynesçi ekonomistler” etkisi sınırlı dar bir grup. Ülkede söz sahibi olan ekonomistlerin ağırlığı neoliberal akımdan ve “sendikalar ılımlı ücret politikası sürdürmeliler” görüşünü savunanlar. Tabi bu beyler için “ılımlı ücret politikası” gerçekte reel ücretlerden feragat etme politikasıdır.

Sermaye örgütlerinin finanse ettiği Alman Ekonomi Enstitüsü’nden (IW) ekonomist Hagen Lesch, “Metal ve elektrik endüstrisinde sadece uzun süreli bir durgunlukla değil, aynı zamanda yapısal bir krizle de karşı karşıyayız. Dolayısıyla ücret artışlarıyla değil geleceğe yatırım sayılacak sözleşmelere ihtiyaç var” diyor.

Münih’teki Ifo Enstitüsü Başkanı Clemens Fuest ise, metal ve elektrik endüstrisindeki toplu pazarlık turunda yüksek ücret anlaşmaları çıkmaması için çaba harcanması gerektiğini söylüyor. “Alman ekonomisi şu anda zayıflıyor. Metal endüstrisi de bir istisna değil” diye konuşan Fuest, “Mevcut ekonomik gelişme, enflasyonu telafi etmenin çok ötesine geçen yüksek ücret artışlarına izin vermiyor. Enflasyon oranının yüzde ikinin biraz altında olduğu düşünüldüğünde, IG Metall ‘in yüzde yedilik ücret talebi, yüzde beşlik bir reel ücret artışı anlamına gelecektir ki bu kabul edilemez” dedi.

Fuest Ifo sayfalarında yayınladığı makalesinde, “Ekonominin geri kalanından farklı olarak metal endüstrisi canlanıyor olsaydı böyle bir talep anlaşılabilirdi. Ancak durum böyle değil. Yüksek ücret anlaşması Almanya’nın üretim merkezi olarak rekabet gücüne zarar verecektir ve bu engellenmelidir” görüşünü savunuyor.

ZOR BİR TİS SÜRECİ

Bu TİS döneminin kolay geçmeyeceği baştan biliniyordu. Azami kâr hedeflerinden vazgeçmeyen DAX, MDAX ve SDAX tekel ve şirketleri bu hedeflerine ulaşmak için her türlü yolu denediklerini geçtiğimiz aylarda ortaya koydular. Bir yanda enerji fiyatlarını düşürmesi, bürokrasiyi azaltma adına işletme ve çalışma yasalarını gevşetmesi, Alman sermayesini AB ve AB dışındaki rakiplerine karşı daha kararlı savunması için hükümete baskı yapan sermaye diğer yanda on binlerce işçi ve emekçiyi işten çıkarma tehdidiyle feragat etmeye, mücadeleyle kazanılmış toplu sözleşme haklarını gasp etmek, devam eden ücret TİS görüşmelerinde ücretleri ve ek ödemeleri düşürmek istiyor.

Ekonominin önümüzdeki dönem daralacağına dair veriler artıyor. Federal İstatistik Dairesi, metal ve elektrik sanayisinde üretimin 2018’de öncesi seviyenin yüzde 14 altında ve şirketlerdeki sipariş birikimlerini Temmuz 2020’deki koronavirüs salgının zirvesinden daha kötü olduğunu açıkladı.

Burada yanıtlanması gereken soru gelecek krizin faturasını kimin ödeyeceğidir. Sermaye örgütleri ve hükümeti, bütün yükün işçi ve emekçilerin sırtına yıkılması için harekete geçtiler.

TARİHİ FIRSAT…

Gesamtmetall Başkanı Stefan Wolf, Metal ve Elektrik Endüstrisi Günü’nde IG Metall’e uzlaşmaya açık olması için çağrı yaptı. “TİS taraflarının ülkenin içinden geçmekte oldu bu zor dönemde herkes için örnek tutum sergileyebileceklerini” söyleyen Wolf, Benner’e hitaben, “kendi içinde kavgalı olan koalisyon hükümeti taraflarına en zor zamanlarda bile makul bir uzlaşmanın bulunabileceğini gösterebiliriz. Bu tarihi bir fırsat, gelin bunu birlikte değerlendirelim” dedi.

Wolf için gerçekten “tarihi fırsat” dönemi… İşçi ve emekçilerin taleplerini aşağı çeken (“yumuşatan”) ve Almanya’nın üretim merkezi olarak korunması ve rekabet gücünün artırılması için birçok şeyi yapmaya hazır bir sendika yönetimiyle bu TİS dönemini sermaye lehine sonuçlanması sağlanabilir.

Ayrıca bu TİS döneminde Volkswagen (VW) tekeli iyice ağırlığını koyuyor ve sadece kendini bağlayan sözleşmeleri değil bütün işkolunda geçerli olan sözleşmeleri de etkilemek istiyor. VW, kadrolu işçileri için geçerli olan tüm sözleşmeleri feshetmesi ve “rakip firmaların sözleşmelerine denk bir sözleşme” talep etmesi başta otomotiv yan sanayisi olmak üzere büyük tekellerin bütün tedarikçileri üzerinde benzeri bir saldırı çizgisine girmeleri için baskı oluşturacak. VW’nin işi kolay olmayacak gibi… Örgütlenme düzeyinin son derece yüksek olduğu VW tekelinde 120 bin işçi, işlerini ve kazanılmış TİS haklarından vazgeçme niyetlisi olmadıklarını eylemlerle gösterdiler. Metal patronlarının “tarihi fırsatı” değerlendirip topyekûn saldırıya yönelmesi metal işçi ve emekçileri için de bir tarihi fırsat olabilir; saldırılar ortak mücadeleyle geri püskürtülebilir!

Close