CDU/CSU ve SPD arasında başlayan koalisyon görüşmelerine ilk önemli uzlaşma kamuoyuna ilan edildi. Askeri harcamalarda üst sınırın kaldırılmasını isteyen partiler, altyapı yatırımları için ise 10 yılda 500 milyar euro harcamayı hedefliyor. Anayasa değişikliği için eski meclis göreve çağrıldı.
Almanya’da 23 Şubat’ta yapılan erken genel seçimlerinden birinci çıkan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) partileri zaman geçirmeden tek koalisyon seçeneği olan Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile koalisyon görüşmelerine başladı ve ilk önemli uzlaşmayı kamuoyuna ilan ettiler.
Daha önce Angela Merkel’in başbakanlığında kurulan CDU/CSU-SPD koalisyon hükümetinin Anayasada yaptığı bir değişiklikle getirdiği “borç freni”nin aynı ortaklar tarafından bu sefer kaldırılması konusunda uzlaşmaya varıldı. Erken genel seçimlerden önce işbaşında olan “trafik lambası koalisyonu” da görünürde “borç freni” tartışması nedeniyle dağılmıştı.
ESKİ PARLAMENTOYA YENİ GÖREV
CDU/CSU ve SPD arasında “borç freni”nin kaldırılması konusunda varılan anlaşmanın hayat bulması için mecliste üçte iki çoğunluğu gerektiren bir Anayasa değişikliğinin yapılması gerekiyor. Ancak seçimlerden birinci çıkan CDU/CSU ile üçüncü çıkan SPD’nin 630 sandalyeli mecliste toplam 328 milletvekili bulunuyor. Üçte iki çoğunluk olan 420 sayısını bulması için 85 sandalyeye sahip Yeşiller’in destek vermesi de yetmiyor. Yeni mecliste aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin 152, Sol Parti’nin ise 64 milletvekili bulunuyor. Bu iki partinin Anayasa değişikliği için kurulacak hükümete destek vermesi beklenmediği için, “borç freni”nin kaldırılması için halen görevde olan eski meclisin toplantıya çağrılarak istenilen değişikliğin yapılması planlanıyor. Eski mecliste CDU/CSU, SPD, Yeşiller ve baraj altında kalan FDP’nin oyu “borç freni”nin Anayasadan çıkarılmasına yetiyor.
Yeni seçilen parlamentonun en geç 25 Mart’ta toplanarak göreve başlaması bekleniyor.
Bu nedenle Federal Meclis’in özel oturumlarını en geç 13 ve 17 Mart’ta yapılması söz konusu.
Eski meclis bu tarihe kadar yasa çıkarma hakkına sahip. Yeni hükümetin yapacaklarının eski meclis tarafından karar altına alınmasının ülkede uzun tartışmalara yol açması bekleniyor. Çünkü bu hamle, demokrasinin bir makyajdan ibaret olduğu ve ihtiyaç duyulduğunda bu makyaja gerek duyulmayacağının çarpıcı bir örneği durumunda.
ASIL MAKSAT ASKERİ HARCAMALAR
Muhtemel koalisyon ortakları arasında yapılmak istenen Anayasa değişiklinin asıl nedeni askeri harcamaların önündeki engelleri kaldırmak. Açıklamaya göre, bütçenin yüzde 1’inin üzerindeki sınırı kaldırılacak. Böylece askeri harcamalara bir sınır konulmayacak. İlk etapta en az 400 milyar euroluk özel bir fondan söz ediliyor. Özellikle ABD’nin Ukrayna’ya daha fazla askeri yardımda bulunmayacağı ve güvenlik garantisi vermeyeceğini açıklaması Almanya’daki silahlanma tartışmalarını yoğunlaştırdı. Ancak ABD’nin bu adımı sadece bir vesile. Çünkü uluslararası rekabetin son tahlilde silah gücüyle sınandığı günümüzde, Almanya’nın dq bu konudaki zayıflığını bir an önce giderme ihtiyacı duyduğu açık.
Müstakbel Başbakan Friedrich Merz, SPD yöneticileriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında ABD’deki gelişmeler nedeniyle askeri harcamalar için daha fazla bütçe ayırmanın acil olduğunu ifade ederek, “ABD’nin gelecekte de karşılıklı ittifak taahhütlerimizin arkasında duracağına güveniyoruz. Ancak ülkemiz ve ittifak savunması için mali kaynakların artık önemli ölçüde genişletilmesi gerektiğini de biliyoruz” dedi.
CSU Genel Başkanı ve Bavyera Başbakanı Markus Söder ise basın toplantısında Alman ordusunun ihtiyaçlarını sıralayarak, silahlanmaya devasa bütçe ayrılmasını meşrulaştırmaya çalışarak somut rakamlar verdi: 100 bin insansız hava aracına, 800 yeni tanka, 2 bin Patriot füzesi ve bin Taurus seyir füzesi.
Partiler arasında varılan anlaşmanın bir diğer önemli ayrıntısı ise askeri harcamalar için bir üst sınırın olmamasının öngörülmesi. Varılan anlaşmaya göre gelecekte, gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde birinin üzerindeki savunma harcamaları borç freninin kısıtlamalarından muaf tutulacak. Bu şu anda 45 milyar euronun üzerindeki tüm harcamaları kapsıyor. Dolayısıyla bütçeden bağımsız sınırsız askeri harcama öngörülüyor.
NATO’nun belirlediği yüzde 2 şartını yerine getiren ülkeler arasında yer alan Almanya, önümüzdeki dönem için telaffuz edilen yüzde 3,5 şartı için de zemin hazırlamak niyetinde.
ALTYAPI İÇİN 500 MİLYAR EURO
Altyapının geliştirilmesi için 500 milyar euroluk bir fonun kurulması da aynı pakette yer alıyor. Merz, basın toplantısında 500 milyar euroluk fondan 10 yıl boyunca kara ve demir yolları, okullar, hastaneler, kreşler ve hastaneler için harcamaların yapılacağını duyurdu. Ancak bu ifadelerin askeri harcamalara kılıf uydurmaktan başka bir anlamı bulunmuyor. Altyapıdan asıl kast edilen ise, büyük sermayeye rekabet gücü kazandırmak üzere teşvikler.
TEKELLERİN HİSSE SENETLERİ PATLAMA YAPTI
Aynı gün Avrupa Birliği’nin de askeri harcamalar için 800 milyar avroluk bir fon kurmak istediğini açıklamasıyla birlikte silah tekellerinin borsadaki hisselerinde adeta patlama yaşandı. Alman silah tekeli Rheinmetall’in hisse fiyatı analistler tarafından belirlenen en yüksek hedefini de aştı. Şirketin hisseleri Tradegate’te yüzde 20’den fazla artışla 1228 euroya yükseldi.
Aynı gün Hensoldt’un hisse fiyatını yüzde 27, Renk’in yüzde 17 arttı. Marine Systems ile savunma sektöründe faaliyet gösteren Thyssenkrupp yaklaşık yüzde 10 değer kazandı. Airbus ve MTU Aero Engines şirketlerinin hisseleri ise yaklaşık yüzde 1,5 yükseldi.
AB’nin 800 milyar euroluk açıklamasından sonra Batı Avrupa borsalarında da silah tekellerinin hisseleri patlama yaptı. Alman borsası Dax ilk kez 23.000 puan sınırına ulaştı. Silah tekeli Rheinmetall’in hisse değeri yüzde 14’lük artışla yaklaşık 1.228 euroya ulaştı. Ukrayna savaşı başlamadan bir hisse 110 euro idi. Bir diğer Alman silah tekeli Hensoldt’un hisseleri bir haftada yüzde 43’e varan artışla 75 euro oldu. Savaş başlamadan bir hissenin değeri 12 euro idi.
Aynı şekilde bir hafta içinde İtalyan Leonardo LDO’nın hisseleri yüzde 16, İngiliz BAE Systems BA yüzde 15, Fransız Thales HO yüzde 16 ve uçak şirketleri Dassault Aviation AM ve Saab SAAB sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 12 oranında değer kazandı. JP Morgan analistleri, Avrupa silah şirketleri hisselerinin 12 ayda ortalama yüzde 25 yükseleceğini tahmin ediyor. (YH)