Written by 21:00 POLITIKA

Seçim kampanyası başladı: Mülteciler ve askeri harcamalar konusunda büyük uzlaşma

Almanya’da 23 Şubat’taki erken genel seçimler için resmi süreç başladı. Partiler aday ve seçim programlarını belirlemeye başladı. Meclise girme olasılığı yüksek olan partilerin vaatleri birbirine benziyor. Programlarda özellikle mülteci karşıtlığı ve askeri harcamaların arttırılması konusunda geniş bir uzlaşmanın olduğu görülüyor.

Almanya’da erken genel seçimlerin 23 Şubat’ta yapılacağı kesinleşti. Başbakan Olaf Scholz’un 16 Aralık’ta yapılan güven oylamasını kaybetmesinden sonra mecliste grubu bulunan partilerin yöneticileriyle tek tek görüşen Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, 27 Aralık’ta meclisi fesh ettiğini ilan etti. Böylece Anayasa gereğince seçimlerin yapılması gereken 60 günlük süre de başlamış oldu.

Partiler, seçim program taslaklarını kamuoyuna açıkladılar ve ocak ayı başında yapılacak kongrelerde hazırlanan bu taslaklar karar altına alınacak.

Açıklanan programlara bakıldığında seçim kampanyasına “illegal göçle mücadele”, Ukrayna savaşı ve ekonomideki gidişat konusundaki gelişmeler damgasını vuracak. Özellikle “illegal göç” söylemi altında sermaye partilerinin yerli ve göçmen emekçiler arasındaki önyargıları körükleyerek bölünmeyi derinleştirmeyi hedefledikleri anlaşılıyor. “Borç freni”nin kaldırılarak yeni borçlandırmaların önünün açılması, faturanın ise emekçilere kesilmesi planı da önümüzdeki dönemin en önemli politikalarından olacak. Yine askeri harcamaların arttırılması da sermaye partilerin öncelikleri arasında yer alıyor. Partilerin açıkladıkları programlar ve temel konulardaki vaatleri, halkın ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak bir yana sorunları daha da derinleştirecek görünüyor.

SPD, BSW ve Sol Parti saat başı brüt asgari ücretin 15 euroya çıkarılmasını vaat ediyor. 2024’te 12,41 euro olan, 1 Ocak’tan itibaren 12,82’ye çıkan asgari ücretin 15 euroya çıkması, milyonlarca düşük gelirli emekçinin daha fazla ücret almasını sağlayabilir. SPD, 2021’deki seçimlerde de asgari ücretin 9,82 eurodan 12 euroya çıkarılmasını vaat etmişti. Ekim 2022’de asgari ücret 10,45 eurodan 12 euroya çıkarılmıştı. Bu vaadin özellikle SPD’ye oy kazandırabileceği tahmin ediliyor. Ancak birinci parti olma ihtimali neredeyse olmadığı için bu vaadini bu kez hayata geçirmesi zor görünüyor.

Seçimlerden birinci çıkması beklenen CDU/CSU’nun asgari ücreti artırması gündemde değil. Sosyal konularda verdiği en önemli vaat emeklilik yaşının yükseltilmeyeceği. Ayrıca 40 yıl çalıştıktan sonra emekli olanlara çalışmaya devam etmeleri durumunda aylık 2 bin euro vergi muafiyeti vaat ediliyor. Gelir vergisini düşürmeyi, Dayanışma Vergisini (Solidaritätzuschlag) kaldırmayı vaat eden CDU/CSU, işverenlerden alınan vergilerin de yüzde 25’e düşürülmesini vaat ediyor. Bu oran halen yüzde 29,94.

SPD’NİN “ALMANYA FONU” VAADİ

SPD ise asgari ücretin 15 euroya çıkarılmasının yanı sıra servet ve miras vergileri yoluyla normal vergi mükelleflerinin sırtındaki 15 milyar euroyu azaltmayı hedefliyor. Ayrıca temel gıda ürünlerindeki katma değer vergisini yüzde 7’den yüzde 5’e düşürmeyi vaat ediyor. En büyük vaadi ise “Almanya Fonu.” Devlet ve sermayenin katılımıyla oluşturulacak 100 milyar euroluk fondan yatırım yapmak isteyen sermayeye teşvikler verilecek ya da zorda olan firmalara aktarılacak. Yeşiller de benzer bir fon öneriyor. Her iki parti askeri harcamalar için ayırdıkları 100 milyar euroluk fona ise dokunmayı düşünmüyor.

ASKERİ HARCAMALARDA BÜYÜK KOALİSYON

Sermaye partilerinin çoğu askeri harcamalar konusunda NATO’nun belirlediği (milli gelirin) yüzde 2 şartını kabul ediyor ve buna uymayı vaat ediyor. CDU/CSU bununla da kalmayarak zorunlu askerliği geri getirmek istiyor. Askeri harcamaları yüzde 2’ye çıkarmayı başaran SPD, bundan sonra da askeri harcamaların arttırılmasını savunuyor. Bundeswehr’i (Federal Ordu) çekici bir işveren haline getirerek ihtiyaç duyulan asker sayısını karşılamak istiyor. Yeşiller de, yüzde 2 şartını savunurken, iç güvenlik için federal polis teşkilatına 1000 kişinin alınmasını vaat ediyor.

Uzun vadede “ulusal bağımsızlık” adına NATO’dan ayrılmayı hedefleyen AfD ise güçlü bir “Alman ordusu” için askeri harcamaların arttırılması gerektiğini savunuyor. Sol Parti ve BSW ise askeri harcamaların arttırılması yerine sosyal alanlara daha fazla bütçe ayrılmasını talep ediyor.

MÜLTECİLERLE MÜCADELEDE DE BÜYÜK KOALİSYON

Magdeburg saldırısının da etkisiyle seçimlerin en önemli konularından biri olması beklenen göç ve mülteciler konusunda sermaye partilerinin tümü, tonlamalar farklı olsa da aynı politikayı savunuyor. CDU/CSU iltica başvurularının azaltılması için önlemlerin artırılması gerektiğini ifade ederken iltica başvuru ve sınırdışı sürelerinin hızlandırılmasını istiyor. Ayrıca insani nedenlerle sığınma hakkı verilenlere aile birleşimi yasaklamayı vaat ediyor. SPD de yaklaşık olarak aynı taleplere programında yer vermiş. “İllegal göçle” mücadeleyi programına alan Yeşiller’in CDU/CSU ve SPD’den tek farkı “sınırdışıların insancıl çerçevede” yapılması. Politikanın esası ise aynı.

Göçmen ve mülteci düşmanlığı yaparak oylarını arttıran ırkçı AfD’nin en büyük vaadi ise sınırların illegal göçe kapatılması, iltica hakkının AB’den alınarak ulusal çapta belirlenmesi, kitlesel sınırdışıların yapılması. Almanya’nın “ulusal egemenliği” için uzun vadede AB’den ayrılmayı da önüne koyan ırkçı parti, ucuz işgücü olarak kalifiye yabancılara ise kapıları açık tutuyor.

“Ülkemiz daha fazlasını hak ediyor” sloganıyla seçimlere hazırlanan Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) da göç ve mülteciler konusunda aynı politikaya sahip. Mültecilere “Bürgergeld” (Vatandaşlık Parası) verilmesine karşı çıkan BSW, diğer partiler gibi AB sınırlarının korunmasını, iltica başvurularının AB dışındaki ülkelerde alınmasını ve sınırdışıların hızlandırılmasını vaat ediyor.

BSW’nin sosyal vaatleri arasında asgari ücretin 15 euro olması, emeklilere 2 bin euro vergi muafiyeti, 40 yıl sigortalı çalışanlara aylık 1500 euro emekli maaşı, 2030’a kadar kiraların dondurulması, eğitime daha fazla bütçe ayrılması, ABD’nin nükleer başlıklı füzelerinin Almanya’ya yerleştirilmemesi, AB’nin genişlemesinin durdurulması bulunuyor. Asgari ücret, konut, eğitim, sağlık gibi alanlarda BSW’nin öne sürdüğü taleplerle Sol Parti’nin açıkladığı talepler arasında benzerlikler var.

Almanya’yın Ukrayna’ya daha fazla askeri yardım yapmasına karşı çıkan BSW, savaşın bitirilmesi için diplomatik girişimlerin arttırılmasını ve desteklenmesini istiyor. Askeri harcamalar, NATO’nun yüzde 2 şartı konuları ise programda yer almıyor.

Partilerin seçim vaatlerine bakıldığında göç ve mülteci düşmanlığı ile askeri harcamalar konusunda geniş bir uzlaşmanın olduğu anlaşılıyor. Ekonomik sosyal sorunların azaltılması konusunda kimi farklılıklar olmakla birlikte, temelde bir değişiklik bulunmuyor. Özellikle potansiyel koalisyon ortakları CDU/CSU, SPD ve Yeşiller’in seçim vaatlerinin de adeta birbirinin kopyası olduğu görülüyor. (YH)

Close